Son Güncelleme: Pazar 25.10.2015
Gündüz milyonlarca gece 19 sakini var
İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan, gündüzleri milyonların akın ettiği Tahtakale, geceleri derin bir sessizliğe bürünüyor. Alışverişin kalbinin attığı semtte muhtarlık kayıtlarına göre sadece 19 kişi yaşıyor. Gündüz kalabalık, geceleri ıssız semtin muhtarı ve bekçileriyle konuştuk
SEMTTE YAŞAYAN AİLE YOK
Bu kişiler dışında ikametgahı burada olmayan ama semtte yaşayan az sayıda insan da bulunuyor. Artık Tahtakale'de hiçbir aile ikamet etmiyor. Zaten semtte bir ailenin kalabileceği bir daire ya da apartman da kalmamış. Her yer dükkan, adım başı tezgah ve satıcı dolu... Ben de gündüzleri milyonlarca kişiyi ağırlayan ancak geceleri neredeyse hiçkimseyi göremediğiniz bu mahalleye gidiyorum. Mahalleye girmemle kalabalığın arasında sürükleniyorum. Kalabalık içinde 150 metrelik yolu 15 dakikada zor gidebiliyorum. Sonunda mahallenin muhtarlığını yapan Halil İbrahim Seçer'in pideci dükkanının önüne ulaşıyorum. Seçer bize mahalleden ve burada görev yapan bekçilerden bahsediyor. Sessizliğe bürünen semtin koruyucuları ise emekli Hamdi Bozkurt (51), 25 yıldır bekçilik yapan Cahit Tamer (51), İlyas Salman'la da akraba olan Mustafa Salman, 37 yıldır Tahtakale'de yaşayan Mevlüt Türkan. İşte onların gözünden Tahtakale...
15 YILLIK ÇAY GELENEĞİ
İkinci gün mahalleye akşam güneş battığında gidiyorum. Amacım mahallenin asıl sahiplerini ziyaret etmek, onlarla konuşmak. Muhtarın da dediği gibi Vakıf Han'ın önünde çaylarını içerken buluyorum dört kişiyi de. Tabii ki yanlarında Paşa var. Gece mahallenin patronu diye kabul ettikleri Hamdi Bozkurt (51) giriyor söze: "15 senedir Tahtakale'de gece bekçisiyim. Akşam 18.00 gibi geliyorum. Sabah aynı saatlerde eve geri dönüyorum." Biz konuşurken Paşa ayağa kalkıp yanımıza geliyor. Sokağa doğru bir tur atmamız gerektiğini söylüyormuş meğer Paşa. Gidip bir kontrol edip tekrar geliyorlar. Konuşmaya devam ediyoruz. Hamdi Bozkurt anlatıyor: "15 senedir Vakıf Han'ın önünde her gün bu çay demlenir. Çayımızı içer Paşa'yla mahalleyi dolaşırız. Kış geceleri dışarda durmak çok zor. Yazın ise çok hırsız var. Allah'tan Paşa var. Otobüse binene kadar beni bekler sonra geri döner"
İLYAS SALMAN'IN KUZENİ
Salman'a Çılgın diyorlar. Bunun sebebi yaz ve kış kısa kolla dolaşması. Salman devam ediyor konuşmaya: "Sabahları erkenden gelir, koşarım. Spor yaparım. O yüzden üşümüyorum. Konu İlyas Salman'la olan akrabalığına gelince de gülümseyerek anlatıyor: "Aslında babalarımız amca çocuğu. Pek görüşemiyoruz. Burada dört kişiyiz. İyi anlaşıyoruz. Çay ve muhabbetle zamanımız geçiyor."
ASKERDEKİ NÖBETTEN DAHA ZOR
Cahit Tamer 58 yaşında... Vakıf Han'ın bekçisi: "Gece olduğunda bizim hayatımız başlar. Askerdeki gibi nöbet tutarız burada ama bizim nöbet biraz daha zor. Askerde nöbet iki saat tutulur sonra başkası gelir. Ben gece boyu nöbetteyim. Saat 10'dan sonra burada kimseler kalmaz. Bir tek sokak köpekleri olur."
SEÇER AİLESİ ÜÇ NESİLDİR MUHTAR
Halil İbrahim Seçer Tahtakale'nin muhtarı. Gündüz milyonların gece ise sadece 19 kişinin muhtarı o. Son seçimde 19 kişi tarafından seçilip mahallenin yönetimine getirilmiş. Muhtarlığının ikinci dönemi. Babası Abdurrahman Seçer de 46 senedir bu mahallenin muhtarıymış. Şeçer babasının muhtarlığından konuyu açıyor: "Üç nesildir mahalleye göz kulak olmaya çalışıyoruz. Sanki mahalle koca bir dükkan, ben de bu koca mahalleyi bir dükkan gibi kapatıp eve gidiyorum. Sabah da gelip dükkanı yani mahalleyi açıyorum, hayat başlıyor. Seçmen sayısı azaldıkça azaldı. İnsanlar evlendikçe mahalleden nakillerini aldırıp gittiler, şu an 19 kişilik bir nüfus var. Yaşadıkları koca mahallenin güvenliği onların sorumluluğunda. Benim buradaki işim genellikle esnafa gelen postaları almak ve evrakları onlara ulaştırmak. Burada kalan 19 kişi birbirlerine gidiyor çay içmeye bazen de sessizlikten korktukları oluyormuş. Eğer gece gelirsen hanın önünde birkaçını bulabilirsin çay sohbetinde."
BENİM KOMŞUM KİTAPLAR
Mevlüt Türkan 37 yıldır Tahtakale'de yaşıyor. Diğerlerinden farklı olarak onun ikametgahı da burada. Aynı zamanda muhtarın da yardımcısı. Babasının yıllar önce Tahtakale'de dükkanları varmış. Yıkılıp yerine yeni iş hanları yapılmış. Türkan ile beraber kaldığı hana gidiyoruz. Kocaman handa, ufak bir oda. İçinde sadece bir yatak ve bir çok kitabın olduğu bir kitaplık var. Bir o kadar kitabı da dağıtmış. Eline bir kitap alıp konuşmaya başlıyor: "Burada aileler de oturuyordu. Bütün sanayi buradaydı. Ticaret burada gelişip İstanbul'a yayıldı. Ancak zamanla büyük firmalar Demirkapı ve İSTOÇ gibi yerlere dağıldı. Sonra aileler oralara gitti. Şu an önünde oturduğum bina babamındı. Köftecilik yapardı. Sonra bu bina yıkıldı, semt büyük değişime uğradı. 80'de eşimden ayrıldıktan sonra buraya geldim. Kısacası eskiden babamın olduğu yerde bugün ben bekçiyim. Bu kalabalıktan, bu karmaşadan sıkıldım. Kendimi kitaplara verdim. Kitaplarımla yaşıyorum. Aslına bakarsan benim komşum kitaplar. Daha çok kitap vardı verdim çoğunu. Gerçi kimse de almak istemiyor. Ne yapayım insanlar kitap okumuyor?"
EN SON HABERLER
- 1 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 2 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 3 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 4 Moda, kadın sporcuların peşinde
- 5 Atalarının mirasını fotoğrafla yaşatıyor
- 6 Spora başlamadan tak saatini koluna
- 7 Modern dilencilik
- 8 Toplumun size biçtiği rollerin ötesine geçebilirsiniz
- 9 Çocukları ‘yetişkin olmayan’ anne-babalar büyütüyor
- 10 Eskiden kupayı bölüşürlerdi