Çocukların kahkahası yenecek kötülüğü
Küresel ısınma, ekonomik krizler, savaşlar, terör belası, gelecek kaygısı ve dahası. Dert çok. Ama yokluk içinde veya salgın hastalıkların pençesinde olan çocukların enerjisi hayatın aslında sandığımızdan daha basit olduğunun en iyi kanıtı
KAMBOÇYA:
Hastalık riski enselerinde
Hepimiz biraz hastalık hastasıyız aslında. Hele söz konusu çocuklarımızsa, hayat duruyor adeta. Hemen hastaneye koşuyoruz. Ama böyle yaparak hem kendimize hem de çocuklarımıza zarar veriyoruz. Hastalık endişesiyle çocuklarımızın doya doya kirlenmesine bile izin vermiyoruz. Çimen lekesi bulaşan şortunu annesinden casus gibi kaçırıp gizlice çamaşır makinesine koymayan çocuk da ileride akıllı kararlar veremiyor. Kamboçya'daki çocuklara bir bakın. İngiliz yardım kuruluşu Tearfund paylaştı fotoğraflarını. Dünyanın en yoksul ülkelerinden birinde yaşıyorlar. Ülkenin büyük bir kesimi günde 1 doların altında geçinmek zorunda. Güney bölgelerindeki evlerin ise neredeyse tamamında su yok. Buldukları her suyu kullanıyorlar, hatta içiyorlar. Dolayısıyla suların taşıdığı hastalıklara yakalanma riskleri çok yüksek. Ama zıplaya zıplaya oynamalarına yoksulluk veya susuzluk engel olamıyor.
SURİYE:
Sıkı bağlamayın uçsun balonlar
Dinmedi akan kan Suriye'de. Öldüler, yaralandılar, öksüz kaldılar, evleri yerle bir oldu... Savaşı bitirmek yerine hâlâ üzerlerine bomba yağdırıyor dünyanın süper güçleri. Ama kazanan kendi planları olmayacak. Suriyeli çocuklar galip gelecek. Daha birkaç saat önce rejimin üzerlerine varil bombası attığı Şam'ın Cobar kasabasındaki çocuklardan bahsediyorum. Dört bir yanları harabeye dönmüş. Ama fotoğrafta en çok dikkat çeken yıkılmış evler değil. Çocukların gözlerindeki enerji ve balonlarının renkleri tüm kötülüğü örtüyor. Bileğinize hafifçe bağlanan balonun bir anda ellerinizden kayıp gökyüzüne uçtuğunda üzülmüştünüz ya, boş verin iyi ki öyle olmuş. Belki de o balonlardan biri Suriyeli çocukların üzerine düşen bombalardan birini engellemiştir.
FİLİSTİN:
Kikirdeyin azıcık
"Kızım uyusanıza artık" diye bağırdığında anneniz, dayı kızlarınızla yorganın altında kikir kikir gülenlerdenseniz, Gazzeli bu güleç yüzleri daha bir seveceksiniz. Yokluğun, hüznün, acının ortasında doğdular. Mülteci kampında yaşıyorlar. Elektrikleri, suları yok. Ama her zorluğa inat attıkları kahkahalar sayesinde yenilmiyorlar.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde