Pazar 27.03.2016

Kötü adamlar olmasa millet ne konuşacak?

Necip Memili dizilerin kötü, filmlerin gariban adamı, tiyatronun taze keşfi. atv’de yayınlanan Kehribar’da kariyerinin en stilize kötü adamını oynuyor. Memili “Hepimiz iyiyiz değil mi? Ama bir araya gelince kötü adamları konuşuyoruz. Bu kötü adamlar olmasa, millet ne konuşacak?” diyor

Sabah saatleri, hava biraz soğuk, kafede karşılıklı oturuyoruz, çaylar yeni gelmiş. Tam ilk yudumu alacağız, orta yaşlı bir kadın Necip Memili'nin yanına geliyor "Bir fotoğraf çektirebilir miyiz? Yurt dışından geliyoruz da" diyor. Memili de "Hay hay" deyip daha günün ilk çayını içmeden hayran selfie'si çektiriyor! "Namınız yurt dışına taşmış?" diyorum, hafiften yüzü kızarıyor. "Ama ben bu durumu çok önemsiyorum" diyor. "Nasıl yani deyince?" anlatıyor: "Adanalıyım. Küçüklüğümde Adana'da herkes birbirini tanırdı, selam verirdi. Tanımasa da selam verirdi. Bu öyle bir şey. Ben bu tür şeyleri bir selam olarak görüyorum" atv'nin yeni dizisi Kehribar'ın kötü adamı olarak ekranda gözüken Necip Memili uzun zamandır takip ettiğim bir oyuncu. Dizilerin kötü adamı, filmlerin gariban insanı, sahnelerin yetenekli oyuncusu... Gerçekteyse sıcakkanlı, güler yüzlü ve iyi espri yapan biri. Tiyatrocu, konservatuvar mezunu. Ama tiyatroya ilgi duymasının sebebi aslında yaramaz bir çocuk olması. Nasıl derseniz, Memili anlatıyor "Çocukken çok yaramaz, enerjiktim. Eee bu enerjiyi bünyeden nasıl atar Necip! Üst sokakta oturan bir arkadaşım vardı, tiyatroyla uğraşıyordu. Onun sayesinde tiyatroya meylettim. Onların bir tiyatro ekibi vardı. Muzaffer İzgü'nün oyunlarını skeçleştiriyorlardı. Onlarla takılmaya başladım. Sonra belediyeden bir abimiz elimden tuttu 'Belediyenin tiyatrosuna gel dedi' Gittim. Sonra konservatuvar yılları. Okul bitti, oyuncu arkadaşım Gürsu Gür 'Hadi İstanbul'da gidelim, şansızımızı deneyelim' dedi. Buraya geldik. Burada da diziler, filmler, oyunlar yaşayıp gidiyoruz..."
MESLEK LİSESİNDEN SAHNEYE
Aslında Memili hayatını beş-10 cümle ile özetlese de hayatında biraz daha fazlası var! Çünkü kendisi endüstri meslek lisesine gönderilmiş ve elektrik bölümünde okumuş. "Meslek lisesinden tiyatroya savrulmak!" diyorum. Gülüyor "Babam pek yanaşmıyordu tiyatrocu olmama. Bunun için daha baştan önlemini alıp beni meslek lisesine yönlendirdi. Benim tiyatroyla ilişkim sürdürdükçe 'Ne yapacaksın tiyatrocu olup, İstanbul'a mı gideceksin?' diyordu. Ama belediye tiyatrosuna girip beni sahnede görmeye başlayınca annem ve babamın tavrı değişti. Baktılar herkes alkışlıyor, o zaman onlar da eser sahibi olarak 'Galiba doğru bir şey yapıyor bu çocuk' diyerek desteklemeye başladılar. Ama bizim okulun mevcudu yaklaşık bin kişiydi, okulda sadece kimya bölümünde sekiz kız vardı. Yani bildiğin askerlik! Tabii tiyatro acayip kaçış oluyordu benim için. Bambaşka iki alem arasında yaşadım uzun süre." Belki de babasının "İstanbul'a mı gideceksin yoksa?" çıkışlarından dolayı Memili 27 yaşına kadar Adana'nın dışına pek çıkmamış. Pek diyorum çünkü sadece bir kere Bulgaristan'a gitmiş oyun sahnelemek için. "Açıkçası" diyor "İstanbul büyük bir korkuydu benim için 'Adana memleketim, Çukurova nice sanatçı, yazar çıkarmış, yaşar gideriz burada' diyordum kendi kendime. Ama arkadaşım Gürsu 'Tamam da Necip onlar buradan çıkmışlar' dedi. Yani çıkmamız gerekiyordu ve biz de geldik İstanbul'a." İstanbul'da diziler, filmler, tiyatro oyunlarıyla geçen yıllar. Memili, Dila Hanım, Ulan İstanbul, Yalan Dünya, Bedel gibi dizilerde Lüks Otel, Sürgün İnek, Moskova'nın Şifresi: Temel, Guruldayan Kalpler ve Yok Artık filmlerinde oynadı. Ama işin aslı Memili, ezberleri sahnede, Kemal Aydoğan'ın yönettiği Moda Sahnesi'nin oyunu Bira Fabrikası'nda bozdu. Komedi ve dram arasında gidip gelebilen özel kumaşı olduğunu gösterdi.
BİRAZ JOKER VARİ
Ama Memili'nin dizilerdeki performansı sayesinde seyirciyle ilişkisi gelişti. Dizilerde kötü adamı oynasa da hiçbiri birbirine benzemiyor. Kehribar'da canlandırdığı Musa Bozoğlu karakteri şimdiye kadarki en stilizi kötü adam. Biraz Joker'vari bir hali var. Kurnaz, karşısındakinin sinir uçlarına dokunmayı bilen biri. Yani Memili yine incelikli bir iş çıkarıyor ekranda. Ama bu kötü adam imajına da naçizane itirazı var: "Şunu anlatamadım: Ben işimi yapıyorum, senaristler bir karakter yaratıyor ben de onu ete kemiğe bürünüyorum. İyi adam da oynayabilirim. Ama işin başka yönleri de var. Mesela kötü adam büyük bir çarkın içindeki bir dişlidir. Her şeyi çıkarabilirsiniz ama onu çıkaramazsınız. Çıkarırsanız o çark çalışmaz. Dizilerde o entrikalar hep bu adamlar sayesindedir. Psikolojik olarak işin başka bir boyutu olduğunu da düşünüyorum. Bir düşünün hepimiz iyiyiz değil mi? Ama bir araya gelince hep kötü adamları konuşuyoruz. Bu kötü adamlar olmasa, millet ne konuşacak?"
FATURAMI BİLİNÇLİ OKUYORUM
"Elektrik bölümünde okudum ya bundan dolayı mesela faturalarımı daha bilinçli okuyabiliyorum. Vallahi okulu bitirince babaannemin cızırdayan bir gece lambası vardı. 'Hadi yap' dediler. Yaptım, fişe taktım lambayı, lamba patladı. Bir de alakasız bir şekilde Türkiye'de 2.5 litrelik kolayı ilk defa görenlerdenim.... (Bunu söyleyince şaşkın şaşkın bakıyorum yüzüne. Memili de anlayıp anlatıyor) Kola fabrikasında staj yapıyorum. 2.5 litrelik kola çıkaracaklar. Büyük proje, dana falan kestiler. Sonra kola üretildi, bant dönmeye başladı. Hayatımda gördüğüm en güzel pet şişe dansıdır o. O sayede 2.5 litrelik kolayı ilk görenlerden oldum. Lakin o günden bu yana asitli içeceklere karşı mesafeliyim."
HEVESİMİN OLDUĞU YER TİYATRO
"Hevesimin olduğu, özgürce kendimi ifade ettiğim yer tiyatro. Sürekli bir keşif hali var. Yaptığınız bir keşif karşınızdaki etkiliyor. Hele hele yönetmeniniz de size alan açıyorsa uçup gidebilirsiniz. Mesela Bira Fabrikası'nın yönetmeni Kemal Aydoğan böyle bir yönetmen... Yani tiyatro sahnesinde bedenen ve ruhen başka bir alemde yaşıyorum. Dizilerde öyle bir tarafım yok. Neden? Çünkü kötü adamım (Gülüyor)!"
HEM KIZIYOR HEM SEVİYORLAR
"İnsanlar 'Sizi çok seviyoruz' diyor. Ben de 'Hem kötü adam diyor, kızıyorsunuz hem de seviyorsunuz bu nasıl oluyor, sizin durumunuz biraz şizofrenik' diyorum. Kimisi de "Neden bu kadar kötüsün?' diyor, ben de 'Öyle yazıyorlar öyle oynuyorum' diyorum. Yani bu kötü adamlarla kurduğumuz ilişki biraz tuhaf geliyor bana... Ama yeri gelmişken söyleyeyim, her canlandırdığım kötü adamı diğerinden farklı bir şekilde canlandırmaya çalışıyorum. Yine mi kötü adam, yine kötü adam ama bu sefer duygusu, tavrı, jesti, mimiği farklı. Lakin gün gelir iyi adam da olurum herhalde. Umuyorum, çağrı da yapıyorum! (Gülüyor)."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.