Kendisiyle yüzleşmiş bir kadın neden korksun ki?

Sanem Çelik, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisiyle ekrana öyle bir dönüş yaptı ki... Ağırlığını koydu diziye, Meryem'in karşısına dikilip "Alırım Hızır'ı elinden' diyerek bir meydan okumaya girişti. Ekran başındaysa ortalık karıştı. Seyirciler Meryemciler ve Ceylancılar diye ikiye bölündü... İki kadının mücadelesinde sonuç ne olur bilinmez ama fenomen dizinin seyircisinin böylesi bir dalgalanma yaşamasının bir nedeni de seyircinin Sanem Çelik'i özlemesi. Pera Palas'ın tarihi ortamında söyleşi için buluştuğumuzda Çelik'in de seyircisiyle buluştuğu için mutlu olduğunu gördüm. Yani karşılıklı özlem gideriliyordu. Seyirciyle böylesi bir ilişki kurmak her oyuncuya nasip olmaz. Zordur çünkü. Çelik bu zoru başarmış oyunculardandı. En son iki yıl Derviş Zaim'in yönettiği Balık filmiyle Adana Film Festivali'ne geldiğinde görüşmüş, konuşmuştuk. Aradan geçen zamana göre keyfi hayli yerindeydi. "Hayat nasıl gidiyor" diye sorunca "Çok iyi" dedi. Enerjikti, gözlerinin için gülüyordu. Söyleşiydi, fotoğraf çekimiydi derken saatlerce zaman geçirdik... Diziyi, seyircileriyle ilişkisini, hayatı, kadınlık hallerini, resim sevgisini konuştuk.
- Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisine bir girdiniz pir girdiniz. Seçici olduğunuzu biliyorum. Neydi bu diziyi tercih etmenizin sebebi?
- Doğrular... Sezonun projeleri arasında hislerimin işaret ettiği, özene bezene seçtiğim ve seçildiğim en sağlam proje Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz. Bazı şeyler anlatılmaz izlenir. Takdir seyircinin. Bütün kalbimle hepimiz için seyri keyifli bir başlangıç olduğunu umuyorum naçizane.
- Ceylan karakterini nasıl buldunuz?
- Dengede, yani taşları yerinde olan bu hikayenin sarsılmadan devam ediyor olacağının kanıtı olarak, Ceylan, rol bana anlatıldığında kalemi lezzetli eller tarafından bütünün bir parçası olarak yerini almıştı bile. Ayrıca ben seyircimi dinlerim. Aliye ve Kara Melek dizilerinde üstlendiğim karakterleri bende tekrar görmek istemenizi de dikkate alarak düşündüm ki, herkesin affına sığınarak tekrarlardan hoşlanmayan benim, karşınıza yine şevkle oynayacağım bir rol ile çıkabilmem için, sizde bıraktığım tatları içinde barındıran ideal bir oyun alanı bulmalıydım. Yeni bir renk bileşeni. Kanımca Ceylan gittikçe gerçekliği kalplere yansıyan, hikayesine dalınan bir seyir imkanı sunuyor oynayana da izleyene de.

ÇATIŞMA İYİDİR
- Ceylan güçlü, ihtişamlı bir kadın. Hırslı da... Öyle ki rakip gördüğü kadına meydan okuyor. Nedir Ceylan'ı hırslı yapan?
- Bu bize hazırlanmış dünya ortamında, kim olacağını sadece kendin belirleyemiyorsun. Yaşadıkların, yaşatılanlar senin seçimlerin olmayan fakat olduğunu zannedecek kadar dayatmaların içinde kendimiz mi oluyoruz gerçekten, yoksa başka etkenlerin şekillendirdiği kendini hiç tanımayan kişilikler mi? Ceylan'a bu doğrultudan baktığımda, gençlik yıllarında yok olma zemini hazırlanmış, kendini kaybetmemek için tutunduğu, beslendiği, saklandığı haller bunlar. Yaşın, yılların, kararlılıkları destekliyor olduğunu da göz önüne alırsak, varlığını haklı sebeplere dayamış, kendisiyle yüzleşmiş bir kadın neden korksun ki? Bu net duruş meydan okuma olarak okunabilir karşı açıdan. Aynı hırs olarak okuyabildiğiniz gibi, bence hırs Ceylan'dan alınmış yıllar önce.
- Ortada büyük aşklar var. Diziyi izleyenler şimdi ikiye bölünmüş durumda Ceylancılar ve Meryemciler diye. Sizin tarafınız belli mi yoksa daha ortadan bakıyor, iki karakteri de anlamaya mı çalışıyorsunuz?
- Ben diziyi seyrederken başından beri herkesin ne kadar haklı olduğu vurgusunu fark etmeden edemiyorum. Bu eşit değerler için Raci Şaşmaz ve Bahadır Özdener'e kendi adıma teşekkür ettim. Yaşayan karakterler yarattıkları gözden kaçmıyor ve dizinin bir dili olduğu da. Tabii ki tüm ekibin inancı ve oyuncu kadrosunun hikayeyi ele alış biçimi de fark edilir kalitede. Çatışma hikayelerin ana gerekliliklerinden biridir. Doğru çatışmalar zinciri seyirciyi hikayenin içine alır ve gerçekliğini hissettirmeyi hedefler. Çatışma iyidir. Seçimler, kişiyi güvende hissettirir. Haklılıklar dengesi ise işin rengidir. Bir yerde bir haklı olması için orada bir haksız olmalıdır değil mi? Bu gerçeklerden beslenen hareketlilik seyredeni de işin parçası haline getirir. Bu ayrımı oluşturabildiysek bu başarıdır. Çatışma görevini yerine getiriyor demektir. Oyunculuk benim mesleğim. Meryem karakterinin nasıl yazıldığı bile Ceylan'ı nasıl hayata geçirmem gerekliliği ile ilgili bana ipuçları verir. Yani biz bütün ekip bir takımız. Biz maçı iyi oynarsak seyirciyi mutlu ederiz. Her şey karşılıklı... Sen mutluysan ben mutluyum, ben mutluysam sen mutlusun...
-Müthiş bir özgüveni var Ceylan'ın. Belli ki Hızır'ı çok seviyor. Bu özgüven sevgisinden, büyük aşkından kaynaklanıyor belki de... Aşkın, tutkulu bir sevdanın yıkıcılığı olarak yorumlanabilir mi bu durum?
- Ceylan, Hızır'ı sevmiş ve hâlâ da sevmekte olduğunu da saklamıyor zaten. Aile bireylerinin zoruyla bitirilmiş bu aşk hikayesi. Ceylan'ın özgüveni kararlılığından, seviyor olduğunu saklamaması da bunu herkesin biliyor olmasından.

ÖNCELİĞİM DAİMA SEVGİDİR
- Nihayetinde böylesi güçlü erkekler dünyasında onları dize getiren güçlü kadınlar görmek iyi geldi bana. Genel olarak soruyorum kadın kendi gücünün farkında mı?
- İşte size iyi gelen 'denge'. İhtiyacımız olan temel taşlardan biri. Kadın, elbet kendi gücünün farkında ama kalbinin de. Dışarı yansıyansa bir muamma... Yine de kalp yüze yansırsa çok çaba gerekmez, varolmak için. Kadının güçlü olması, karşı cinse yahut yan komşuya karşı durulması gereken bir savaş unsuru değildir. Kadının gücü insanlığın varoluş gerekliliğidir. Güç düzeni sağlayan kıymetli bir otoritedir ki, anne otoritesi bugün dünyada dengesizliğin eksiklerinden biridir. Anneler ne yaptıklarından emin doğru adımlar atan varlıklar olursa insanlık, değerlerini yeniden gözden geçirebilecektir.
- Geçen haftaki bölüm yayımlanınca ortalık yıkıldı. Sizi seyircileriniz çok özlemiş. Sanem Çelik cephesinde durum nedir?
- Her zaman hissettiğim, kalben bildiğim, bilindiğine inandığım, yani emin olduğum kopmaz bir bağım var seyredenlerimle aramda. Sevgi baki, bunun bilindiğini biliyorum. Özlemin ise olabilecek en doğru adımda, evrensel güvende giderildiğinden kimsenin şüphe etmediğine dair inancım sonsuz. Biz birbirimizi dinliyor, anlıyoruz. Bunun için söze gerek yok. Önceliğim daima sevgidir, karşılıklı saygıda kusur etmeden.
- Emine, Kara Melek, Aliye, Havva, Gizem Özsoy, Filiz... Oynadığınız bu kadınları düşününce Ceylan'ı nereye koyarsınız. En çok hangi kadına yakın görüyorsunuz?
- Tam da sıralamayı şaşmadan yanlarına Ceylan'ı koyarım. Hepsine yakın ama aynı zamanda hiçbirine de yakın değil.