Pazar 11.09.2016
Son Güncelleme: Pazar 11.09.2016

Bu da benim sınavımdı, yeniden doğdum

Gamzeli Güzel diye ünlendi. Sayısız filmde, reklamda rol aldı. Seyirci çok sevdi Bahar Öztan’ı. Yeşilçam’ın tatlı hatırasının en özel isimlerindendi... Geçtiğimiz yıl yumurtalık kanserine yakalanan 54 yaşındaki oyuncu, bir yıl boyunca yorucu bir tedavi süreci geçirdi. Ve kanseri yendi. Sadece kanseri yenmekle kalmadı kendisini de yeniledi. İşte 2016 model Bahar Öztan

Yeşilçam'ın temizyüzlü, masum güzeliydi Bahar Öztan. Geçtiğimiz yıl, tekerlekli sandalyede, ağzında bir maskeyle çekilmiş fotoğrafını görene kadar hafızalarımızın gizli saklı çekmecelerindeydi... Yumurtalık kanseri olduğunu öğrendiğimizde içimiz 'cız' etti. Çünkü o geçmişimizdi, anılarımızdı... Bahar Öztan bir yıl ağır tedavi gördü. O güzel saçları döküldü. Ama yüzünde gamze çıkaran gülümsemesi hiç solmadı. İki hafta önce son kemoterapisini aldı ve tedavisi bitti. Kanseri yendi! Instagram'da oğluyla birlikte paylaştığı fotoğrafın altına "Yeni Ben" yazmıştı. Yenilenmişti. Hem de ne yenilenme... Gerçekten geçmişin, o eski gamzeli güzel gitmiş, yerine kısa beyaz saçlarıyla 2016 model bir Bahar Öztan gelmişti. Biz de bu yenilenmenin şerefine Bahar Öztan'ın evine konuk olduk. Fuşya rengi gömleğiyle ışıldıyordu adeta... Kibar, zarif ve pırıl pırıl olgun bir kadın vardı karşımda...
- Herkesin vücudunda kansere neden olan hücreler var ama harekete geçmeleri için bir duyguyla tetiklenmeleri gerekiyor. Peki siz neden kanser oldunuz?
- Güçlüyüm ama o kadar da hassas biriyim. Ama bunu belli etmem ve içime atarım. Herkesle her şeyi paylaşmam. Sanırım beni kanser yapan bunlar!
- Ailenizde kanser hikayesi var. Bir gün benim de başıma gelir diye beklediğiniz bir şey miydi?
- İnsanız her şey başımıza gelebilir. Bu nedenle düzenli biçimde, her yıl check up yaptırırım. Çok detaylı incelemeden geçerim. Ama benimki yumurtalık kanseri olduğu için çok sinsi ilerledi. Kendini göstermedi. Epey ilerledikten sonra fark ettim. İki ay ne olduğunu bulmak için uğraştık. Diğer kanser türleri kendini daha kolay belli ediyor ama yumurtalık kanseri öyle değil. Ne yapalım, böyle olması gerekiyormuş. Bu da benim sınavım. İçime attıklarım, birikimler bende böyle ortaya çıktı. Çıktı ya gerisi önemli değil...
- İki hafta olmuş son kemoterapiyi alalı... Artık tedaviniz bitti. Yeni kararlar aldınız mı hayatınıza dair?
- Yeniden doğdum. Artık kendi istediklerimi yapacağım, "Hayır" diyemediklerime "Hayır" diyeceğim. 'Aman ayıp olmasın'lar yok hayatımda. Onu kırma, bunu kırma derken kendimi kırmışım, farkında değilim. Herkes mutlu olsun istiyorum, öyle bir yapım var. Ama bu arada kendimi mutlu edememişim. Artık kendimi mutlu edeceğim. Şükürler olsun oğlum da büyüdü, 20 yaşında bir delikanlı. Bundan sonra başka bir problemim yok. Sevenlerim çok. Onların sevgisi çok etkiledi beni. Öyle bir an geliyor ki, hiç tanımadığınız bir hayranınızdan gelen bir mesaj mutluluktan uçuruyor. Böyle şeyler yaşadım bu süreçte. Toparlanmak için güç veriyor bu destek.
- İnsan böylesine hayati bir şeyi öğrendiğinde nasıl tepki veriyor?
- Tedavinin yoğun geçtiği zamanlarda hiçbir şey düşünemiyor insan. Tedavisine odaklanıyor sadece. Zaten benim yaşadığım kolay bir şey değildi, üçüncü evreydi kanserim. Epey kötü olmuştum ve büyük bir ameliyat geçirdim. Ameliyat sırasında ve sonrasında, kanser bana bir şeyler öğretiyor diye düşünmüyor insan. Acaba ne olacak, atlatabilecek miyim diye kaygılanıyor. Bir kargaşa hali yani... Hayata devam mı edeceğim, bu süreç uzun mu sürecek gibi kaygıları oluyor. Ama çok da belli edemiyorsun hislerini. Yaşadığım kötü şeyleri paylaşmayı seven biri değilim, bunu da yansıtmayı istemedim haliyle, bu benim özelimdi. Bunları ben yaşayacaktım! Çünkü etrafıma bu durumu yansıtmak moralimi bozabilirdi. Böyle davrandığım için etrafımdan da, hep beni yükselten tepkiler aldım. Sonlara doğru, bu hastalık bana ne öğretti diye düşünmeye başladım. Ne zaman ki tahlillerim yapıldı, sonuçlar sağlıklı bir bireyin ki gibi çıktı, o zaman derin bir nefes aldım. İçimde bir sevinç tomurcuğu açtı, tıpkı bir kardelen gibi.

KRİZİMİ KENDİM YÖNETTİM
- Eşiniz dostunuz da bir sınavdan geçmiştir. Sınavı geçtiler mi?
- Eşim, dostumdan yana hep şanslıydım. Çünkü kanser gibi zor bir hastalık söz konusu olduğunda, zaman zaman dostların uzaklaşırmış, aramaz sormazlarmış... Benim durumumda tam tersi oldu.
- Güçlü bir kadın mısınız?
- Ayakları üstünde tek başına durmaya alışkın biriyim. Hastalık sürecinde de bu durum devam etti. Çevremde dostlarım, arkadaşlarım ve ailem vardı ama kendi krizimi kendim yönettim, kimseye teslim olmadım. Kimsenin eline vermedim bu krizi. Farklı bir hastaydım. Doktorumun karşısına geçip, "Bana tüm gerçekleri söyleyeceksin" dedim. Çünkü bilirsem belki beyin gücümle yenecektim her şeyi...
- Beyin gücüyle hastalıkların iyileşebileceğine inanıyor musunuz?
- Tabii ki inanıyorum. Doktorumun bana yaptığı ilk konuşmayı unutmam; "Biz seninle bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculukta yüzde 50 oranında morale ihtiyacımız var. Birkaç önemli madde hariç canın ne istiyorsa yapabilirsin" dedi. Bu bir yıllık süreçte seyahate de gittim, istediğimi de yaptım. Moralimi yüksek tuttum.

OĞLUM HİÇBİR FİLMİMİ BAŞTAN SONA İZLEMEDİ
- Fotoğrafçımıza poz verirken gözlerimin önüne eski fotoğraflarınız geldi. Hâlâ aynı alışkanlıklar ve stil... Bu öğrenilen bir şey mi?
- Esas mesleğim fotomodellik. Ve içimde var. Yurtdışında olsaydım, çok daha farklı olurdu hayatım. İlk şampuan reklamına çıktım, ardından Başak Gürsoy ajansına istedi. Boyum uzun değil ama fotomodellik yaptım. O yıl ne kadar ürün ve marka varsa onun kapağında, afişinde ben vardım. 30'un üstünde reklamda rol aldım. O dönemlerden ismim Gamzeli Güzel diye kaldı.
- Oğlunuz o dönemlerinize şahit olmadı, nasıl anlatıyorsunuz o günleri?
- Onun için oyuncu ya da model Bahar Öztan yok, ben onun annesiyim. Tam onun aklının ereceği zamanlarda ABD'deydik. Filmlerime üstün körü bakmıştır ama baştan sona izlemedi. İnsan yakınındakinin farkına varmaz. Annesiyim diye o bölüm onu ilgilendirmiyor. Şimdi şimdi fark ediyor, "Senin ne kadar çok hayranın varmış" diyor. Bu da hoşuna gitmeye başladı.
- Artık dizilerin popüler olduğu bir dönemdeyiz... Keşke bunu ben oynasaydım dediğiniz diziler var mıydı?
- Muhteşem Yüzyıl'da kim oynamayı kim istemez?

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.