Son Güncelleme: Cumartesi 31.10.2015
Karşımdakini sakinliğimle öldürürüm
Ahu Yağtu 22 yıl önce model olarak girdiği piyasada ilmek ilmek kariyerini ördü... Cem Yılmaz'la evliliği ve boşanması ister istemez onu popüler isimler arasına soktu. Ama o tüm bunlar olup biterken sakinliğinden ödün vermedi. Şimdilerde oyunculukta da, modada olduğu kadar iddialı olduğunu kanıtlama derdinde
- 14 yaşında modellik yapmaya başlamışsın... Nasıl başa çıktın küçücük yaşında böylesine zor bir meslekle?
- Estetik adına bir şeyler yapmak küçüklüğümden beri içimdeydi. Aslında hayalim balerin olmaktı ama konservatuvar sınavlarını kazanamadım. İzmir'deyim o zamanlar, ortaokuldaydım henüz... Annemin bir arkadaşının zarafet kursu vardı. Oraya gitmeye başladım. Doğru düzgün mankenlik dersi alınan bir sistemi vardı. Mankenliğin sosyolojisinden, toplumdaki yerine kadar her ayrıntısını irdeliyorduk kursta. Bu kursun ardından modellikten çok etkilendim. Gaye Sökmen'le tanıştım ve onun ajansına yazıldım. Hemen defileler başlamadı ama ben bir yola çıkmıştım... Minik minik dergilerde görünmeye başladım. O zamanların Harper's Bazaar, Marie Clarie dergilerinde fotoğraflarım çıkıyordu. Tüm bu çekimler için annemle İstanbul'a gidip geliyorduk. Haftasonları ve okuldan bulduğum vakitlerin tamamı İstanbul'da geçiyordu. Küçücüktüm aslında. O yaşıma rağmen bu işe meslek olarak sarılmaya karar verdim. Çünkü kendimi podyumda çok iyi hissediyordum.
- "Podyum en özgüvenli olduğum yer" diye boşuna dememişsin o zaman...
- Kesinlikle... Ruhum kamera önünde, podyumda kendini buluyordu. İstanbul'a gidip gelmek zorlaşınca annemle birlikte İstanbul'a taşındık. Kendimi podyuma çok yakıştırdım ve orada iyi hissediyordum.
- Beğenilme ve izlenmeyle ilgili bir meslek modellik, sense bunun aksine kapalı bir tipsin. Nasıl oldu bu?
- İkilem işte... O zamanlar sorsan; "Değişik kıyafetler giyiyorum, kendimi kadın gibi hissediyorum" derdim. Şimdi dönüp baktığımda başka yorumluyorum; farklı farklı kimlikleri yansıtabilmeyi seviyormuşum. Bu hem oyunculuk adına, hem kendini tatmin edebilmek adına beni doyuruyormuş... Düşünsene hayatta çeşitli kimliklerimiz var; anne kimliği, iş kimliği, eş kimliği... Hepsi birbirinden farklı. Bunları yansıtabileceğin bir iş çok eğlenceli. Bir kıyafet giyip, saç makyaj yaptırıp, başka bir hale dönmek çok tatmin edici...
SAFİNAZ, ISTAKA, PERGEL
- O zamanlar parmakla gösterilen kızlardan mıydın?
- Yooo... İlgi çeken bir tiptim çünkü ekstra zayıftım. Çeşitli lakaplarım vardı; Safinaz, ıstaka, pergel... Çok popüler bir tip değildim. Utangaç, çekingen, içine kapanıktım. Hâlâ bu ruh halinin kırıntıları var bende. Şimdi de kabak çiçeği gibi açılmadım aslına bakarsan. Modellik yapmaya başladıktan sonra, "Aaa bu kız dergilerde" diye konuşurlardı. TRT'de pazar günleri defile programları vardı, orada çıkıyordum. İnsanlar bunu görüp beni işaret ediyorlardı...
- Şimdilerde soğuk deniyor senin için? Rahatsız oluyor musun böyle denmesine?
- Nötrüm bu konuda. Herkesin bir algısı var. Bakkalın başka tanır, iş arkadaşın başka... Benimle ilgili genel kanı, "Ahu soğuk görünen biri ama tanıdığında hiç de öyle değilmiş" şeklinde. Mesafeli bir tarafım olduğunu da biliyorum. Ama 14 yaşımda İstanbul'a gelip, iş hayatına atılıp, bir kariyer yapmaya çalıştım. Bir cebelleşme durumum geçti ve kendi ayakları üstünde durma yaşı olarak 14 çok küçük bir yaş. Bu ister istemez bir duvar yaratıyor. Ne kadar sevgi dolu olursan ol, kendini ne kadar ifade edebiliyor olsan da, kendini koruma amaçlı bir duvar örüyorsun.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut