Dünyada güzel haberler de var

Sıradan bir haftasonu. Bugün gibi yani. Güzel bir kahvaltı ortamı. Veya ikindi çayı zamanı. Aile üyeleri bir arada. Gazeteler masaya serilmiş. Televizyonda haber kanalı açık. 10 saniyede bir herkesin gözü telefonlarında. Dolayısıyla dedikodu bile yapılamıyor. Laf dönüp dolaşıp haberlere geliyor. Kurtulamıyoruz gündemden. Patlayan bombalar, ölen insanlar, dayak yiyen çocuklar... Belki basın "suçlu" bu durumdan. Her boşluğa sıcak bir gelişme sıkıştırılıyor. Meraklı bir toplumuz sonuçta. Öğrenmek istiyoruz. Seviyoruz tartışmayı, eleştirmeyi, yorum yapmayı. Dehşete düşüyoruz yaşananlardan. Madem öyle veya böyle kopamıyoruz haberlerden, bugün biraz daha güzel gelişmeleri okuyun istedik. Dünyanın dört bir yanında insanı umutlandıran haberleri derledik...
ŞİFA VEREN PALYAÇOLAR
Alaa Megdat ve Macid Kaloun. İkisi de palyaço. Filistinliler. Bir süredir İsrail saldırılarında yaralanan Gazzeli çocukları güldürüyorlar. Üstelik bunu hastanede yapıyorlar. Her gün üşenmeden kırmızı burunlarını takıp hastane koridorlarını yolunu tutuyorlar. Ewan Mackinnon ise Danimarkalı. O da palyaço doktor. Ülkesinde kanser tedavisi gören çocukların umut kaynağı oluyor. Üç kahraman da çocukların ruhlarını iyileştiriyor yani.
MÜSLÜMANLARDAN KİLİSEYE YARDIM
ABD'de kimliği belirlenemeyen kişilerce ardı ardına kundaklanan siyahlara ait kiliseler için Müslümanlar devreye girdi. Charleston kentindeki üç farklı Müslüman topluluk, kiliselerin onarılması için 100 bin dolar bağış topladı. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Bossemptele kentinde ise Anti-Balaka isimli Hıristiyan milislere karşı Müslümanları bölgedeki kiliseler koruyor.
KAPILARI SURİYELİLERE AÇALIM
ABD'de gönüllüler Suriyeli göçmenler için bir kampanya başlattı. Ülkenin iflas eden Detroit kentine boşalan evlere 50 bin Suriyeli'nin yerleştirilmesini istiyorlar. Tezleri şu; Savaşın vurduğu Suriyelilerle, iflasın yıktığı Detroitliler bir olup yeniden ayağa kalksın. İtalya'da da benzer bir öneri gündemde. Geçmişteki ekonomik krizlerden dolayı ülkede 6 bin hayalet kasaba var. Evler bomboş. Afrikalı göçmenlerin bu kasabalara yerleştirilmesi için uğraşıyorlar. Hem bölgede tarım ve hayvancılık gibi üretimin artacağını hem de sığınmacılara bir şans verileceğini savunuyorlar. Yine İtalya'da Gianfranco Formenton isimli bir rahip görev yaptığı kilisenin kapısına "Buraya ırkçılar giremez" yazısını asarak ülkede hızla artan göçmen karşıtlığına karşı bireysel savaş başlattı.
YOKSULLARIN EVİ OLSUN
İspanya'da yaşayan asi bir mimar var: Santiago Cirugeda. Ülkesinde krizden dolayı terk edilmiş 500 bin boş eve gözünü dikti. Gönüllü arkadaşlarıyla birlikte bu binaları "işgal" edip yardıma muhtaçların hizmetine açıyor. İtalya merkezli WASP isimli bir şirket ile Hollanda merkezli 3D Canal House isimli bir proje de yoksullar için kolları sıvadı. 3 boyutlu yazıcılarla en ucuz yollu, en doğal, en güvenilir ve en kısa sürede evler inşa edip yoksulları buralara yerleştirecekler.
GÖÇMENLERE ÖZEL OTEL
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana göçmen sayısı en yüksek seviyeye ulaştı. Dünya genelinde 60 milyon göçmen var. Devletler bir türlü göçmen krizine kalıcı çözüm bulamıyor. Hal böyle olunca iş gönüllülere düşüyor. Avusturya'da göçmenler için bir otel açıldı. Başkent Viyana'da. İsmi Madgas. 78 odası var. 28 kişi çalışıyor. Personelin tamamı göçmen. Projenin arkasında Caritas isimli yardım kuruluşu var. Sığınma hakkı bekleyen göçmenleri bu şekilde yeniden hayata bağladıklarını söylüyorlar.
EVSİZLERE SİNEMA
Rusya'nın başkenti Moskova'da aktif olan Friends on the Streets isimli yardım kuruluşu evsizler için açık hava sineması açtı. "Evsizlerin de gülmeye hakları var" mantığı ile yola çıktılar. Bu nedenle yazlık sinemada klasik komedi filmleri gösteriyorlar. Gelenlere ayrıca yiyecek, içecek ve kıyafet de temin ediliyor.
MÜZİK İYİLEŞTİRİR
Afganistan'da terör ve yoksulluğun vurduğu çocuklar müzikle hayata tutunmaya çalışıyor. Dr. Sarmast Müzik Okulu'nda öğretmenler gönüllü olarak çocukları enstrümanlarla tanıştırıyor.
DUL KADINLARA EĞİTİM
Joyce Akumaa Dongotey-Padi isimli kadın, ülkesi Gana'da dul kadınlar için tüm varlığını ortaya koyuyor. Ülkede birçok kadın hiçbir suçları olmamasına rağmen kocalarının ölümlerinden sorumlu tutuluyor. Bu yüzden aileleri tarafından terk ediliyorlar. Hatta birçok dul kadın gelenek gereği haftalarca ölen eşlerinin cansız bedenleriyle aynı yatakta yatmak zorunda kalıyor. Padi ve arkadaşları da dul kadınları bularak ilk önce eğitim veriyor. Ardından da iş sahibi yaparak kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlıyor.
PARA HER ŞEY DEĞİL
İngiliz çift Robert Worsley reddettiği servet ile tüm dünyaya büyük bir ders verdi. Sussex bölgesinde yaklaşık 2 bin 200 dönümlük bir arazisi var. Bir şirket, tam 275 milyon sterlin (1 milyar 170 milyon TL) teklif etti araziye. Ama Worsley hiç düşünmeden reddetti parayı. Tarlasını satması halinde büyüdüğü bölgenin yok olacağını ve buna izin vermeyeceğini söyledi.