Kahraman olunmaz, kahraman doğulur
Birkaç kuşak Fenerbahçeli taraftarın kahramanıydı o. Takım 103 golle şampiyon olduğunda kadrodaydı. Yıllar sonra teknik direktör olarak Fenerbahçe’nin başına geçti. Çok sevildi, yeri geldi eleştirildi. Şimdi Konyaspor’u yönetiyor ve takımı başarıdan başarıya koşuyor. Hafta içi 51 yaşına giren Aykut Kocaman’dan bahsediyoruz
ARADIĞI EKO SİSTEMİ BULDU
Ve seneler sonra hoca olarak döndü, üç kere gol kralı olduğu takımın başına. Bizim çocuksa artık büyümüş, kendisi çoluk çocuğa karışmıştı. Üstelik karınca kararınca, aklı yettiği ve dili döndüğünce futbol yazıları karalıyordu. Ve bir anda Aykut Kocaman'ı, gençliğinin kahramanını eleştirirken buldu kendini. Gollerini, eski maçlarını izlerken gözlerinin dolduğu, adını söylerken sesinin titrediği "kocaman" kahramanının oynattığı futbola burun kıvırıyordu utanmadan. Duruşuna, 3 Temmuz'un tozu dumanında üstlendiği role saygı duyuyor ama futbolculuk kariyeri problem çözme becerisi üstüne kurulu bir adamın çalıştırdığı takımın, nasıl olup da sahada bu kadar sık cevapsız kaldığına şaşıyor, hatta kızıyordu. Sonra bir gün Fenerbahçe'deki görevi bitti Aykut Hoca'nın... İkinci kez veda etti çok sevdiği Fenerbahçe'sine. Şimdilerde ise Konyaspor'la çok güzel işler yapıyor. Ve o Konyaspor bu hafta sonu Fenerbahçe'yi ağırlıyor. Maç cumartesi akşamı olduğu için siz bu satırları okurken sonuç belli olacak. Kimbilir belki de Aykut Kocaman Fenerbahçe'sine şampiyonluk yolunda çelme takacak. Ancak kesin olan bir şey varsa, Konya'da aradığı eko sistemi yakaladı Aykut Kocaman. Algı yönetmekle, Alex gibi krizlerle uğraşmak zorunda kalmadığı, tamamen kafasındaki futbol projesine odaklanabildiği bir ortam... Hafta içinde 51'inci yaşına girdi Aykut Hoca. Ve teknik adam olarak onu çokça eleştirse hatta bazı maçlar yüzünden gönül de koysa, "Bu takımı neden kendin gibi oynatmıyorsun" diye isyan da etse, bizim çocuğun hayatındaki sayısız güzel anların, unutulmaz anların kahramanı olarak kalacak. Bizim çocuk da tıpkı babası ve Armağan amcası gibi, biriktirdiği sarı lacivert hikâyeleri evladına anlatacak. Ve onların iri kıyım bir kısmında hep Aykut Kocaman olacak. İstanbul Erkek Lisesi bahçesinde nasıl Aykut gibi 'makas çalımı' atmaya çalıştığını, topun dibine girip Aykut'vari aşırtmalar denediğini, onun golleriyle tribünlerde nasıl coştuklarını ya da kimbilir kaç çocuğun ona özenip Fenerli olduğunu anlatacak. Oğluna o 'kocaman' adamı, çocukluğunun, gençliğinin kahramanını anlatacak. İyi ki doğdun, iyi ki varsın Aykut Kocaman... Ya da bir başka deyişle: Nasıl doğdu Aykut Kocaman!
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde