Pazar 13.12.2015

Bosnalı Kız, İstanbul'da

O Bosna Savaşı'nı görmüş bir sanatçı. Saraybosna'da kuşatma başladığında doğum gününü kutlamaya hazırlanıyormuş. Eserlerinin çoğunda o dönemin izlerine rastlamak mümkün. Arter'de sergisi açılan Sejla Kameric'le savaşın sanatını nasıl şekillendirdiğini konuştuk

Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa'ya yakın mesafedeki Potoçari'deki fabrika BM askerleri tarafından kışlaya dönüştürülmüştü. Srebrenitsa'nın düşmesinden sonra birçok Bosnalı buraya sığındı. Ama BM askerlerinin sayısı bırakın yardıma ihtiyaç duyanları, kendilerini korumak için bile yetersizdi. Askerler can havliyle fabrikayı terk edince, burası toplama kampından farksız hale geldi. Sırplar fabrikaya sığınan 8 bin 300 erkek ve çocuğu acımasızca katletti... Fotoğrafçı Tarık Samarah, olaydan sonra 2003'te fabrikaya girmesine izin verilen ilk gazeteciydi. Geçmişin izlerinin hâlâ durduğu fabrikayı dolaştı, fotoğraflar çekti. Çektiği karelerden birinde savaşta BM'de görevli Hollandalı bir askerin duvara çizdiği graffiti de yer alıyordu. Graffitide şöyle yazıyordu: "DİŞSİZ...? BIYIKLI...? LEŞ GİBİ KOKUYOR...? BOSNALI KIZ!" Samarah'nın çektiği fotoğrafları incelerken söz konusu kareye rastlayan Sejla Kameric, Hollandalı askerin çizdiği graffitiyi bir sonraki eserinde kullanmaya karar verdi ve kendi portresinin üzerine yerleştirdi. Bosnalı Kız adını verdiği eser, sergilendiğinde büyük yankı uyandırdı.
KAPANMAYAN YARALAR

Sejla Kameric'in Arter'de dün açılan Bim Bam Bom Çarpınca Kalp adlı sergisinde Bosnalı Kız da yer alıyor. Kameric, graffitiyi ilk gördüğünde neler hissettiğini "Ben de o Bosnalı kızlardan biriydim. Şaka bile olsa 'insanlar nasıl böyle şeyler yazar' diye düşündüm" diyerek dile getiriyor. Kameric'e göre bu eser, savaşın üçüncü tarafına ışık tutuyor, Bosna'daki BM askerlerinin pozisyonuna. Askerlerin ne kadar genç ve ehliyetsiz olduğunu gösteriyor. Eser, savaş sırasında kadınlara yönelik işlenen suçlar, savaş boyunca yaşanan ön yargıların da özeti bir anlamda. Bosnalı Kız ilk kez Srebrenitsa'nın düşmesinin yıldönümünde Saraybosna'da sergilendi. O dönem nasıl bir tepkiyle karşılandığını Kameric şöyle anlatıyor: "Savaşın üzerinden yedi-sekiz sene geçmişti. Toplum hâlâ ne olduğunu tam anlamıyla anlamamıştı. Srebrenitsa'da sevdiklerini kaybedenlerin acı dolu hatıraları çok tazeydi. Yaralar kapanmamıştı. Bir tarafta da yaşananlar üzerinde düşünmek istemeyenler vardı. Olanları arkada bırakıp hayatlarına devam etmek istiyorlardı. İki taraf arasında çatışma yaşanıyordu. Bosnalı Kız'ı görenler önce şoke oldu. Ama sonrasında davalarının bir sembolü haline getirdiler. Mitinglerde kadınlar posterini taşıdı."
DOĞUM GÜNÜNDE KUŞATMA

Kameric, Saraybosna'da üç yıla yakın bir süre (1992-1995) devam eden kuşatma başladığında 16 yaşındaymış. Sanata meraklı tipik bir genç kız olarak hayatını sürdürürken savaşın acı yüzüyle karşılaşmış: "Kuşatma başladığında tam da doğum günümü kutlamaya hazırlanıyordum. Savaştan önce de sanata ilgim vardı. Sanat okuluna gidiyordum. Bir yandan da modellik yapıyordum. Kuşatmadan önce ülkeyi terk etme şansımız vardı, ama ailem orada kalmamız gerektiğine karar verdi." Sergilenen eserlerden June is June Everywhere ise sanatçının ailesiyle yaşadığı evdeki yatak odasının dış duvarından kesitler içeriyor. Siyah beyaz fotoğrafların her birinde duvarda aynı motif var. Kurşun delikleri... Ev yerinde dursa da yeni sahipleri birkaç ay önce tamirattan geçirmiş ve kurşun delikleri kapatılmış. Kameric, "Bazı yaralar görünmez oldu artık" diyor. Kameric savaştan çok şey öğrendiğini söylerken sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu yüzden savaşa minnettarım. Sadece çok hızlı büyümek zorunda kalmadım, aynı zamanda hayatın, hayattaki küçük, basit şeylerin değerini daha fazla anladım. Elbette kimse bunları böyle bir tecrübe sonrası öğrenmemeli. Keşke ben de bu şekilde öğrenmeseydim." Saraybosna'da yaşamaya devam eden 39 yaşındaki sanatçı kısa bir süre önce ikinci çocuğunu dünyaya getirdi: "Bu kadar dramatik bir olaydan sağ kurtulan herkes için geçerli bir durum var. Hayatlar bölünüyor. Savaştan önce, savaş sırasında ve savaştan sonra diye... Ben de şimdi üçüncü hayatımı yaşadığımı düşünüyorum."

SAVAŞIN VERİ ANITI
Kameric'in, küratörlüğünü Başak Doğa Temür'ün yaptığı sergisinde sanatçının video, fotoğraf, yerleştirme ve heykel gibi çeşitli mecralardaki işleri yer alıyor. 28 Şubat'a kadar Arter'de açık kalacak sergide dikkat çeken bir başka eser ise Ab uno disce omnes (Bir şeyden her şeyi öğren). Kameric, eseri için iki yıl boyunca morglara, DNA laboratuvarlarına, mezarlıklara, zulüm ve suç mahallerine ziyaretler gerçekleştirmiş. Bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla, kayıp yakınlarıyla ve toplama kamplarından sağ kurtulanlarla birlikte çalışmış. Sanatçının bir 'veri anıtı' olarak adlandırdığı Ab uno disce omnes iki parçadan oluşuyor: 85 saatlik görüntüyü içeren bir video ve herkesin kendi belgelerini yükleyebildiği bir internet sitesi (http:// abunodisceomnes.wellcomecollection.org). Bu proje hükümetlerin ellerindeki belgeleri yayınlamaları için bir baskı oluşturmuş ve toplu mezarların yerleri ile kayıp listelerinin yayınlanmalarını sağlamış.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.