Pazar 02.10.2016
Son Güncelleme: Pazar 02.10.2016

İki gazetecinin nikahına Başbakan gelirse...

İki gazeteci evlenirse, şahitliklerini de Başbakan Binali Yıldırım yaparsa, o nikahta bir söyleşi kaçınılmaz olur. A Haber sunucusu Duygu Leloğlu ile yazı işleri müdürümüz Hakan Turpçu’nun evlilik töreninde Başbakan Yıldırım sadece şahitlik yapmakla kalmadı gelin ve damada bir de söyleşi verdi

Size hikayeyi baştan anlatalım... Nikah tarihimizi saptadıktan sonra, "Bu mutlu günümüze eşlik etmek ister misiniz" diye Başbakanımız Binali Yıldırım'a bir davet yolladık. Sağolsun bizi kırmadı! Kısa süre içinde katılacağı bilgisi gelince, bizi tatlı bir heyecan aldı. O ilk heyecanı üzerimizden attıktan sonra, şöyle düşündük: Madem Başbakanımız nikahımızı onurlandırıyor... Neden iki gazeteci olarak, gelinlik ve damatlıklarımızla onunla söyleşi yapmayalım? Hem bu vesileyle kafamıza takılan birkaç sorunun da cevabını almış oluruz. Söyleşi talebimizi de Başbakanımız'a ilettik. Bu fikre o da sıcak baktı ve hatta fikrimizi bir adım öteye taşıdı: "Röportajı sahnede, konuklarımızın önünde yapalım" dedi. Bir gazeteci için bundan daha güzel bir teklif olabilir mi? Hemen soruları hazırlamaya başladık. Söyleşi heyecanı, düğün koşturmacamızın önüne geçti. O gün, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın kıydığı nikah törenimizde Başbakan Binali Yıldırım, sorularımıza verdiği cevaplarla, kelimenin tam anlamıyla ortalığı kırdı geçirdi. Konuklarımız arasında toplumun ve siyasi yelpazenin her kesiminden insan vardı, herkes Başbakan'ın sıcakkanlı üslubuna ve inceliğine şapka çıkardı. Siyaseti mizah ve zekayla yoğurması takdir topladı. O gün nikah sahnesinde, imzalar atıldıktan hemen sonra yaptığımız söyleşimize sadece davetliler şahit olmuştu. Biz istedik ki, bu keyifli söyleşiyi herkes okusun. O yüzden nikah töreninden sonra çıktığımız balayında da söyleşi kasetini çözdük. İşte gazeteci çiftin nikah törenine şahit olarak gelen Başbakan'ın verdiği o sıcak cevaplar... Başbakan daha ilk soruyu sormadan başlıyor evlilik üzerine anlatmaya: "Bu iş gazeteciliğe benzemez" diyor...

- Evlilik çok mu zor, çok mu kolay?
- Duruma göre değişir... Sevgili Duygu ve Hakan... Evlilik uzun ince bir yol. Korkmayın ama. O yolları duble yol haline getirdik, işiniz kolay olsun diye. Bu yolda mutlaka zor günleriniz olacak. Zorlukları paylaşıp azaltacaksınız. Güzellikleri de paylaşıp artıracaksınız. Bir ömür boyu bu yolu birlikte yürüyeceksiniz. Çocuklarımızın tahtını bizler yaparız ama bahtını bizler yapamayız. Allah sizin gibi gençlerimizin bahtını açık etsin.
PEKİ DEMEYİ ÖĞRENİN
- Çok teşekkür ederiz güzel temennileriniz için. Evlenmeyi düşünen çiftlere bir öğüdünüz, bir nasihatiniz var mı?
- Az önce ayağına bas diye sesler geliyordu. Benden size bir öğüt. Birbirinizin ayağına da, nasırına da basmayın. Hakan! Evliliğin sırrı nedir biliyor musun? İtaat et, rahat et! Bitmedi... Duygu, itaat et rahat et diyorum ya, hemen havaya girdin bakıyorum. Sen de "Peki" demesini öğreneceksin. Birbirinize peki diyeceksiniz. - Evlilikte başarının sırrı "Peki" demekten mi geçiyor? - Aynen öyle... Evlilikte başarının sırrı "Peki" demekten geçiyor. Üç günlük yalan dünya... Neyimizi paylaşamıyoruz? Kardeşiz, biriz, beraberiz. Birlikte Türkiye'yiz. Biraz da siyaset yapmış olduk.
- Madem gündemimiz evlilik, siz eşiniz Semiha Hanım ile nasıl tanıştınız? Süreç nasıl işledi? Size kolay kız verdiler mi?
- Bana bakın!.. Bana kız vermeyecek de kime kız verecekler? Siz bir dakika durun ya! Siz evleniyor musunuz, gazetecilik mi yapıyorsunuz? Patronunuz herhalde vakti boşa geçirmeyin diye düğünde bile iş verdi size. Hanımla ben yabancı değiliz, aynı köydeniz. Evlerimiz de birbirine yakın. Dolayısıyla durumumuz sizinki gibiydi. Siz de yan yana çalışıyorsunuz. Benzer şekilde tanıştık, evlendik.
- Hiç anekdot yok mu peki o günlere dair?
- Çok var tabii de milletin içinde burada anlatılmaz ki... Geçelim bunu...
- Babama, "Sayın Başbakanımız şahidimiz olacak" dedim. O da bana, "O da bir şey mi yahu, Başbakan her bayram arayıp, bayramımı kutluyor" dedi. Gerçekten de telefonla bayram kutlamalarınız halk arasında çok ince bir davranış olarak yorumlandı. Bu kadar kısa sürede 70 milyonun gönlünü kazanmanızın sırrı nedir?
- Bu gazetecilik tabiriyle biraz 'çanak' bir soru oldu. Milletin içinde olmak, milletle beraber olmak bize güç veriyor. Bütün yorgunluğumuzu unutuyoruz. Tabii teknoloji artık gelişti... Bayramlarda 70 milyona gidip el sıkışacak değiliz. Akıl yollarını kullanarak vatandaşımıza mesajımızı iletiyoruz. Yalnız aile içlerinde bazı huzursuzluklar oluyormuş. Mesela beyefendiye sesli mesaj gönderiyoruz, hanımefendiye göndermeyince darılıyormuş. Biri diğerine, bana mesaj geldi diye hava atıyormuş. Bir dahaki sefere daha dikkatli olacağız inşallah. Daha titiz çalışacağız.

SENİ BAKAN YAPMAZDIM
- Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile her konuda anlaşıyorsunuz ama bir konuda anlaşamıyorsunuz. O da Galatasaray ve Fenerbahçe mevzusu... Siz Galatasaraylısınız, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ise Fenerbahçeli... Galatasaraylı bir çift olarak soruyoruz. Bu sene bizim takımın şansı var mı? Kısa bir lig değerlendirmesi alabilir miyiz?
- Galatasaray-Fenerbahçe muhabbeti az kalsın başıma iş açıyordu. Bir gün Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı döneminde birlikte maç izliyoruz. Galatasaray gol attı. Ayağa kalktık, fırladık, tezahürat yaptık. Ters ters baktı! Biz anlayamadık bir şey. Galatasaray tekrar gol atınca tekrar aynı hareketi yaptık. Bana dedi ki, "Sen Galatasaraylı mısın?", "Evet" dedim ben de! "Ya" dedi, "Ben senin Galatasaraylı olduğunu bilmiyordum. Bilseydim, seni bakan yapmazdım..." Ben de dedim ki, "Sayın Başbakanım geç kaldınız." Şimdi bunları bir tarafa bırakalım da, bizim hanımın çok iyi bir taktiği var. Kazanan takım hangi takım ise ondan oluyor. Bir de yurtdışında maç olduğu zaman, hangi takım olursa olsun onu tutuyor. Ben de o fikri benimsedim. Hangi takımımızın yurtdışında maçı varsa takım ayırt etmeden, o takımı tutuyorum.
- Siyasetçinin tuttuğu takımı söylemesi sıkıntı da yaratabilir bazen...
- Eski zamanlarda siyasetçilerden bir tanesi kampanya döneminde, ne söyleyeyim diye düşünürken, aklına Diyarbakır'ın futbol konusuna da biraz değinmek geliyor. Futbolla alakası da zayıf. Meydanda anlatmaya başlıyor! "Diyarbakır'ı ne birinci ligi, ikinci lige de, üçüncü lige de, dördüncü lige de çıkaracağım!" diyor. Zannediyor ki, rakamlar arttıkça başarı da artıyor. Alkış gelmeyince, yanlış yaptığını anlıyor. Dolayısıyla futbol işi ülkeye benziyor. Ülke hangi düzeyde ise, futbol da o düzeyde oluyor.
- Türk futbolunun ve taraftarların bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Takımlarımız güzel işlere imza atıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, birlik, kardeşlik önemli. Bunun bir oyun olduğunu da akıldan çıkarmamak lazım. Palalarla, satırlarla nara atarak takım desteklemek olmaz. Centilmenlik esastır. Bakın deplasman yasağı da kalktı. Bütün takımların taraftarları sakin, suhuletle maçı izlesinler.
FEYYAZ DİYE BAĞIRDIK
Başbakanımız Binali Yıldırım futbolu gerçekten seviyor. Anıları ise birbirinden güzel: Yine bir gün İsveç'in Malmö şehrindeyiz. Eğitimdeyim o sıralar! Beşiktaş ile Malmö'nün maçı var. İlk defa Beşiktaş Malmö'ye gelmiş. Biz de maça gittik. Ama yanlışlıkla rakip tribünlere geçmişiz. İsveçliler de adeta piyano resitali dinler gibi maç izliyorlar. Ses yok adamlarda! Gol atılıyor, ses yok. Biz de elde pikap avaz avaz mehter çalıyoruz. Bir gol attı Feyyaz. Ayağa kalktık, "Feyyaaz" diye bağırdık! Sonra bir gol daha... Biz yine kalktık "Feyyaaz" diye bağırdık. Üçüncü gol kalemize atılınca, böyle sessiz sakin duran bir İsveçli ayağa fırladı ve "Feyyaaz" diye bağırdı. Meğerse Recep, kafa ile golü kendi kalemize atmış. Adam bizi orada iyi bir mars etti. Böyle bir hatıramız oldu.
?HAKAN TURPÇU- DUYGU LELOĞLU

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.