Hızlı olmak için acele etmemek gerek
Borusan Otomotiv Motorsport pilotları 2015 sezonunu Avrupa ikincisi olarak tamamladı. Pilotlarla spora başlama maceralarını ve yarışlarda kullandıkları TIR'larını konuştuk
TÜRKİYE TANITIMINA KATKI
Takımın aynı zamanda yöneticisi de olan İbrahim Okyay, Borusan Otomotiv'in hem Türkiye'nin yurtdışında tanıtımına katkı sağlamak hem de ülkemizde bu sporun gelişimine yardımcı olmak amacıyla kurulduğunu anlatıyor. Zaten bu amaçla takımın rengi olarak da turkuvaz seçilmiş. Okyay, "Yurtdışında bizi daha çok tanıyorlar. Türkiye'nin rengi olduğu için turkuvaz tercih edildi" diyor.
Sakin sakin yarışmak beni cezbediyor
Fatih Ayhan, DFA Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Ayhan iş hayatında yoğun olarak çalışan bir işadamı. 2002 yılında Amerika'da go kart ile başlamış hızlı otomobil kullanma sevdası. 2014 sezonunun sonlarında takıma katılmış. Özel ilgi alanının otomobil olduğunu söylüyor. Neden bu sporu tercih ettiği sorusuna "Çok özel disiplin gerektiren bir spor. O an yaptığınız spordan başka bir şey düşünemiyorsunuz. Sizi dünyadan kopartıyor. Felsefesinde hızlı olmak için acele etmemek gerektiği yatıyor. İçinde hız var, limitlere yakınlık var. İnsan psikolojisini farklı şekilde tamir ediyor" yanıtını veriyor. Adrenalinden ziyade kontrol edebilme ve kişisel gelişim tarafını sevdiğini de söyleyip ekliyor: "Ufak ufak adımlarla hedefe ilerlemek insanın ufkunu açıyor. Ama hedefe ilerlerken acele etmemeyi ve kızmadan ilerlemeyi öğreniyorsunuz. Hız yarışında, o mücadele ortamında insanların sakinliğini kaybetmeden yarışması beni cezbediyor."
Konsantrasyon gerekli
Levent Kocabıyık, Borusan Oto Satış Sonrası Koordinatörü Otomobil yarışları Levent Kocabıyık'ın çocukluğundan beri hayalini kurduğu bir spormuş. Kocabıyık hikayesini şu sözlerle anlatıyor: "İlk yarışımda 20 otomobil arasında birinci olunca kendime güvenim geldi. Araç kullanırken yol hakimiyeti, çevre kontrolü gibi konularda daha üstün olduğumu düşünüyordum. Risk almadan yollarda seri bir şekilde gidebiliyorum. Elbette trafiğe kapalı ortamlardan bahsediyorum. Bu sporda en önemli şey yüzde 100 konsantre olmak. Onun dışında yurtdışında yarışlardaki ortam çok güzel oluyor. Her garajdan farklı bir motor sesi duyuyorsunuz ve benzin kokuları geliyor. Hareketli bir ortam. Yanınızda hayran olduğunuz pilotları görüyorsunuz."
Evde simülatörüm var
Aytaç Biter, Toshiba TNB Genel Müdürü "Hızlı otomobil kullanmayı çocukluğumdan beri çok sevdim. Akmerkez'de mağazamıza gelen bir yarışçı her yerde otomobil aksesuvarları görünce 'Sen ne yapıyorsun?' diye sormuştu. Ankara'ya iki saatte gittiğimi anlatınca da bunun hayati risk taşıdığını anlatıp beni piste davet etti. Şimdi araç kullanırken çok daha tedbirliyim. Otobanda hızlı gitmenin yanlış olduğunu öğreniyor insan. Zaten pistte de her zaman en hızlı olan kazanmıyor. Yarışlarda aynı zamanda muazzam bir teknoloji var. Yarış sonrası laptop'u araca bağlayıp bütün verileri alıyorsunuz. Yarış öncesi ilk kez gittiğim pisti mutlaka tanımak için çalışırım. Evde simülatör var, mutlaka onunla gitmeden o pistte bir sürüş gerçekleştiririm."
Hız tutkusu olan çocuklarınızı piste getirin!
İbrahim Okyay, Borusan Otomotiv Motorsport Takım Sorumlusu "Biz her şeyden önce ülke tanıtımına katkı sağlıyoruz. Turizm Bakanlığı 'Ülke Tanıtımı Bakımından Yararlı Proje' olarak destekliyor. Aksi takdirde devlet desteği olmadan TIR ve tüm ekipmanlarla farklı ülkelere girip çıkmak çok zor olurdu. Herkes yarışçı olabilir. Yetenek kadar tecrübenin de önemli olduğu bir spor dalı. Yıllarca yarışmak, başarısızlıkları da tatmak gerekiyor, ancak ondan sonra başarıya ulaşmak söz konusu oluyor. Türkiye'de yarışçı algısı artık değişiyor. Eskiden caddede yarışan, serserilik yapan gençlere yarışçı denirdi. Hız bir tutkudur. Hızlı otomobil kullanma derdinde olan bir delikanlı bunu mutlaka gidermek isteyecektir. Eğer aileler onları elinden tutup piste getirirse bu tutkusunu daha güvenli bir ortamda giderir. Yanmaz tulumlar içinde, savaş jetlerindeki gibi kemerlerin, yangın tertibatı gibi profesyonel güvenlik önlemlerinin olduğu bir yerde bunu yapması çok daha sağlıklı."
Dünyayı gezen tır
Borusan Otomotiv Motorsports'un en önemli özelliği tüm teknik desteğin içeriden sağlanıyor olması. İbrahim Okyay, sponsor paralarıyla yurtdışından araç ya da garaj kiralamak yerine kendi ekiplerini gittikleri her yere götürdüklerini anlatıyor. Her yarışa yaklaşık 10-15 kişilik bir ekip gidiyor. TIR 2008 yılından beri yaklaşık beş kez dünya turu yapmış. İçinde pilotların dinlenme, yemek yeme ve tüm ihtiyaçlarını gidermeleri için özel olarak hazırlanmış bir oturma bölümü de bulunuyor. İki katlı TIR'ın üst katına otomobiller, alt katına ise gerekli tüm teknik eşyalar yerleştiriliyor. Ayrıca mobil mutfak ve yaklaşık 65 metrekarelik bir çadır da bulunuyor. Yedi yıldır takımın yemeklerini aynı zamanda TIR'ın şoförü de olan Hüseyin Toka yapıyor. Gittikleri yerlerde beslenme düzenleri değişmesin diye Türk yemekleri ya da makarna gibi karbonhidratlar tüketiyorlar. Okyay, "Gittiğimiz yerlerde TIR'ımız bizim evimiz oluyor. Döşemesinden duvarlara kadar garajı bir fuar alanına çeviriyoruz. TIR gidilen ülkeye göre bir hafta ya da 10 gün önceden yola çıkıyor" diyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde