Son Güncelleme: Pazar 09.10.2016
Efendiler, bu şanlı bir tarihin tasfiyesidir
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar” çıkışıyla başlayan tartışma devam ediyor. Ancak bu tartışma bugünün mevzusu değil. Lozan’la ilgili en sert tartışmalar 1. Meclis’te yaşanmıştı. SABAH, tarihin derinliklerine dalarak 1. Meclis’te Lozan konusundaki tartışmaları bugüne taşıyor
SERT MUHALEFET
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işte bu sözleri günümüz Türkiye'sinin sınırlarının çizildiği 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın bir zafer mi yoksa bir hezimet mi olduğu tartışmasını alevledi. Büyük Türkiye haritasının küçülmesine yol açan Lozan Antlaşması etrafında basında ve siyasette başlayan bu yoğun ve sert tartışmalar elbette bugüne özgü değil. Zira görüşmeler sürerken 1. Meclis'te de çok ateşli konuşmalar yapılmış ve Lozan deyim yerindeyse yerden yere vurulmuştu. Milletvekilleri tarafından getirilen sert eleştiriler bu meclisin Mustafa Kemal tarafından sonlandırılmasına kadar gidecekti. Tarihçi-yazar Ahmet Anapalı 1. Meclis'te Lozan'a karşı çıkmanın faturasının ağır olduğunu ve o dönem Lozan'ı konuşmanın kelleyi koltuğunun altına almakla eş değer olduğu görüşünün herkesçe kabul edildiğini belirtiyor.
MİLLETVEKİLİ AVI
Anapalı, koordinasyon eksikliği ve heyet üyelerinin birbirinden habersiz giriştikleri başarısız hamleler sonucu ortaya çıkan hezimetler zincirine karşı çıkışları susturmak için bir tırpanlama harekatı başlatıldığını kaydederek şunları söylüyor: "Mustafa Kemal Paşa tarafından kurulan Halk partisinin içinde de tıpkı Meclis içinde yapıldığı gibi bir muhalif milletvekili avına çıkılmış ve partide ne kadar muhalif görüşlü milletvekili varsa hepsi parti dışına itilmiştir. Bu dışlanma hareketinde o derece ileri gidilmiştir ki, parti içinde Atatürk iradesine ima yoluyla dahi olsa en ufak bir eleştiri cümlesi kuranlardan hiç kimse 2. Meclis'e seçilememiştir."
İTİRAZLAR YÜKSELDİ
Devlet Arşivleri Eski Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Budak da, Anapalı'nın bu görüşünü destekliyor: "Lozan'a ara verildiği dönemde ciddi itirazlar var, bunun bu Meclis'le kabul edilemeyeceği anlaşılıyor. 2. Lozan görüşmeleri başlamadan Meclis kendini yenileme karar alıyor. 2. Meclis'te tepki gösterenlerin yer almadığı çok net görülüyor. Bunları tek seçenin de Mustafa Kemal olduğu aşikar."
1. Meclis karşıydı
Lozan'da saplanan hançer
Son Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın "Yunan işgali devam etseydi, bu millet birkaç yıl gecikmeyle de olsa istiklâlini yine kazanırdı. Ancak Lozan'da milletin kalbine öyle bir hançer saplandı ki, bu hançerin çıkarılması yüz senede zor gerçekleşir!.." dediği Lozan'ı eleştiren, doğuda yaşayan Türk ve Kürtlerin sınırların dışında bırakılmasına itiraz edenlerden birisi de Yahya Kemal'di. Lozan'a oy vermeyen milletvekilleri arasında Hoca Esad Ef. (Menteşe), Kılıç Ali B. (Gaziantep), Zamir B. (Adana), Mustafa Necati B. (İzmir), Ali Cenani B. (Gaziantep), Vâsıf B. (Saruhan), Necib B. (Mardin), Niyazi B. (Mersin), Faik B. (Edirne), Şeyh Saffet Ef. (Urfa), Şükrü Kaya B. (Menteşe), Besim B. (Mersin), Faik B. (Tekirdağ) vardı.
Şükrü Bey'in garip ölümü
Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey, Lozan konusunda en sert eleştirileri getiren isimlerdendi. Meclis'te "Efendiler, soruyorum, düşmanların altı ay sonra iade etmiş olduğu bir toprak var mıdır? Yoktur efendiler. Hangi toprak bir daha iade edilmiştir? Musul'u bir sene sonraya bırakmak neticede kaybetmek demektir. "Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılan muazzam zafer, Lozan'da heba edildi... Misak-ı Milli'den taviz veriliyor..." diyerek sert eleştiriler getiriyor ve defalarca kürsüye çıkarak hükümeti ve başmurahhas İsmet Paşa'yı suçluyordu. Öyle çok kürsüye çıkmıştı ki konuşmaları en çok Mustafa Kemal Paşa'yı sinirlendirmiş, tekrar söz istemesi karşısında Mustafa Kemal "Bir haftadır söylüyorsunuz, memleketi zarardide ediyorsunuz, maksadınız nedir?" diyerek tabancasını çekerek üzerine yürümüştü. Bu olaydan yirmi gün kadar sonra, Ali Şükrü Bey aniden ortadan kaybolmuştu. Birkaç gün sonra Şükrü Bey'in cesedi bulundu. İple boğularak öldürülmüş, Çankaya sırtlarında toprağa gömülmüştü. Suç, Giresunlu hemşehrisi Topal Osman Ağa'nın üzerine yıkıldı. Evet sonuç olarak Lozan tartışması bugünün meselesi değil. Döneminde de tartışılan ve büyük gürültüler çıkaran bu antlaşmanın hezimet mi zafer mi olduğu anlaşılan o ki daha çok tartışılacak. Ancak ortada kocaman bir gerçek var: İnönü başkanlığındaki heyetin, savaştan galip ayrılmamıza rağmen verdiği tavizler ve gösterdiği diplomasi zaafları nedeniyle kaybettiğimiz çok önemli topraklar... Misak-ı Milli sınırları içindeki Musul, Kerkük ve Süleymaniye İngilizlere, Hatay Fransızlara bırakıldı. 12 ada İtalyanlara, İmroz, Bozcaada ve Tavşanlı adaları dışındaki Ege adaları Yunanistan'a, Kıbrıs ise İngiltere'ye verildi.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde