Son Güncelleme: Pazar 10.07.2016
Hayatımı anlatmaya kalksam filmlere sığmaz
Saçındaki beyaz bantıyla hafızalarımıza kazınan Fenerbahçe ve A Milli Basketbol Takımı’nın başarılı oynucusu Bobby Dixon’ın (Ali Muhammed) hayatını anlatmaya kalksak onun deyimiyle film senaryoları az gelir... O felaketlerle dolu bir çocukluğun ardından başarılarla dolu bir kariyer oluşturmayı başaran özel bir yetenek
- Türkiye'de yer aldığınız her takımın başarısında rol oynadınız. Dört yıldır buradasınız ve milli takımda da top koşturuyorsunuz... Bir oyuncu olarak isminizi eminim çok kişi duymuştur ama Amerika'da başlayan hikayenizi ve çocukluğunuzu çok da bilmiyoruz...
- Çocukluğum çok kolay geçmedi. Paramız yoktu. Babam da hep yanımızda olamadı bu yüzden de kolay bir çocukluk yaşamadım. Tüm bunları yaşamak tabii ki çok zordu. Kendimi geliştirmek için çok çalıştım. Benim sahada bu şekilde sert olmam da o zaman yaşadıklarımdan kaynaklanıyor.
- Yaşadıklarınızın hıncını sahada mı alıyorsunuz?
- Bu noktalara gelmemde o dönem yaşadıklarımın yardımı oldu diyebilirim. Yani buralara gelmeyi o günlere borçluyum. Çünkü hayatın her türlü yönünü gördüm. Bu noktaya da pişerek geldim. Herhangi bir şeyi kazanmak için mücadele, kavga etmek zorunda olduğumu o zamanlar öğrendim. Sahada da aynı şeyler geçerli. Zaten uzun boylu ve cüsseli bir adam da değilim, basketbol oyuncularına göre ufağım. O yüzden sahada da kavga etmek zorundayım.
- Biliyorum ki bu konularda, özellikle de ailenizle ilgili çok konuşmak istemiyorsunuz ama hayatınız aynı bir film gibi... Görüşmeye gelmeden önce hayatınızı inceledim... Ailenizin neredeyse tamamı uyuşturucu nedeniyle hapse girmiş. Hatta siz de ıslahevine girmişsiniz...
- Çok konuşmak istemiyorum o günler hakkında. Birtakım gençlik hatalarım oldu. Ama geride kaldı. Artık yeni ve farklı bir yaşamım var. Hayatımı anlatmaya kalksam filmlere sığmaz. Sadece kolay bir çocukluğum olmadığını söyleyebilirim. Benim yaşadığım şeyleri yaşayan pek çok insan şu an bulunduğum noktada olamaz ve benimle aynı şeyleri başaramaz, burada olamazdı. Ama ben buradayım, başardım. Yaptığım seçimler bu çıkışı ve başarıyı yakalamamı sağladı. Bu başarı da sıkı ve çok çalışmayla yakalanıyor.
MUHAMMED ALİ'YE HAYRANIM
- Türkiye serüveninize gelmek istiyorum o zaman... Çok sevildiniz ülkemizde... Türkiye'ye gelişinizin hikayesi nedir?
- Türkiye'ye hiç gelmediğim için duyduğum hikayeler nedeniyle bazı endişelerim vardı. Ufuk Sarıca beni Türkiye'ye gelmeye ikna etti.
- Türk pasaportu aldınız ve adınızın Ali Muhammed olmasını istediniz. Bu seçiminizde kısa süre önce hayatını kaybeden boksör Muhammed Ali'nin de etkisi olmuştur muhakkak...
- Özellikle Afro-Amerikalılar için çok önemli bir figürdür Muhammed Ali. Hep örnek aldığım, gurur duyduğum bir isim. Ona olan hayranlığımı ve saygımı göstermek için bu ismi seçtim. Muhammed Ali, biliyorsunuz "Ali Ali" diye çağrılırdı. Ben de isim olarak Ali'yi seçtim.
- İki kelimeyle Türkiye'yi anlatmanızı istesem nasıl anlatırsınız ülkemizi? Hiç problem yaşadınız mı burada?
- Türkiye, sakin ve huzurlu bir ülke. Türk insanı sizi olduğunuz gibi kabul ediyor. Bana her zaman sevecen bir şekilde yaklaştılar. Türklerle hiçbir problemim olmadı.
- Türkçe'yi öğrenebildiniz mi peki bu dört sene içinde?
- Bazı kelimeleri biliyorum ama doğrusunu söylemek gerekirse Türkçe öğrenmesi zor bir dil. Çünkü İngilizce'den direkt tercüme edildiğinden kelimelerin sırası değişiyor ve anlamlı cümle kurmak gerçekten zor oluyor. Ama bildiğim ve anladığım birkaç kelime var.
MÜCADELECİ VE ZOR BİR LİG
- Türkiye'de sporcu olmaktan mutlu musunuz?
- Türkiye'de olmaktan ve oynamaktan dolayı gerçekten memnun ve mutluyum. Türkiye'yi ve İstanbul'u çok seviyorum. Türkiye ligini beğeniyorum çünkü çok mücadeleci ve zor bir lig.
- Türkiye'de basketbol hangi noktada sizce?
- NBA ve Euroleague'den sonra dünyadaki en iyi birkaç ligden biri. Sürekli bir ilerleme ve gelişme var. Türkiye'ye geldiğim 2012 yılından bu yana her sene olumlu gelişmeler oluyor, ligin seviyesi daha da yukarıya çıkıyor.
- Türk milli takımının oyuncusu olmak hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Türk vatandaşlığına geçmiş olmak benim için büyük bir onur. Baktığnıız zaman o kadar yabancı oyuncu arasından milli takımda oynamak için beni seçtiler. Ben de bunu bana karşı gösterilen bir saygı olarak görüyorum. Türkiye forması giydiğim her zaman da, elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorum.
- Maçta başarılı olmak için bir uğurunuz var mı?
- Şans verdiğine inandığım herhangi bir uğurum ya da bir ritüelim yok.
- Saçınıza taktığınız beyaz bant var...
- Basketbola başladığımdan beri bu bantı kullanıyorum. Uğur gibi değil de benim bir parçam gibi düşünün.
EN BÜYÜK İSTEĞİM İNSANLARA YARDIM ETMEK
- Bir baba ve bir eşsiniz... Çocuklarınızla ve eşinizle yeteri kadar ilgilenebiliyor musunuz?
- Kızlarım Amerika'da yaşıyor. Kızlarım için benim burada olmam zor bir durum tabii ki. Burada olduğum için de onlarla fazla vakit geçirmem zor. Tatillerde elimden geldiğince ailemle zaman geçirmeye çalışıyorum. Kızlarım da Türkiye'ye geldi aslında ama dil problemi nedeniyle Amerika'da kalmayı tercih ediyorlar.
- Birçok dövmeniz var...
- Evet kızlarımın adları var. Biliyorsunuz spor hayatıma Amerikan futbolu oynayarak başladım. İlk takımımdaki 13 arkadaş, kardeş gibiydik. 13'ümüzde de 13 rakamının dövmesi var o günlerin anısına. Başka dövmelerim de var.
- Yaşamdaki hedefiniz nedir?
- En büyük isteğim insanlara yardımcı olabilmek. Benim gibi bir sürü çocuk var geldiğim yerde. Onların da başarılı olmasına yardım edebilmek isterim.
- Müslüman mısınız?
- Değilim. Allah'ın varlığına inanıyorum.
OBRADOVİC ÇOK TUTKULU
- Hobileriniz neler?
- Basketbol benim en büyük hobim. Zamanımın çoğunu kaplıyor. Basketbolla ilgili hâlâ bir şeyler öğrenmeyi seviyorum. Basketbol dışında da okumayı seviyorum. Hayat hakkında, farklı kültürler ve düşünceler hakkında okumayı seviyorum. Kişisel gelişim kitapları ve motivasyon sağlayan hikayeleri okumayı da tercih ediyorum.
- Peki gelelim Fenerbahçe'ye... Mutlu musunuz bu takımın formasını giymekten? En iyi anlaştığınız takım arkadaşlarınız kim?
- Tabii ki mutluyum. Fenerbahçe'de hepimiz birbirimizle çok iyi arkadaşız. Ama Ricky Hickman ve Ekpe Udoh ile daha yakınız. Sanırım üçümüz de Amerikalı olduğumuz için. Milli takımdaki oyuncuları da yeni yeni tanımaya çalışıyorum ama Melih ve Barış ile aram çok iyi. Sinan da iyi bir insan.
- Teknik direktör Zeljko Obradovic ile aranız nasıl? Nasıl bir teknik adam?
- Obradovic ile çok iyi bir ilişkimiz var. Çok iyi bir koç. Oyuna karşı çok tutkulu ve oyundan çok iyi anlıyor. Bu sebeplerden dolayı kendisine çok büyük bir saygım var.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut