Pazar 07.08.2016
Son Güncelleme: Pazar 07.08.2016

Kırmızı rujlu erkek berberi

‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma’ atasözü biz de çok yaygındır. Bu yüzden kadınlar, erkeklere atfedilmiş mesleklerin yanından bile geçemez. Ama aramızda cesur kadınlar da var. İşte o kadınlardan biri de erkek berberliği yapan Serap Aykut

Elinde usturası olan bir kadın o. Bu usturanın da ona saygı kazandırdığını düşünüyor. Erkekler dünyasında var olmanın adımını 'Erkek gibi kadın' deyimine sadık kalarak başarmış. Ama erkek berberliğinde 21 yılı geride bıraktığı şu günlerde, "Etrafımdaki erkekler saygıyla karşıladı mesleğimi hep. Kendilerine pay çıkarmak suretiyle erkek gibi, delikanlı kız tanımlarıyla altını çizdiler övgülerinin. Oysa ben cinsiyetsiz oluyorum çalışırken, bir insanın diğerine hizmeti olarak görülmeli. 'Delikanlı gibi kadın' olarak övülmek hoşuma gitmese de onların algı dünyasında olumlu bir yere oturduğumu biliyorum" diyor. Bu Serap'ın hikâyesi ama aslında iş hayatında var olmak için çabalayan ve saygı duyulmak için erilleşmeye itilen tüm kadınlara da tanıdık gelecek bir hikâye. Gelin Aykut'un bize sıra dışı gelen meslek seçimini ve bu süreçte erkekler dünyasına dair tecrübe ettiklerini birlikte okuyalım.
BÜYÜK KONUŞTU, BAŞINA GELDİ
Aykut lise hayatına, bir erkek lisesinde makine ressamlığı okuyarak adım atıyor. Yaşamındaki erkeklerle ilgili sınavının da böyle başladığını söylüyor. Ancak o hareketli bir insan, oturarak çizim yapmak ona göre değil. Kuaför olmaya karar veriyor ve hemen bu alanda başka bir meslek lisesine başvuruyor. Ama bu bölümde yer kalmayınca kendini cilt bakımı ve epilasyon bölümünde buluyor. Okula gidip gelirken trafiğin sıkıştığı bir an otobüsün penceresinden erkek berberinin önünde havluları asan bir kadın görüyor. İçinden 'Kadına bak, yapacak başka meslek bulamamış mı?' diye geçiriyor. Hayat büyük konuşmayı kabullenmiyor tabi, çok değil bir hafta sonra kadın kuaförü diye gittiği o kadın ustanın yanında işe başlıyor. Böylelikle 21 yıldır mesleği olan erkek berberliğine de adım atmış oluyor.
BABAM KARŞI ÇIKTI
Tabii babası kızının erkek berberi olmasına karşı çıkıyor. Ne de olsa bir kız çocuğu için toplumun hiç de hazır olmadığı bir meslek. O dönemi Aykut şöyle anlatıyor: "O güne kadar babama kendimi ispatlamıştım. Çalışkan bir öğrenciyim, hiçbir yanlışım yok, istenilen bir evladım. Bu ilk aykırı isteğim oldu. Annem destek oldu. Babam bana çok güvenmesine rağmen, ataerkil bir toplum olmamızdan dolayı karşı çıktı. Küstü, kırıldı, az konuşmaya başladı. Ama ben bir sene çalıştıktan sonra beni şaşırttı ve ilk tıraşına geldi. Hiç haberim yoktu. Ben de o ara yeni yeni asker tıraşı yapmaya başlamışım. Kapıdan girince çok şaşırdım. Ama saç sakal tıraşını yaptım ve gözlerinde o gururu gördüm. Çünkü etrafındaki esnaf arkadaşlarından övgüler duymuş."
ERKEKLER BANA SAYGI DUYUYOR
Erkekler dünyasında bir kadın olarak var olmak zordur. Hele sürekli erkeklerle muhatap olup onların saç ve sakalını kesecek bir kadın olarak insanın başına pek çok hoş olmayan durum gelebilir diye düşünüyor insan. Ancak Serap Hanım, hiçbir dedikodu ve kabalıkla karşılaşmadığını söylüyor. Bu rahatlığı da meşhur 'Erkek gibi kadın' tabirimize borçlu. "Erkekler 'erkek gibi' gördükleri kadınlara ekstra bir saygı ile yaklaşıyorlar. Elimde ustura olması bana bu yükü yükledi. Rahatsız olmadım ama kontrollü davranıyordum. Dekolte giyinmiyor, maskulen takılıyordum. Ama artık 38 yaşındayım ve öyle bir özen göstermiyorum. Çünkü meslekte de 21 yıllık tecrübem var ve kendimi ispatladım. Taciz olayı ise hiç yaşamadım." Peki, berbere giren erkek müşteri, bir kadın tarafından tıraş edileceğini anlayınca ne yapıyor? Çok şaşırıyor olabilirler, itiraz eden oluyor mudur, kalkıp giden mesela. Serap Hanım bugüne kadar koltuktan kalkan bir tek müşterisi bile olmadığı söylüyor: "İçeri rastgele giriyor müşteri. Sakal havlusunu takıyorum, sakalı hazırlamaya başlıyorum. O süreye kadar beni asistan, yardımcı, konu mankeni olarak orada olduğumu zannedip ustanın gelmesini bekliyor. Usturayı elime aldığımda olaya ayıyor ve nefesini tıraş sonuna kadar tutuyor. Ama erkeklerden bahsediyoruz hiç biri kalkıp gitmedi bu güne kadar (Gülüyor). Hatta tecrübe ettikten sonra geri geliyorlar. Sakal tıraşında elimin çok hafif olduğunu söylüyorlar." Biz kadınlar kuaför koltuklarını psikolog koltuğu gibi de görüp içimizi dökmeye başlarız. Erkekler de bizim gibi midir acaba? Hazır bir kadın berber bulmuşken rahatlıkla soruyorum. O koltukta neler anlatıyor erkekler Serap Hanım? "Erkekler berberlerinden kolay vazgeçemedikleri için artık dost oluyoruz ve her şeylerini benimle paylaşabiliyorlar. Çoğunu en özel anlarına ben hazırladım. İlk tıraşı, okul mezuniyeti, damat tıraşı... Çocuğu olanlar onu getiriyor. Eşleriyle olan problemlerini anlatıyorlar. Zaten yüz ifadelerinden anlıyorum ruh hallerini ve lafı ben açıyorum. Anlatmak isteyen hemen anlatıyor. Ben de güler yüzümle enerjilerini yükseltmeye çalışıyorum."
EŞLERİNİ BANA GETİRİYORLAR
Eşinizin bir kadın tarafından tıraş edildiğini duysanız ne yapardınız? Kıskanır mısınız ya da bir bahaneyle tıraş esnasında yanına gidip durumumu gözlemler misiniz? Aykut'un böyle bir durumla karşılaşıp karşılaşmadığını merak ediyorum. "Kadınlar hem eşleri yakışıklı, göz önünde olsun istemezler hem de güzel bir şeyi taşısın isterler. Saçlarını yaptırırken beni gören kadınlar, eşlerini arayıp bana getiriyorlar. Sanırım bana güveniyorlar. Yorumsuz bir kişiliğim ben. Ne kadınlığımın altını çiziyorum ne de erkeksi bir tavır sergiliyorum. İnsan olmaya çalışıyorum. Yapım böyle, insanı tanımayı, hikâye biriktirmeyi seviyorum" Yıllardır erkek berberliği yapan bir kadına âşık olan müşterisi de olmuştur diye düşünüyorum. Bu soru karşısında Serap Hanım gülüyor, 'Olmuştur tabi' diyor ama detaya girmeyerek devam ediyor: "Erkekler için berberleri çok kıymetlidir. Eş değiştirmekle bir tutulur. Çünkü daha düz mantıklıdırlar. Kendilerini anlatmayı sevmezler. Mutsuz evliliklerde erkeklerin kadınları bırakamamalarının sebebi de bu. Risk almayı sevmiyorlar. Birisi onları anlasın yeter." Aykut'un Türk erkekleri ile ilgili de ilginç tespitleri var. "Ne yazık ki Türk erkeklerinin ortası yok. Ya saçına sakalına çok ilgililer ya da çok ilgisiz. Yaşla birlikte değişen şeyler var. 16 yaşına kadar çocukları tıraşa götürmek sıkıntıdır. 16'dan sonra çok özenliler, kuaförden çıkmıyorlar hatta fotoğraflarla geliyorlar. 30'larında, evlendikten sonra duruluyorlar, 40-50'lerden sonra ise acaba saçımızı mı boyatsak, yeni saç modeli mi denesek diyorlar. Bu son durumu seviyorum, enerjileri yükseliyor. Özellikle saçlarının dökülmesine çok takılıyorlar. Neyse ki saç ekme operasyonları çok gelişti (Kahkahalar).
YALAN SÖYLEDİKLERİNİ ANLIYORUM
Erkek berberi olan bir kadınla birlikte olmak da zordur diye düşünüyor insan. Acaba Serap Hanım bu konuda enteresan durumlarla karşı karşıya kalmış mıdır? "Evli değilim, şu an hayatımda da biri yok. Ancak önceki erkek arkadaşlarım meleğime saygı gösterdi hep. Kıskançlık yapmadılar. Artık erkeklerin mimiklerinden yalan söylediklerini anlayabiliyorum. Genelde susuyorlar, bir şey söylemezsek yalan söylemiş olmayız diye düşünüyorlar. Yalan söyleyen erkek gözlerini kaçırır, bakamaz. Bir de her şeyi ertelerler. Kadınlar bu durumdan hep şikâyetçidir. Çünkü kadınlara göre yavaşlar. Hep geçiştirirler. Bir süre sonra da kadınları duymamaya başlarlar. Kadını evden çıkarken bekleyememelerini anlıyorum. Çünkü erkekler o kadar vakit ayırmayı anlamlı bulmuyor. Saçlarının sağa mı sola mı kesilmesi umurlarında olmazken kadının kestirdiği kâkülü fark etmelerini beklemek çok şey beklemektir. Doğalarında yok. Büyük bir çoğunluğu böyle. 35-40 sene kendi kafa şeklini öğrenmemiş, önemsemiş bir erkekten de kâkülünü fark etmesini beklememek lazım."
SAKAL TEMBELLİKTEN MODA OLDU
"Sakal, tamamen erkeklerin tembelliğinden moda oldu. Ama ben sıkıldım sakallı erkeklerden. Yüzlerini görmek istiyorum artık. Sakal herkese yakışan bir şey değil. Yakışanların da bakımlı, temiz bir şekilde kullanması gerekiyor. Doğru model önemli. Oysa herkes doğalına bırakıyor. Hiç taranmamış, uçları kırılmış, kuru sakallar beni çok rahatsız ediyor. Üst yanak bölgesi ve boğazdan net çizilmiş sakalları da sevmiyorum. Natürel, makas değmiş sakalar güzel."
GÖNÜLLÜ ÇALIŞABİLİRİM
"21 senedir aynı aşkla çalışıyorum. Mesleğimden hiç sıkılmadım. Ama araya başka şeyler de koymaya çalışıyorum. Mesela artık haftanın dört günü berberlik yapıyorum. Kalan günlerimde erkek berberlere eğitim veriyorum. Berberler Odası başkanı ile de paylaştığım bir hayalim var. Erkek berberi olmak isteyen kızları yetiştirmeye gönüllü olarak adayım. Vakıflarda benden yardım alabilirler. İsteyen Suriyelilere ve yetiştirme yurdunda büyümüş meslek sahibi olmak isteyenlere tamamen gönüllü olarak bu mesleği öğretebilirim. Ayrıca erkek hikâyeleri yazmak istiyorum."
RIFAT ÖZKÖK / MÜŞTERİ
Kız arkadaşımla tıraşa geliyorum
Bireysel antrenör, body fitness konusunda dünya birincisi. "Bir arkadaşımın tavsiyesi ile Serap'a geldim ve bir daha başka hiçbir yere gitmedim. İşinde çok iyi ama aynı zamanda enerjisi de pozitif. Ona her şeyimi anlatabiliyorum, güven duygusu veriyor. Çoğu erkek berberinden daha çok seviyor işini ve fark yaratacak modeller üretiyor. Nokta atışı yapıyor ve trendleri takip ediyor. Kız arkadaşım da benimle geliyor tıraşa, Serapla çok iyi arkadaşlar. Otuz yaşımdayım ve berberimin doğru müdahalesi ile ilk kez saçlarımı bu kadar uzatabildim."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.