Son Güncelleme: Cumartesi 05.12.2015
Türkiye'de sadece zayıflar yaşamıyor
Evli ve Öfkeli dizisinde kilolu olduğu için kocası tarafından terkedilen Dilek'i canlandıran Ayça Erturan, kendi deyimiyle eski bir şişman. Bir süre önce 18 kilo veren Erturan, "Senaristler daha çok şişman rolü yazmalı" diyor
Ayça Erturan, Evli ve Öfkeli dizisinin en komik kadını... Şişman olduğu için kocası tarafından aldatılan ve terk edilen Dilek'i canlandıran Erturan,
- Dizide kocası tarafından şişman olduğu için terk edilen bir kadını oynuyorsunuz. Bu rol size teklif edildiğinde ilk aklınıza gelen neydi?
- Tatildeydim. Senaryolar geliyordu ama hiçbiri içime sinmiyordu. Evli ve Öfkeli'deki Dilek'i okuyunca, vuruldum. Bazen karakterleri "Başkası oynasa kıskanır mıyım?" diye değerlendirim. Dilek'i başkası oynasa değil kıskanmak, oynayanın saçını başını yolardım (gülüyor). O kadar sevdim! Diğer evli ve öfkelilere göre farklı bir kadın Dilek. Komik bir kadın değil. Düştüğü durumlar ve onlara verdiği reaksiyonlar komik. Komik olmak için çaba sarf etmiyor. Tombiş, tatlı, minnoş biri... Aslında balık etli ama çocukluğunda bir travma geçiriyor; arkadaşları onunla dalga geçiyorlar. Çocukluk travmaları zordur.
- Sizin de var mı çocukluk travmanız?
- Var. Dişlektim ve çok çektim arkadaşlarımın dalga geçmelerinden. Dilek'te biraz da kendimi buldum. Çünkü ben de eski şişmanım (gülüyor).
- Epey kilo vermişsiniz ama. Eski şişmanlardan kim kaldı...
- Kim kaldı gerçekten. Hepimiz sırayla zayıflıyoruz. Bu kadının değişimini oynamalıydım.
- Dilek giderek zayıflayacak sanırım...
- Maalesef. Hatta bunun için yapımcılarla da görüştüm, biraz daha şişman kalmasını istiyorum Dilek'in. Aslında seyirciye bu durumu göstermeliyiz; zayıflayınca Tarık Sönmez'le beraber olmamalı! Tarık Sönmez onu kilolarıyla, insanlığı, sevimliliği için sevmeli.
- Eski şişman günlerinize dönelim biraz o zaman... Çok mu çektiniz bu nedenle?
- Seyirciden mesajlar geliyordu; "Çok şişmansın, niye dikkat etmiyorsun, gıdın var" diye... Ama ben manken değilim ya da zayıf olmamı gerektiren bir iş yapmıyordum ki! Adile Naşit ne yapsaydı o zaman? Hepimizin hayran olduğu bir insandı. Algımız çok değişti, herkes zayıf, herkes güzel, herkes bestmodel görünümlü olmalı algısı var. BKM döneminde de sağolsun Eser (Yenenler), İbo (Büyükak) benim için "At, eşek, dana, tosun" tarzı sıfatları bol bol kullanırlardı. Komedyen olduğum için kendimle barışık biriyim ve onlardan daha fazla kendimle dalga geçiyordum. Ama günün sonunda üzerime uygun bir şeyler giymem gereken bir gala ya da parti olduğunda, elbisemin dışından görünen selülit çukurçukları nedeniyle kalbim kırılıyordu (gülüyor). Sonuçta ben de kadınım. Kendinle ne kadar barışık olursan ol, aynada bir şeyi yakıştıramadığın zaman buruluyor insan. Ama Dilek kadar aşağılanmadım.
- Kilolarınız epey malzeme çıkardı mı size?
- Kesinlikle. Çok Güzel Hareketler Bunlar döneminde Oğuzhan ile bir sahnemiz vardı; sarılıyoruz ve beni döndürmesi gerekiyordu. Onun gözlerindeki o korkuyu gördüm ve ben onu kucaklayıp döndürdüm. Bunlar ister istemez oldu.
- Aslında son dönemde kilolu iyi kadın oyuncu sayısı epey arttı... Ama hepiniz de zayıflamadan duramadınız. Neden?
- Kortizon kullanmak zorunda olduğum dönemde epey kilo almıştım. Zayıflamam o ilacı bırakmanın sonrasında oldu. Her zaman balıketliyim ve iri kemikliyim. Bu daha çok kadın hissettiriyor. Hafif kalçalarımın ve gögüslerimin olması daha estetik geliyor. Osmanlı'daki harem resimlerine bakıyorum, hepsi etli butlu. Sağlıkla ilgili bir rahatsızlık yoksa, kilo görsel olarak rahatsız edici değil bana göre.
- Halka daha yakın sanırım...
- Tabii sokaktaki Ayşe, Fatma gibiyim.
- Dizi sektöründe tüm kadınlar incecik... Nasıl hissettiriyor bu?
- Çok zayıflar. Oynadığım seti düşünsene, Çağrı Atiksoy incecik, Birce Akalay öyle, Ebru Cündübeyoğlu da... Bunlara uyuz olmamak mümkün değil (gülüyor). Şaka bir yana piyasadaki bu algıyı nasıl kıracağız bilmiyorum. Yapımcılar ve yazarlar kıracak, oyuncular değil! Bu arz talep meselesi. Senaristler bu tarz roller yazacaklar; biz de varız, sadece zayıflar yaşamıyor Türkiye'de. Sadece çok kaslı, baklavalı adamlar yaşamıyor. Kocamın göbeği var mesela.
- Evet herkes bir Kıvanç Tatlıtuğ değil.
- Değil! Keşke olsa (gülüyor). O yüzden yapımcılar, yazarlar, kanallar şişman, çirkin, şaşı, burnu eğri, estetiksiz insanları yazacak.
- Kaldı mı müdahalesiz oyuncu?
- Az biraz... Bana sordular geçenlerde "Estetik yaptırmayı düşünüyor musunuz?" diye... Herkesin birbirine benzemediği bir yöntem bulurlarsa yaptırırım. Herkes birbirine benzedi, kedileşti. Kediler bahçede güzel.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde