Pazar 10.07.2016
Son Güncelleme: Pazar 10.07.2016

Türkiye’den Afrika’ya uzanan gönül köprüsü

Üç yıl önce 20 THY personelinin gönüllük temelinde başlattığı iyilik hareketi bugün kurumun da desteklediği bir sosyal sorumluluk projesi haline geldi. Zaman içinde organize olan ekip Türkiye’nin ardından şimdi de Afrika’nın dört bir yanına el uzatıyor

'Anne ve babası öldü', 'Yetimhaneye nasıl geldiği bilinmiyor', 'Tecavüz kurbanı anneden dünyaya geldi', 'Babası şiddet uyguluyor, annesi kayıp' ya da 'Ailesi uyuşturucu bağımlısı'... Yazın kavrulan, kışın buz kesen teneke odalarında hayata bu damgalarla başlıyorlar. Sıtma, sarıhumma ve daha nice hastalıkla boğuşuyorlar. Sivrisineklerin taşıdığı mikroplar yüksek ateşle ölümlerine neden olmazsa çocukluk çağına ulaşabiliyorlar. Gündüz sıcaktan, gece karanlıktan ama günün her anı güvenlik riskinden dolayı odalarından dışarıya çok çıkmıyorlar. Karınlarının doyması, geceleri lambalarının yanması veya sularının akması en büyük mutlulukları oluyor. Belki tüm bunlardan dolayı sizi asık bir yüzle karşılamalarını yadırgamıyorsunuz. "Tanımıyorlar sonuçta" diyorsunuz. Belli ki korkuyorlar. Güvenemiyorlar. Ama çok sürmüyor soğuk tavırlar. Birkaç oyundan sonra atmosfer değişiyor. Geçmişi acılarla dolu bir yetişkin havasından çıkıp, kendi yaşlarına döndüklerinde gülücükler saçıyorlar etraflarına.
100 BİN ÇOCUĞA ULAŞILIYOR
Kenya'da geçen hafta ziyaret ettiğimiz yetimhanelerin durumu özetle böyle. Daha kötü anlara da şahit olduk, umut veren gelişmelere de. Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının kendi aralarında başlattıkları bir gönüllülük hareketiyken şimdilerde şirketin desteğiyle yüzbinlere ulaşan sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında gittik doğu Afrika ülkesine. Gönüllülük hareketi ve yeni kurulan THY Kurumsal Sosyal Sorumluluk biriminin başındaki Hatice Yentürk çalışmaları hakkında, "Her şey bir mail grubuyla başladı. Başlarda sayımız 20 civarındayken, şimdi dünyanın her yanındaki Türk Hava Yolları ofislerinde çalışan, memurundan genel müdür yardımcısına kadar her unvan ve aşamadan bini aşkın gönüllü çalışanımız var. Önceleri Türkiye'deki lösemi kliniklerine, köylerdeki okullara veya yetimhanelere kendi aramızda topladığımız hediyeleri ulaştırıyor, bilhassa afet durumlarında aktifleşiyorduk. Daha sonra şirketimizin de desteklemesi sonucu sayımızla birlikte faaliyet alanımızı da büyüttük. Geçen sene 'Afrika Yılı'mızdı. O yüzden sadece Afrika'da 26 ülkede projeler gerçekleştirdik. Bu sene ise daha büyük ve sürdürülebilir projeler gerçekleştirebilmek adına belirlediğimiz Afrika ülkelerine yoğunlaştık. Yılda 100'den fazla projemiz oluyor. 100 bine yakın çocuğa ulaşıyoruz" diyor.
TİKA AKTİF ROL ALIYOR
Afrika'ya yapılan yardımlarda THY'nin bölgedeki büroları devreye giriyor. Yine gönüllülük esasına göre hareket eden yabancı ülke temsilcileri, yerel otorite ve sivil toplum örgütleriyle irtibata geçiyor. Türkiye'den gelen ekip ile yerel temsilciler, genellikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'na (TİKA) ait ofislerde bir araya getiriliyor. Hatice Yentürk. sözlerine devam ediyor; "Afrika'da iki yetimhane yaptırıyoruz. Ancak niyetimiz sürdürülebilir ve etkin, pek çok proje gerçekleştirmek. Bu bağlamda geçen sene 10 sağlık merkezini restore ettik, güneş enerji panelleriyle enerji problemini çözdük. İçine yerleştirdiğimiz buzdolaplarında artık aşılar ve ilaçlar muhafaza edilebiliyor, çocuklar önlenebilir hastalıklar yüzünden ölmüyor. Bu sene özellikle Ekvator kuşağındaki sıcaktan gözlerini kaybedenler için katarakt ameliyatları yaptırıyoruz. Gittiğimiz her yerde Türkiye'nin ve THY'nin olumlu imajı sayesinde çok rahat ediyoruz."
SITMAYA YAKALANDILAR
Kenya'nın başkenti Nairobi'nin dışındaki banliyölere yaptığımız yolculuk sırasında "Ben de çalıştığım Turkuvaz Medya Grubu'nda aynı tarz bir organizasyon yapmak istiyorum" dediğimde THY'nin 21 yaşındaki genç uçak teknisyeni Furkan Doyran hemen söze atladı, "Yap tabii abi. İnsan böyle ülkelerde, sahip olduğu her şeyi sorguluyor. Gördükleri karşısında olgunlaşıyor. Ayrıca korkulacak hiçbir şey yok. Çad'da kocaman sivrisinekler gördüm. Hem de onlarca. Bize hiç bulaşmıyorlar. Gerçi Çad hep kapkaranlıktı. Elektrikleri neredeyse hiç yok. Belki de sokmuştur. Ama bir şey olmadı sonuçta" diyor gülerek. Ancak ekipten bir kişi Furkan'ı düzelterek, diğer Afrika ülkelerine yaptıkları ziyaretlerde sıtmaya yakalananların olduğunu hatırlattı. Kabin memurları, muhasebeciler, mühendisler, pazarlama ya da satış uzmanları... Dövmelisi, küpelisi, başörtülüsü, rock seveni... THY içindeki herkesin samimiyetle desteklediği Aç Kalbini projesi kapsamında Kenya'ya Türkiye'den 23 koli yardım malzemesi götürüldü. Uçak Nairobi'nin hangarı andıran havaalanına indiğinde THY ekibini ciddi bir stres kapladı. Daha önceki tecrübelerinden dolayı gümrük memurlarının problem çıkarmasından endişe ettiler. Dile kolay yardım kolilerin ülkelerine girmesi için 30 bin dolar rüşvet istenen ülkeler görmüşler. Neyse ki THY'nin Kenya şefinin çabaları sayesinde hiçbir sorun yaşanmadı. Hatta Kenyalı kadın memur, arkamızdan uzun süre "Bir daha gelin, yine gelin, hep gelin" şeklinde bağıra bağıra uğurladı bizi.
İNSANLIĞIN BEŞİĞİ
1963'te İngiltere'den bağımsızlığını kazanan Kenya'da kendi dileri Swahili ile İngilizce konuşuluyor. Arkeolojik kazılarda 3 buçuk milyon yıl öncesine ait el yapımı taş aletler bulunduğu için "insanlığın beşiği" olarak anılan ülkede resmi rakamlara göre nüfusun yüzde 10'u Müslüman. Ancak konuştuğumuz Müslümanlara göre sayıları aslında yüzde 35'lere ulaşıyor. Hükümetin kasıtlı şekilde Müslüman oranını az gösterdiğini söylüyorlar. Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında herhangi bir anlaşmazlığın yaşanmadığı Kenya'da yüzlerce ezan okunan camiler var. Ancak Müslüman gençler, isimleri "Muhammed, Ahmet, Abdullah, Yusuf, Ömer..." olanların üst düzey eğitim almaları ile iyi bir işe sahip olmalarının engellendiğini söylüyor. Ayrıca bir Müslüman öldürüldüğünde hiçbir şekilde otopsi yapılmadığını ve herhangi bir soruşturmanın başlatılmadığını anlatan gençlerin büyük kısmının en büyük hayali ise Türkiye'de eğitim görmek.
PAZARDA BİLE GÜVENLİK RİSKİ
Yaklaşık 42 milyon nüfuslu Kenya'da kış mevsimi yaşandığı için herhangi bir salgın hastalık riski yoktu. Sıcaklığın zirveye çıktığı kasım, aralık, ocak ve şubat aylarında ücra bölgelerde sarıhumma gibi hastalıklar görülüyor. Ancak dünyanın dört bir yanından turist çeken safari turları ve Hint Okyanusu'na kıyısı olması nedeniyle Kenya, birçok Afrika ülkesine göre, salgın hastalıklar konusunda çok daha güvenli bir yer. 1700 metre rakımda bulunan Nairobi'de sıtma hiç görülmüyor örneğin. Ancak ülkede ciddi bir güvenlik riski var. Başkentin merkezi hariç diğer birçok bölgesinde tek başına dolaşmamakta fayda var. Rengarenk kolyelerin, bilekliklerin, tabloların, terliklerin, yerel kıyafetlerin satıldığı, yüzlerce tezgahın bulunduğu ve turistlerin akın etmesi gereken pazarda bile kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Pazara daha girmeden Kenyalı gençler etrafınızı sarıyor. Size alışverişte yardım edeceklerini söylüyorlar ve sürekli "Hakuna matata" yani "Problem yok" diyerek bir daha yanınızdan ayrılmıyorlar. Dolayısıyla siz de tanesi 1 dolar olan kolyelerden alamıyorsunuz bile. Ya da seyir halindeyken aracınızın camı açıksa hızlıca bir kapkaça uğrama riskiniz çok yüksek. İşte güvenlik riskinden dolayı Kenya ziyaretimizde Genç Müslümanlar Birliği isimli Kenyalı gönüllü gençler her adımımızda yanımızda oldu. THY'nin Nairobi'de hazırlattığı Ramazan kolilerinin dağıtılması sırasında ve katarakt ameliyatı gerçekleştirilecek bölgeler ile yetimhanelere yaptığımız ziyaretlerde bir an olsun yanımızdan ayrılmadılar. Daha önceden anlaştıkları iki ağır silahlı polis de sürekli bizimleydi. Polislerin varlığı, hem yardımların dağıtılmasında izdiham olmaması hem de yolculuklar sırasında başımıza bir bela gelmemesini sağladı. Yanınızda bir Kenyalı olmadan hiçbir şekilde giremeyeceğimiz söylenen bölgelere girme şansımız oldu. Tenekeden yapılmış iki küçük odadan oluşan evlerinde en az yedi kişi yaşayan Kenyalılarla uzun uzun Türkiye hakkında konuştuk. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş sevgisinin dışında hepsi gerçekten İstanbul aşığı. Bir de Türkiye'nin siyasetini çok yakın şekilde takip ediyorlar. İsrail ve Rusya ile normalleşen ilişkileri sorup durdular.
KÖYLERE KADAR GİDİLDİ
Proje kapsamında Tanzanya, Kenya, Nijerya, Madagaskar, Senegal, Burkina Faso, Uganda, Fildişi Sahilleri, Etiyopya, Çad, Kamerun, Nijer ve Kenya'ya gidildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.