'İstemezükçüler'e rağmen Emek, ilmek ilmek işlendi

Medeniyetlere beşiklik etmiş İstanbul'un kalbi olarak sayılan Beyoğlu'nda tarihi binalar bir bir hayat buluyor, eski görkemine kavuşuyor. Ancak her fırsatta ortaya çıkan 'istemezükçüler' bu tür çalışmaları sekteye uğratsa da yeniden ayağa kalkmayı başarıyor. 2005'li yıllarda, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, Cemal Reşit Rey ve Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nin yenilenmesi çalışmalarında da ortaya çıkmıştı bu 'istemezükçüler...' Kongre Vadisi olarak planlanan ve yaklaşık 330 milyon liraya tamamlanan proje şimdi hem İstanbul'un hem de Türkiye'nin yüzakı oldu. Aynı ekip bu sefer tarihi Emek Sineması'nın da içinde bulunduğu 1884 yapımı Serkldoryan (Cercle d'Orient) binasının yapılmasına karşı çıktı.
DEMİRCAN'IN GÖZLERİ DOLDU
Günlerce kamuoyunda protesto gösterileri yaptı. Gösteri yapanlara en iyi cevabı ise Emek Sineması'nın eski işletmecisi, "Protesto edenler Emek Sineması'nda gelip bir film izlememişlerdir. Eğer izleselerdi ekonomik olarak zora girmez, sinemanın da içinde olduğu binanın tadilatını yapardık" diyordu. Hem Serkldoryan'ı hem de içindeki Emek Sineması'nın yeniden ayağa kalkmasını gördüğümde, 'İstemezükçüler acaba burada gelip film izlediklerinde bir mahcubiyet duyacaklar mı' dedim. Bu süreçte Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan da kamuoyunda sık sık eleştirilmişti Serkldoryan binası için. Demircan, yapımı sürecinde haftanın her günü uğrayıp, çalışmaları yerinde gördüğünü söylüyor. İki ay sonra kapılarını açacak Emek Sineması'nı, 'çocuğum gibi' diye tanımlıyor. Gözleri doluyor, gururla şunları söylüyor: "Her fırsatta ortaya çıkıp, 'istemiyoruz' diyenler burayı gördüğünde ne düşünecekler. Bir kaç yıl daha müdahale edilmeseydi bina çökecekti. Aslına uygun ilmek ilmek işlenerek Beyoğlu'na, İstanbul'a ve Türkiye'ye kazandırıldı tarihi bina" diyor.

PARÇALAR ÖZENLE SÖKÜLDÜ
İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerindeki Emek Sineması'nın bulunduğu tarihi Serkldoryan (Cercle d'Orient) binasında yapılan çalışmalar tamamlandı. Aslına uygun yapılmak için tarihi parçaları özenle sökülen binanın restarasyonu İtalya'daki La Scala, Almanya'daki Köniskbau, ve İspanya'daki Las Arenas'a uygulanan modelle yapıldı. Bina yeniden hayat buldu. 1884 yılında inşaa edilen binanın özgün halinin araştırılması için 30 kişilik ekip 1.5 yıl gece gündüz çalıştı. Yaklaşık 70 milyon dolarlık bir yatırımla çağdaş güvenlik ve mimarlık standartları ön planda tutularak yeniden ayağa kaldırılan tarihi binadaki tüm ayrıntılar, 1924 yılındaki orijinal projeye uygun olarak gerçekleştirildi. Emek Sineması'nın, Topkapı Müzesi'nin restorasyonunda görev alan uzman ekip tarafından numaralandırılarak yerinden sökülen duvar ve tavan bezemeleri, atölyede konservasyon ve restorasyondan geçirildikten sonra orijinal yerlerine yerleştirildi. Tarihi bina iki ay sonra kapılarını açacak. 'Beyoğlu Yeniden' konseptiyle hayata geçirilen Grand Pera, çağdaş ve uluslararası standartlarda hayata geçirildi.

DEPREM GÜVENLİĞİ
İstanbul'un deprem kuşağında olmasını da hesaplayan uzmanlar tarihi binada ayrıntıları tek tek düşündü. Güvenlik, hijyen, estetik ve tarihi dokuya saygı olan çalışmalarla, Emek Sineması'nda daha önce sorun olarak görülen deprem güvenliği, yangın ve acil çıkış gibi kritik zorunluluklar yerine getirildi; geniş fuaye alanı, izleyici konforu, teknolojik yeterlilikler gibi temel ihtiyaçlar karşılandı.

EN YÜKSEK TEKNOLOJİ
Güneş ışığı alan, 11 metre yüksekliğinde cam tavanlı, Haliç ve Beyoğlu manzaralı bin 250 metrekare fuaye alanına sahip 600 kişilik Emek Sineması, 800 kişilik 8 yeni sinema salonu ve 150 kişilik teleskopik oturma düzenine sahip tiyatro salonuda bulunuyor. Grand Pera adı verilen tarihi binada, toplam bin 550 kişiye ulaşan koltuk kapasitesi bulunacak. Sinema sunumu teknikleri açısından en yüksek teknolojik donanıma sahip olacak Emek ve 8 sinema salonunun yönetimini ise Cinemo üstlenecek. Projenin kültürel faaliyetlerinde söz sahibi olacak Yedi Sanat ve Kültür Vakfı desteğiyle, yönetmen haftaları, özel gösterimler, ödüllü film ve yönetmenler gibi projelere de salonlarını açacak Cinemo, üstün teknolojik altyapısıyla, Beyoğlu'nu yeniden sinemanın cazibe merkezi haline getirecek.