Son Güncelleme: Pazar 14.06.2015
Şişirilmiş dudaklar kırılgan ruhlar
Frederic Brandt, medyanın ona taktığı isimle Botoks Baronu ya da Kolajen Kralı'ydı. Ömrü boyunca sonsuz gençliğin peşinde koştu. 65 yaşında yapayalnız yaşadığı evinde kendi canına kıydı. Zaten depresyon tedavisi gören ünlü doktor, kusursuzluk arayışının ve onunla acımasız bir dille alay eden medyanın kurbanı oldu
KOLEKSİYONER VE HAYVANSEVER
Üstelik sadece doktorluk yapmıyordu. 30 yıldan fazla sürdürdüğü mesleği süresince güzellik ve medikal estetik konularında iki kitap yazdı. Uzun yıllar bir radyo programı hazırladı ve sundu. Kendi adını taşıyan bir kozmetik markası yarattı. Hayatta çok önemli iki tutkusu vardı; hayvanlar ve sanat. Florida'daki evinde barınaklardan aldığı köpeklere bakıyor, onlarla tek tek ilgileniyordu. New York'ta hasta bakmaya gittiğinde bu canı gibi sevdiği hayvanlar için özel bir bakıcı geliyordu evine. New York'taki evi ise modern sanat koleksiyonuna ayrılmıştı. Milyonlarca dolarlık koleksiyonunda Richard Prince ve Damien Hirst'ün eserleri olduğu biliniyordu. Ama bir şeyler eksikti. Sayısız müdahaleyle adeta bir maskeye dönüşen yüzünün arkasında, ruhunun derinliklerinde yapayalnız ve mutsuz bir adam haline geldi Frederic Brandt zamanla. Evli değildi, sevgilisi yoktu. Kendi bedeninden bile mesleği uğruna vazgeçmiş, tüm yeni ilaçları denemek için kendini kobay seçmişti. Yaşına rağmen tek bir kırışık barındırmayan cildi, çıkık elmacık kemikleri, sonradan yarattığı çenesi ve platin sarısı saçlarıyla medyada eleştirilmeye başladı. Hem de acımasızca. Brandt şüphesiz hassas bir ruh haline sahipti ama onun hayattan vazgeçmesini sağlayan olayların en önemlisi herkesin önünde küçük düştüğünü hissetmesine neden olan bir dizi oldu. Ünlü oyuncu Tina Fey, Netflix'te yayınlanan The Unbreakable Kimmy Schmidt adlı dizide bir estetisyen parodisi yaptı. Komedyen Martin Short tarafından canlandırılan bu sarı saçlı aşırı estetikli doktor tipi gören herkese tek bir şey düşündürdü: Dr Franff, Botoks Baronu Frederic Brandt'ın parodisiydi.
DİZİYE ÇOK ÜZÜLDÜ
Brandt diziyi izledi. Zaten depresyondaydı. En yakın arkadaşlarıyla görüşmez, evden çıkmaz olmuştu. Hiç kıramayacağı hastalarının, en hatırlı dostlarının bile randevularını ileri tarihlere erteliyordu. Dizi yayınlanalı bir ay bile geçmeden gazeteler acı haberi duyurdu. Sayısız mesleki başarı kazanmış, dünyanın en ünlü estetik cerrahlarından biri Frederic Brandt, 4 Nisin 2015'te 65 yaşında, Miami'deki milyon dolarlık evinde kendini astı. Cenazesi adeta ünlüler geçidi gibiydi efsane doktorun. Ancak dünyadan kalbi kırık bir şekilde giden Brandt'in cenazesindeki çoğunlukla hastalarından oluşan kalabalığın üzüntüsünü yüzlerinden anlamak maalesef imkansızdı. O, iğneleriyle yarattığı ifadesiz suratlarla uğurlandı öbür dünyaya. Hastaları bir sonraki enjeksiyonu nerede yaptıracaklarına karar vermişlerdi bile....
ŞEKERCİ DÜKKANINDAN KLİNİĞE
Fredric Sheldon Brandt, 26 Haziran 1949'da Newark, New Jersey'de doğdu. Ailesinin bir şekerci dükkanı vardı. Tek abisiyle bu dükkanda saatlerce kasada duruyorlardı. Henüz 15 yaşındayken babası şeker hastalığından öldü. Bundan sadece yedi yıl sonra annesini de kaybetti. Gençlik yıllarından Brandt'e ölüm korkusu ve tatlıya düşkünlük kaldı. Tam da bu sebeple hayatının son 10 yılında ağzına tek lokma şeker ve glüten koymadı. Lise yıllarından itibaren hep şeref listesinde olan Brandt 1971'de Rutgers Üniversitesi'ni bitirdi ve Philadelphia'da tıp okumaya başladı. Burada dermatolog olmaya karar verince 1981'de Miami'ye taşındı ve burada ilk kliniğini kurdu. New York'taki muayenehanesini 1998'de açtı. Sekiz yıl sonra Florida'da bir cilt araştırmaları enstitüsü kuran Brandt sayısız kişi üzerinde dolgu ve botoks ile ilgili araştırmalar yaptı.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut