Pazar 14.06.2015
Son Güncelleme: Pazar 14.06.2015

Şişirilmiş dudaklar kırılgan ruhlar

Frederic Brandt, medyanın ona taktığı isimle Botoks Baronu ya da Kolajen Kralı'ydı. Ömrü boyunca sonsuz gençliğin peşinde koştu. 65 yaşında yapayalnız yaşadığı evinde kendi canına kıydı. Zaten depresyon tedavisi gören ünlü doktor, kusursuzluk arayışının ve onunla acımasız bir dille alay eden medyanın kurbanı oldu

Aralarında Madonna, Stephanie Seymour ve Donna Karan gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda ünlüye estetik operasyon yapan Dr. Frederic Brandt, botoks yöntemini de ABD'de uygulayan ilk cerrahlardandı. Hollywood ünlülerinin neredeyse tamamı Frederic Brandt'in hastası hatta arkadaşıydı. Rusya ve Orta Doğu'dan sadece ona dolgu yaptırmak için uçan zenginler vardı. Muayenehanesine yapılan kısacık bir ziyaret bile en az 6 bin dolara patlıyordu. Miami ve New York'ta çalışıyor, sadece en özel tasarımcıların butiklerinden alışveriş yapıyor, en lüks yerlerde yemek yiyordu. Yüzünden gülümseme eksik olmayan doktor en gizli partilere bile çağırılıyor, girdiği her ortamda tüm ilgiyi üzerinde topluyordu. Ünlü doktor her sabah saat 6.30'da kalkıyor, önce yarım saat yoga yapıyordu. Ardından hastalarını görmeye başlıyordu. Tam 10 saat boyunca. Bir günde ortalama 5 bin enjeksiyon yapıyor, bıçak altına yatmak istemeyenlerin yüzlerini sadece iğneyle yeniden şekillendiriyordu.
KOLEKSİYONER VE HAYVANSEVER
Üstelik sadece doktorluk yapmıyordu. 30 yıldan fazla sürdürdüğü mesleği süresince güzellik ve medikal estetik konularında iki kitap yazdı. Uzun yıllar bir radyo programı hazırladı ve sundu. Kendi adını taşıyan bir kozmetik markası yarattı. Hayatta çok önemli iki tutkusu vardı; hayvanlar ve sanat. Florida'daki evinde barınaklardan aldığı köpeklere bakıyor, onlarla tek tek ilgileniyordu. New York'ta hasta bakmaya gittiğinde bu canı gibi sevdiği hayvanlar için özel bir bakıcı geliyordu evine. New York'taki evi ise modern sanat koleksiyonuna ayrılmıştı. Milyonlarca dolarlık koleksiyonunda Richard Prince ve Damien Hirst'ün eserleri olduğu biliniyordu. Ama bir şeyler eksikti. Sayısız müdahaleyle adeta bir maskeye dönüşen yüzünün arkasında, ruhunun derinliklerinde yapayalnız ve mutsuz bir adam haline geldi Frederic Brandt zamanla. Evli değildi, sevgilisi yoktu. Kendi bedeninden bile mesleği uğruna vazgeçmiş, tüm yeni ilaçları denemek için kendini kobay seçmişti. Yaşına rağmen tek bir kırışık barındırmayan cildi, çıkık elmacık kemikleri, sonradan yarattığı çenesi ve platin sarısı saçlarıyla medyada eleştirilmeye başladı. Hem de acımasızca. Brandt şüphesiz hassas bir ruh haline sahipti ama onun hayattan vazgeçmesini sağlayan olayların en önemlisi herkesin önünde küçük düştüğünü hissetmesine neden olan bir dizi oldu. Ünlü oyuncu Tina Fey, Netflix'te yayınlanan The Unbreakable Kimmy Schmidt adlı dizide bir estetisyen parodisi yaptı. Komedyen Martin Short tarafından canlandırılan bu sarı saçlı aşırı estetikli doktor tipi gören herkese tek bir şey düşündürdü: Dr Franff, Botoks Baronu Frederic Brandt'ın parodisiydi.
DİZİYE ÇOK ÜZÜLDÜ
Brandt diziyi izledi. Zaten depresyondaydı. En yakın arkadaşlarıyla görüşmez, evden çıkmaz olmuştu. Hiç kıramayacağı hastalarının, en hatırlı dostlarının bile randevularını ileri tarihlere erteliyordu. Dizi yayınlanalı bir ay bile geçmeden gazeteler acı haberi duyurdu. Sayısız mesleki başarı kazanmış, dünyanın en ünlü estetik cerrahlarından biri Frederic Brandt, 4 Nisin 2015'te 65 yaşında, Miami'deki milyon dolarlık evinde kendini astı. Cenazesi adeta ünlüler geçidi gibiydi efsane doktorun. Ancak dünyadan kalbi kırık bir şekilde giden Brandt'in cenazesindeki çoğunlukla hastalarından oluşan kalabalığın üzüntüsünü yüzlerinden anlamak maalesef imkansızdı. O, iğneleriyle yarattığı ifadesiz suratlarla uğurlandı öbür dünyaya. Hastaları bir sonraki enjeksiyonu nerede yaptıracaklarına karar vermişlerdi bile....

ŞEKERCİ DÜKKANINDAN KLİNİĞE
Fredric Sheldon Brandt, 26 Haziran 1949'da Newark, New Jersey'de doğdu. Ailesinin bir şekerci dükkanı vardı. Tek abisiyle bu dükkanda saatlerce kasada duruyorlardı. Henüz 15 yaşındayken babası şeker hastalığından öldü. Bundan sadece yedi yıl sonra annesini de kaybetti. Gençlik yıllarından Brandt'e ölüm korkusu ve tatlıya düşkünlük kaldı. Tam da bu sebeple hayatının son 10 yılında ağzına tek lokma şeker ve glüten koymadı. Lise yıllarından itibaren hep şeref listesinde olan Brandt 1971'de Rutgers Üniversitesi'ni bitirdi ve Philadelphia'da tıp okumaya başladı. Burada dermatolog olmaya karar verince 1981'de Miami'ye taşındı ve burada ilk kliniğini kurdu. New York'taki muayenehanesini 1998'de açtı. Sekiz yıl sonra Florida'da bir cilt araştırmaları enstitüsü kuran Brandt sayısız kişi üzerinde dolgu ve botoks ile ilgili araştırmalar yaptı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.