Pazar 20.03.2016
Son Güncelleme: Pazar 20.03.2016

60 yaşımda kendimi Günay'da şarkı söylerken hayal etmiyorum

Özcan Deniz uzun zamandır sinemacı olarak anılıyor. Yeni filmine hazırlanırken Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin karşısına çıktı ve sinema macerasını anlattı: Halkın kafasında benimle ilgili birçok kimlik var. Şarkıcı, oyuncu, hikayeci, yönetmen. Bu gülle gibi algıyı parçalayıp birini kabul ettirmek zor. Belki 60 yaşıma gelince olur

Özcan Deniz, yıllar önce Ya Sonra ile yönetmenliğe başlayınca onun için 'türkücü yönetmen' deyip dudak bükülmüştü. Film potansiyel seyircisine ulaşmış olsa da bu tür küçümsemelere devam edildi. Açıkçası Deniz bu tür tavırlara pek takılmadı. Hep serinkanlı yaklaştı ve sinema macerasına devam etti. Sonraki yıllarda başrolde oynadığı, Evim Sensin, Su ve Ateş'i çekti. Geçen yıl kendisinin oynamadığı sadece yönettiği Sevimli Tehlike ile çıktı seyircinin karşısına. Dört filmin sonunda artık sinemacı olarak kabul görüyor mu derseniz, görüyor diyebilirim. Çünkü Deniz geçen çarşamba Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi'ne sinemacı kimliğiyle konuk oldu. Öğrencilerin karşısına çıkıp sinema macerasını anlattı. Naçizane söyleşinin moderatörlüğünü yapmak da bendenize düştü. Mithat Alam Film Merkezi'nden teklif gelince "Hay hay" dedim ve dersime çalışıp Özcan Deniz'le söyleşiye tutuştuk. Yaklaşık iki saat süren söyleşinin satırbaşlarını aktarıyorum. Söyleşinin tamamı ise ilerleyen zamanlarda merkez tarafından çıkarılacak kitapta yayımlanacak.

13 YAŞIMDA TİYATRO İLE BAŞLADI HER ŞEY: "Yoksul bir ailenin çocuğuydum. Dolayısıyla çalışmak zorundaydım. Bu durum haliyle okul hayatını sekteye uğratıyordu. Okulda bütün derslerim kötüyken sadece müsamere kolu iyi gidiyordu. Benim gibi tembel üç beş arkadaş müsamerelerde kendini gösterince şöyle düşündük: Madem bu alanda kendimizi gösteriyoruz hadi bir araya gelelim. Yaklaşık altı arkadaş, Aydın'da bir tiyatro grubu kurduk. Aydın'a gelen tiyatrocularla bire bir konuşup bu işlerin nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştık. Hiç unutmam Ercan Yazgan ile konuşmuştuk. Biz metinler yazıp oyunlar sahneliyorduk. Mesela Arabesk diye bir oyun yazdığımı hatırlıyorum. Dolayısıyla 13 yaşımda sahne, oyunculuk, hikaye anlatma gibi durumlarla tanışmış oldum. Oyunlarımız ilgi de görüyordu, bilet satıyor para kazanıyorduk. Sonra bir gün bir arkadaşımın düğününde beni sahneye çıkardılar, şarkı söyledim ve tomarla para verdiler. Ben de müzikte daha fazla para varmış deyip o alana yöneldim ve müzik alanında yol almak zorunda kaldım."
MEMDUH ÜN BENİ ÇAĞIRDIĞINDA YIL 1992'YDİ: "İlk albümümü yapmışım. Şöhret olmuşum ve Laf Lafı Açıyor programına çıkmışım. Programda 'Kendi kariyerini gelecekte nasıl görüyorsun?' diye bir soru geldi. Ben de programa şarkıcı olarak katılsam bile 'Sinemayı, oyunculuğu çok seviyorum, sinemacı olmak istiyorum' demişim. Ertesi gün şirkete geldim. Memduh Ün seni çağırıyor diye telefon geldi. Atladım, Yeşilçam'a, Ün'ün ofisine gittim. İçeri girdiğim an Memduh Ün 'Çık dışarı, tekrar gir. Ama bana kızgınsın, bu mekanı bilmiyorsun ve tedirginsin. Bu duyguları bana belli etmeden odaya gir, şuraya otur' dedi. Ben de dediğini yaptım. Oturur oturmaz Memduh Ün 'Tamam yarın settesin' dedi ve ertesi gün Yerçekimli Aşklar: Ona Sevdiğimi Söyle'nin setine çıkmış oldum. Sette bir röportaj verdim. Yıl 1992. Röportajda sesim içime kaçmış, oldukça gariban bir şekilde 'Türk sinemasını çok seviyorum bir faydam olsun diye geldim' demişim. Hâlâ gülerim bu cevabıma... Yani benim sinema maceram müzikte çok popüler bir insanın bu popülerliğin ekmeğini bir de sinemada yiyeyim diye başlamadı. Anlattığım gibi evveliyatı var. Bazı meslekleri siz seçersiniz ama sinemacılık sizi seçen bir meslektir. Benim hayatımda da bu meslek beni seçti diye düşünüyorum. Ben de beni seçtiği için teşekkür edip elimden geleni yapıyorum."
TÜRKÜCÜ ALGISINI KIRMAM ÇOK ZOR: "Şimdi insanlar bir eğitim alır eğitimden sonra iş yapmak için sahaya çıkar. Dolayısıyla sahaya yetişmiş, olmuş olarak iner. İnsanlar da sizin eğitim sırasındaki acemiliklerinizi bilmez. Benim şanssızlığım şu: Olmamış dönemlerim insanların gözünün önünde cereyan etti. Yani şöhret nedir bilmediğim, şarkı söylemek nedir bilmediğim, sinema nedir bilmediğim dönemlerim biliniyor. Tamam bunların hepsine karşı bir hevesim var ama bunların bir olgunlaşması, üzerinize oturması gerekiyor. Ben bir anda şöhret olunca bütün bunları insanların gözünün önünde yaşadım. Sonra bir gün artık ben yönetmenlik yapayım dediğiniz zaman insanların hafızasında o olmamış dönemime dair ezberleri nedeniyle bir beton duvarla karşılaştım. Onu kırmak, insanların aklında yeni bir kimlik yaratmak öyle çok kolay değil. O türkücü, o şarkıcı nidalarıyla hâlâ karşılaşıyorum. Mesela ben şu an astronot olarak Mars'a gitsem emin olun gazetelerde 'Türkücü astronot Mars'a gitti' diye yazarlar. Ya adam astronot niye türkücü yazıyoruz demezler. Ben sinemayı işin sahasında öğrendim. Deneyime ihtiyacım vardı. Allah'tan çok iyi yönetmenlerle çalıştım. Mesela Yavuz Turgul'un senaryo oluşturma, Çağan Irmak'ın reji, Ezel Akay'ın bir dünya kurma, atmosfer yaratma konusunda bende çok önemli etkisi vardır."
İYİ Kİ YOKSUL BAŞLADIM HAYATA: "Herkesin hayatında kayda değer çok ciddi hikayeler vardır. 13 yaşımda hayatın içine atılmış olmam, zorlu koşullarda kendi hikayemi kendimin oluşturma durumu, karşılaştığım insanlar, olaylar, genç yaşta yaşadığım deneyimler sonucu, hikaye dolu bir bünyeye dönüştüm. Bunun için film çekmek istediğim zaman da ilk başvurduğum yer kendi hikayelerim oluyor. Kendi hikayem derken, benim başımdan geçmesi gerekmiyor hikayenin, şahit olduklarım da olabiliyor. Bunun için derinliği olan insan hikayesi anlatmak bana kıymetli geliyor. Tabii yoksul bir aileden gelmek, aşağıdan yukarıya doğru çıkmak büyük bir zenginlik oluşturuyor insanda. Gerek ekonomik gerek psikolojik olsun tek başınasınız hayatta. Her şeyi kendiniz yapmalısınız. Bundan dolayı galiba bütün duygularım idmanlı ve reflekslerim dinç. İyi ki böyle olmuş!"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.