Pazar 20.03.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 19.03.2016

Ünlü var diye kanmayın canınızdan olmayın!

İnternet üzerinden zayıflama ilaçları ve bitkisel çay pazarlayan onlarca site var. Bu siteler nedeniyle hem bu tür ürünleri satın alanlar mağdur oluyor hem de izinsiz olarak görüntüleri kullanılan ünlüler. Hepimizin tanıdığı bu simalar yıllarca mahkeme kapılarında sürünüyor

İnternetten satış deyim yerindeyse dolandırıcıların en kolay at koşturduğu alan. Özellikle zayıflamaya yönelik ilaçları ve bitkisel çayları pazarlamak için sanal dünyadan daha ideali yok. Ama bu ürünlerin çoğu sağlık açısından büyük risk oluşturuyor. Tıpkı merdivenaltı gıdalar gibi tehlike büyük.

Çünkü kontrolleri yapılamıyor. Denetimsiz bu ürünlerin tanıtımına bir ünlünün fotoğrafını eklemek işe bir güven unsuru katsa bile, çoğu ünlünün bu tanıtımda yer aldığından haberi bile yok! Oysa halk güvendiği ismin tanıttığı bir ürünün güvenilir olacağını düşündüğü için iş daha da vahim bir hal alıyor. Birbiri ardına sosyal medyada yayınlanan bu tanıtımlarda 'rol' alan ünlüler ne sözde tanıttıkları ürünü, ne de firmayı tanıyor. Bu tür ürünler nedeniyle sağlığını kaybeden onlarca insan var. Yani iş hem ünlüyü hem de vatandaşı mağdur ediyor.
KARACİĞERİ İFLAS ETTİ
Geçtiğimiz yıl, Konya'da yaşayan hemşirelik öğrencisi Seda Nur Çalışkan (20) tam da böyle bir nedende canından oluyordu. Kullandığı zayıflama çayı nedeniyle karaciğer yetmezliği yaşayan Çalışkan, üç gün komada kaldı, ölümün kıyısına geldi. Çalışkan'dan ümit kesilmek üzereyken karaciğer nakliyle hayatı kurtuldu. Tüm bunlar sadece 15 gün kullandığı, internetten aldığı zayıflama çayı yüzünden başına geldi. Seda Nur Çalışkan'ın babası Mustafa Çalışkan bir yıldır kızının sağlık sorunlarıyla uğraştıklarını anlatıyor: "Kızım hemşirelik öğrencisi. Biraz kiloluydu ve bunu sorun ediyordu. İnternetten Derya Baykal'ın tanıttığı bir zayıflama çayından sipariş etmiş. Bizim haberimiz yoktu bundan. Hoş haberimiz olsa engelleyecek değildik çünkü insan güveniyor. Ekranda gördüğü ünlü bir ismin ürünü tanıtıyor olması güven veriyor. 15 gün bu zayıflama çaylarını içmiş. 15 günün sonunda vücudunda kızarıklıklar falan oluşmaya başladı. Hastaneye götürdük, başka hastaneye sevkettiler, orada ne içtiğini sordular. Evden getirdim çayları. Bunun yüzünden birçok kişinin rahatsızlandığını söyleyip yatırdılar acilen. Karaciğeri iflas etmiş! Üç gün komada kaldı. 90 kilo olduğu için karaciğer naklini canlıdan yapamadılar, oysa ben dahil aileden altı kişi karaciğer vermek için sıraya girdik. Türkiye'de birinci derecede nakil bekleyen hasta sıralamasına girdi ama ümitsiz bekleyişimiz sürüyordu. Sonunda artık ölüm noktasına gelince, doktorlar canlıdan nakil riskini aldı kızımı ameliyathaneye soktu. Tam o sırada müjdeli haber geldi İstanbul'dan. Bir kadavradan karaciğer bağışı olmuştu ve devletimiz sağolsun o karaciğer uçakla Konya'ya ulaştırıldı. Yedi buçuk saat ameliyatta kaldı, nakil gerçekleşti, kızım kurtuldu!"
SAVCILIĞA GİTİM
Mustafa Çalışkan yaşadıklarını anlatırken sesi titriyor. Sadece bir zayıflama çayıyla kızının ölümün kıyısına gelişini kabullenemiyor: "Benim kızım bu olaya kadar sapasağlamdı. Tek bir hastalığı olmadı. Şimdi Allah'a şükür iyi ama yüzde 72 eksikle yaşıyor. Karaciğer nakli kolay bir şey değil. Tüm bu yaşadıklarımız üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundum. Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı yetkilileri incelemeye geldiler. Çaydan örnekler istediler. Ama elimizde sadece iki paket kalmıştı. Onun üzerinden inceleme yaptılar ama sonuç çıkmadı." Çalışkan ailesinin görünürde masum bir bitki çayı nedeniyle hayatları karardı. Onlar gibi onlarca aile mağdur durumda. Peki tek mağdur ürünleri kullananlar mı? Tabii değil! İnternetten 'zayıflama' ürünleri adı altında satılan, çoğu denetimsiz bu ürünlerde adı kullanılan ünlüler dertli ve mağdur! Adının kullanıldığını farkeden soluğu mahkemede alıyor. Başı bu tür tanıtımlarla dertte olan birçok isim var: Özge Ulusoy, Ebru Şallı, İkbal Gürpınar, Zahide Yetiş, Saba Tümer dava açıp sorunu yargıya taşıyan isimlerden...
Ebru Şallı:
En çok mağduriyet yaşayanlardan biriyim
"Maalesef ben de bu konuda en fazla mağduriyet yaşayan ünlülerden biriyim. Zayıflama çayları, bir takım adi ve gerçek olmayan ürünlerle adım anılıyor ve tanıtımlar yapılıyor. Avukatım kanalıyla ihtar çektiklerim oldu, dava açtıklarım oldu. Tüm bunlarla mücadelem hâlâ devam ediyor. İnsan sağlığını tehdit eden bu tarz ürünleri hiçbir zaman savunmadım, tanıtımlarında ya da reklamlarında oynamadım. O yüzden insanlar benim ağzımdan duymadan internette yayınlanan bu tür haber ve tanıtımlara itibar etmesinler."
İkbal Gürpınar:
Üç yıldır mahkemelerde sürünüyorum
Sunucu İkbal Gürpınar en büyük mağduriyeti yaşayanlardan. Başına gelenleri şöyle anlatıyor: "Tabir yerindeyse üç yıldır mahkemelerde sürünüyorum. Programlarımdan birinde alkali diyetle ilgili bir şeyler üzerine konuşmuştuk, ben orada ne bir tanıtım yaptım ne de bir ürünü övdüm. Ama sanki bazı cümleleri söylemişim gibi tanıtımlarım döndü. Çok şaşırdım. Ben 86 kiloyum ve zayıflama ürünü satacak bir durumum yok. Bu insanlar bu tür tekniklerle günde 800 bin liraya yakın para kazanıyorlar. Zaten bunu kısa süre yapıp sonra ortadan kayboluyorlar. Benim 400 bin liralık tazminat davam sürüyor, 25 bin lira teminat yatırdım bu dava için..." Gürpınar yasal boşlukların olduğunu söylüyor: "Tazminat davası dışında başka türlü hakkımı savunamıyorum. Çünkü mahkeme diyor ki, 'Ünlü insansın fotoğrafını kullanabilir, telif davası aç.' Şikayet davaları reddediliyor. Oysa bu bir telif davası değil, bu düpedüz dolandırıcılık. Üstelik RTÜK tarafından kontrol edilemeyen yurt dışı merkezli uydu kanalları bu işlerin tezgah yeri olmuş. Öyle bir organizasyon yapmışlar ki, telefon açtığınızda karşılama sesi de benim... Üstelik normal kuryeyle değil, kendi kuryeleriyle çalışıyorlar. Bir keresinde ürünlerden birini istedim. Kendi kuryeleriyle gönderdiler. Bu ürünleri kullanıp sağlığı bozulan, ölenler oluyor. Bunun vebalini taşıyamam, o yüzden mücadele ediyorum. Bu dolandırıcılar için yasal düzenleme yapılması gerekir."
Özge Ulusoy:
Bizi de risk altına sokuyor
"Adımı kullanarak farklı farklı sanal ortamlarda zayıflama çayı tavsiye ettiğime dair ilanlar, reklamlar var. Zaman zaman karşıma çıkan bu tanıtımlarla hiçbir ilgim yok. Üstelik her zaman spor ve sağlıklı beslenme yoluyla fit kalmanın mümkün olduğunu savunan, bunu her fırsatta dile getiren biriyim. Bu tür ürün reklamlarında adımın kullanılmasından dolayı çok mağdur oldum. Çünkü bana inanıp güvenen insanlar, sosyal medya kanalıyla ulaşıp ürünleri kullanıp kullanmadığımı soruyor. Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Bu ürünler zaman zaman insan sağlığını tehdit ettiği için, bizi de büyük risk altına sokuyorlar. Bu tür ilanlara dair hukuki başvuruları yaptım ama benim gibi mağdur olan çok isim var."
Zahide Yetiş:
Güvenilirliğim zedeleniyor

"Bir senedir kahve çekirdiği mahkemem devam ediyor. Bunun dışında dava açmaya fırsat bulamadığım birkaç farklı ürün tanıtımı daha oldu benim üzerimden. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ile yaptığımız karşılıklı söyleyişinin belli bölümlerini alıp kullanıyorlar. Sanki o ürünü biz tanıtıyormuş, övüyormuş gibi görünüyoruz bu tanıtımlarda. Bize inanıp güvenen insanlar da bundan zarar görüyor. Kahve çekirdeğini programda konuştum, elime alıp göstermişliğim de var. Ama sadece bu kısmı alıp, sanki ben onların reklam filminde rol almışım gibi tüm fotoğraflarımı alıp kullanıp, internet üzerinden pazarlıyorlar. Bu konuda mahkemeye gitseniz bile sürecin işleyişi zaman alıyor. Elimiz kolumuz bağlı kalıyor. Sonuçlanana kadar bu reklamlar devam ediyor. En üzüldüğüm şey şu: Sekiz senedir sağlık sektörünün içindeyim. İnsanlar dediğime inanıp, güveniyorlar. Böyle olunca bu güven zedeleniyor. Yıllardır biriktirdiğim güven ve samimiyet zedeleniyor. Ama o kadar profesyonel çalışıyorlar ki, bir sürü fotoğraf kullanarak ürünlerini tanıtıyorlar. Biri görse der ki: 'Zahide Yetiş bunun yüzü olmuş.' Ama asla böyle bir şey yok. Bakın bunlar çok ciddi ve zararlı şeyler. İlaçla, çayla zayıflama olsaydı Amerika'da obez kalmazdı. Böyle bir dünya yok. Tüm iç organlarınıza zarar veriyor bu ürünler. Yalancı bu insanlar!"
Avukat Olgun Hamarat:
(Zahide Yetiş'in avukatı)
Korsanla mücadele eder gibi ünlüler birleşmeli
"Bu insanlar başka başka kişilerin üzerinden site açmak suretiyle bu satışları yapabiliyor. İnternet sitesi üzerinden bir araştırmaya gidilince server'lar farklı yerlerde oluyor, bulunamıyor. Biz müvekkilimin şoförü üzerinden bu ürünü istedik. Ürünü faturayla gönderiyorlar. Faturayı kesen firma 'Benim bundan haberim yok, bu internet sitesiyle ilgili bilgim yok' diyemez. Bu noktadan sonra kişinin izni ve bilgisi olmadan, 'Onun ismi kullanılmış mı, hak ihlali var mı?' diye bakılıyor. Şu an davamız son aşamasında. Tazminatımızı tespit edecekler. Bizim dava açtığımız firma aktif ve tahsil gücü olan bir yer. Ama bazı firmalar var ortadan kayboluyor. İnternet o kadar hızlı ki, mahkemelerin ağır yapısıyla internette olan bu olaylarla mücadele etme ihtimali çok zayıf kalıyor. Bence bunu yapan kişiler tespit edilir edilmez davalara gerek olmaksızın, para cezalarıyla caydırılmalı. Üç yıldır bununla uğraşıyoruz ve hâlâ bir sonuç almış değiliz, düşünün... Aslında bu konuda mağdur olan ünlülerin bir araya gelip, örgütlenmesi lazım. Korsanla mücadeleye nasıl girildiyse bununla da mücadele etmeli ünlüler."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.