Pazar 08.01.2017

Terörle mücadelede halka büyük görev düşüyor

İstanbul Reina ve İzmir Adliyesi’ne yapılan terör saldırıları hepimizi derinden sarstı. Canımız yandı ama vatandaş olarak üzerimize düşen görevler de var. Çünkü terörle mücadelede artık toplumsal destekli bir anlayış gelişiyor. Belçika, Almanya ve Fransa terörle mücadele ederken toplum nasıl destek oluyor? Uzmanlar hem Avrupa’nın yaklaşımını hem de mücadelede vatandaşa düşen görevleri anlattı ve uyardı: Terör iç politika malzemesi yapılmamalı

1 Ocak İstanbul Reina katliamı ve hemen ardından yaşanan 5 Ocak İzmir Adliyesi saldırısı... Her geçen gün yeni bir metropol terörün hedefi haline geliyor. Sadece Türkiye'de değil, dünyada özellikle de Avrupa'da da durum farksız. Paris, Brüksel, Berlin... Dünya Ekonomik Forumu'nun 24 Mart 2016 tarihli raporunda Avrupa'da terörün tarihin en yüksek seviyesine ulaştığı vurgulanıyor. Güvenlik uzmanı Feramuz Erdin "Dünya, 11 Eylül'den sonra artık eskisi kadar güvenli bir yer değil, bu çok net. Ülkelerin asimetrik savaş unsuru olarak düşmanlarına, hatta bazen müttefiklerine karşı bile kullandıkları bir yöntem olan terör, bugün maalesef dünyanın her tarafını yangın yerine çevirmiş durumda" diyor.
Terörün amacı hayatı durdurmak, ekonomiyi çökertmek, insanlar arasında ayrışmayı alevlendirmek, toplumu sarsmak, halk üzerinde psikolojik yaralar açmak, devletin halkını koruyamadığı algısını yerleştirmek. Bu yüzden güvenlik güçlerinin yanı sıra halk da terörün hedefinde. Pazarlar, toplu taşıma araçları, stadyumlar, eğlence yerleri, karakollara yönelen terör, insanları katlederken, halkı evlerine kapanmaya zorluyor.
Halk kendisini sadece fiziksel değil, psikolojik bir kuşatma altında hissediyor.
Bunun için de dünyada güvenlik algısı değişiyor. Terör için alınan güvenlik önlemleri artık özgürlük sorunu olarak görülmüyor. Bilakis önlemlerin daha da artırılması talebi toplumsal unsurlardan geliyor. Feramuz Erdin ABD'li psikolog Abraham Maslow'un ihtiyaçlar piramidini hatırlatıyor: "Piramidin birinci unsuru temel ihtiyaçlar, ikincisi de güvenliktir. Bunun için insanın yaşadığı yerde canının ve malının güvenliğinden emin olması gerekiyor. Bu da toplumlara terörle mücadele eden tüm kuruluşlara destek olma mecburiyeti getiriyor."
Günümüzde devletler de bunun farkında. Her devlet terörle etkin bir biçimde mücadele etmesi için ekstra önlemler alıyor. Önlemlerin ilk sırasında kalabalık yerlerde güvenlik güçlerinin etkinliğini ve sayısını artırmak, tehdit altındaki binaların önüne bariyerler koymak geliyor. Şüpheli hesapların internet ve sosyal medya hareketleri takip ediliyor, havalimanlarında, caddelerde güvenlik kameralarının sayısı artırılıyor.
Ama her şeyden önemlisi terörle mücadelede güvenlik güçleriyle halkın birlikte hareket etmesi. Uzmanlar bu savaşın topyekun sürdürülmesi gerektiğini söylüyor. Peki bu nasıl mümkün olacak? Konuyu uzmanlara sorduk.
Terör iç politika malzemesi yapılmamalı
OZAN CEYHUN
(Avrupa Parlamentosu eski milletvekili) Avrupa Parlamentosu 4. ve 5. dönem milletvekili Ozan Ceyhun, Avrupa'yı iyi bilen bir isim. Terör tehdidi altındaki şehirlerde yaptığı gözlemlere dayanarak şu bilgileri verdi:
Terör tehdidi altındaki bir ülkede yaşayan vatandaşların Belçika, Fransa ve Almanya örneğinde olduğu gibi güvenlik güçlerine yardımcı olmaları gerekiyor. Hiç kimse havaalanında güvenlik kontrolleri yüzünden beklemekten şikayetçi olmamalı, yollarda daha fazla kontrol olduğunda bunun kendi güvenliği için olduğunu unutmamalı ve terörden dolayı alınan güvenlik önlemlerine destek olmalı. Bunlar birinci şartlar.
Yine aynı şekilde Almanya, Belçika gibi ülkelerde teröristleri ihbar mekanizması iyi işliyor. Terörist olabileceğinden şüphelendiğiniz kişileri anında güvenlik birimlerine bildirmek de ispiyonculuk ya da kötü bir davranış değil. Çünkü teröristler insanlık düşmanı. Doğal olarak biz insanların dayanışma göstermesi gerekiyor. Uyanık olmalıyız. İhbar mekanizması mücadelede çok etkili.
Teröre karşı savaşta güvenlik birimleri silahlı mücadele verirken biz sivillerin de güvenlik kuvvetlerine destek olmamız gerekiyor.
Türkiye ile kıyaslandığında Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da ne ülkenin muhalefeti ne de hükümetle rejimle sorunlu olan sivil toplum ya da sokaktaki vatandaş ülke terör saldırısına uğradığında bunu bir iç politika malzemesi olarak kullanmıyor ve tam tersine özellikle teröre karşı mücadelede birlik olmaya önem veriyor.
Polisin söylediği emirdir, uymak gerekir
FERAMUZ ERDİN
(Güvenlik uzmanı) Türkiye uzun yıllar terörle mücadele eden bir ülke olduğu için hem güvenlik güçleri hem de toplum bu konuda deneyimli. Güvenlik uzmanı Feramuz Erdin de buna dikkat çekiyor ve Türk halkının 15 Temmuz darbe girişimi ve diğer büyük terör olaylarında gösterdiği duyarlılık, cesaret ve dirayetin diğer milletlere örnek teşkil edeceğini söylüyor ve "Milletimizin bu konuda öğreneceği değil ama dünyaya öğreteceği çok şey var" diyor.
Erdin terör tehdidine karşı halkın nasıl davranması gerektiğini de madde madde anlatıyor:
İnsanların topluca bulunduğu stadyum, konser alanı gibi mekanların yanından geçen yolların zaman zaman terör tehdidine karşı kapatılması gerekmektedir. Halktan beklenen bu karara saygı duyması ve işlerini mümkün mertebe bu yoğunluğa göre planlamasıdır.
Bugün bir terör olayı olduğunda anında özellikle sosyal medyada bir dezenformasyon başlıyor. Halk bu gibi kötü niyetli hareketlere karşı uyanık olmalı. Terör fotoğraflarını sosyal medyada asla paylaşmamak, hatta yakınınız bile olsa, sizinle paylaşanı engellemek etkili bir yöntemdir.
Halkın polis uygulamalarından şikayetçi olmaması gerekir. Zaten öyle olduğunu da düşünmüyorum. Aradan çıkan birkaç çatlak sesin de tolere edilmesi gerekir. Ama kendi tecrübemden biliyorum, ısrarla şüpheli paketin üzerine üzerine gitmeye çalışan bir kişiyle mücadele etmek kadar zor bir şey yoktur. Onu koruyayım diye dil dökerken hem sizi hem de kendisini tehlikeye açık hale getirir!
Terör baskısı bu şekilde devam ederse kolluk personelinin şüpheli durumlarda silah kullanması gündeme gelecektir. Şu an da bu yetki var ama polis kendini feda etmek pahasına bu yetkiyi kullanmıyor. Bu uygulama bir şekilde başlarsa vatandaşın polisi hata yaptıracak, ikileme düşürecek hareketlerden kaçınması gerekecektir. Güvenlik personelinin o an için söylediği emirdir ve buna mutlaka uymak gerekir.
Toplum olarak bizim aceleci bir yanımız var. Herkes mutlaka yaşamıştır, X-ray veya manyetik kapı dedektöründen geçerken sizden veya makineden kaynaklanan bir sebepten dolayı tekrar geçmeniz istenir. Bu da en fazla birkaç saniyelik iştir. İtirazlarla veya asık bir suratla güvenlik görevlilerini germenin gereği yoktur. Hatta işiniz bittiğinde gözüne bakıp, teşekkür etmeniz o görevliye motivasyon olacaktır.
Bunun yanında bir de ihbarlar var. Şüpheli görülen her durum polise veya jandarmaya bildirilmeli. Oraya anında polis ekiplerinin yığılmasını beklemeyin ama bu ihbarlar mutlaka kayda giriyor. Bazen fiziki bazen de teknik imkanlarla takip ediliyor. İstihbarat zafiyeti denilen konunun en önemli ayağı budur. Vatandaş kendi mahallesinin güvenliği için hem polise yardımcı hem de polisten talepkar olmalı.
Beşiktaş'ta yaşanan terör olayından sonra Çevik Kuvvet'te çalışan birçok arkadaşımız şehit oldu ve yaralandı. Halkın desteğini yanında hissetmek kamu personeli için çok önemlidir. Bir de bu desteğin bir defalık değil, sürekli olarak gösteriliyor olması gerekir.
Her gün 600 ihbar geliyor
MEHMET SOLMAZ (SABAH Brüksel Temsilcisi)
Mehmet Solmaz, geçen yıl mart ayında, tarihinin en kanlı terör saldırılarına maruz kalan Belçika'nın terörle mücadelesinin sokağa yansımalarını anlatıyor:
"Belçika'nın terörle mücadelesi çok yönden eleştirilse de, halk bu olağanüstü durum karşısında olası bir saldırıyı önlemek için şüpheli durumlarda güvenlik yetkililerini bilgilendiriyor. Brüksel Emniyet Adli Daire Başkanı Eric Jacobs geçen günlerde şunları söylemişti: 'Belçika genelinde günde ortalama 600 ihbar alıyoruz. Çoğu gereksiz ihbar olsa da, birini es geçsek ve ertesi gün bir terör saldırısı olsa suçlu biz olacağız.' Nüfusun 11 milyon olduğu olduğu bu ülkede günde 600 ihbarın yapılması, halkın duyarlılığının bir göstergesi olarak tanımlanabilir.
GÜVENDE HİSSEDİYORLAR
Belçika'da sadece meydan ve ana caddeler değil, ara sokaklarda da askeri araçlar içerisinde devriye gezen askerleri görebilirsiniz. Terör tehdidi seviyesinin üç olduğu Belçika'da, genellikle toplu taşıma durakları gibi kalabalık yerlerde güvenlik birimleri görev yapıyor. Halk bu geniş önlemlerin alındığı rutin hayata alışmış gözüküyor ve konuştuğum insanların çoğu kendilerini daha güvende hissettiklerini söylüyor. Geçen ay iki askerin bıçaklanması ve Berlin'de bir pazara dalarak Noel'i kana bulayan teröristin aynı gün Brüksel Kuzey İstasyonu'nda iki saat vakit geçirmesi gibi durumlar da bir yandan korkuyu diri tutuyor."
Avrupa'da şeffaf çöp poşeti ve K9 kullanımı yaygın
Terörün hedefleri arasında toplumsal hayatı felç etmek de var. Bunun için terörün hedefi altındaki ülkelerdeki güvenlik önlemleri gündelik hayatta da hissediliyor. Avrupa'da nasıl önlemler alınıyor derseniz sıralayalım...
Üzerinde sadece şeffaf poşet bulunan veya tamamen betona gömülmüş çelik çöp kutularının kullanımı, içlerine bırakılan patlayıcının görülmesi veya etkisinin azaltılması için etkili bir yöntem.
Birçok teknik imkan geliştirilmesine rağmen aslında patlayıcı tesbitinde en önemli unsur hâlâ eğitimli köpekler. Dünyada kalabalık alanlarda K9 kullanımı yaygın. Türkiye'de de hem özel sektörde hem de kamuda K9 kullanımına önem verilmesi gerekir.
Bugün hangi Avrupa başkentine gitseniz, insanların yoğun olarak bulunduğu yerlerde uzun namlulu silahla görev yapan polis, hatta askerler görürsünüz. Yılbaşı gecesi sadece Fransa'da 90 bin polis görev yaptı. Sanılanın aksine, bu tam teçhizatlı polisler orada bulunan insanlara güven vermektedir.
Sahipsiz eşyalara dikkat edin
Fransız emniyet güçlerinin terör tehdidine karşı Paris halkından almasını istediği önlemler:
Güvenlik güçlerine aramalar sırasında yardımcı olun.
Sahipsiz gördüğünüz eşyaları güvenlik güçlerine bildirin.
Şüpheli birini gördüğünüzde güvenlik güçlerine bilgi verin.
Size gönderilen paketleri getiren kişilerden kimliklerini göstermelerini isteyin.
Eşyalarınızı sahipsiz ortada bırakmayın.
Yasak bölgelere aracınızı park etmeyin.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.