Hasretinden prangalar eskittim
Hakan Tecimer
Önceki sezonki hayal kırıklığının ardından transfer bombalarını ardı ardına patlatan Fenerbahçe, Toni Schumacher, Oğuz, Turan, Serdar, Aykut, K. Şenol, Hakan Tecimer, Ergin, Taygun gibi flaş transferlerle çıktı yola 1988-89 sezonunda. 103 gollü rekorla ve açık ara şampiyonlukla tamamlanan sezonun en büyük kahramanlarından biri şüphesiz, Rize'den gelen genç yetenek Hakan Tecimer'di.
Bileğine kadar indirdiği konçları ve fizik kurallarını hiçe sayan çalımlarıyla, kendine özel taraftarı oluşmuştu kısa zamanda. "Telefon kulübesinde çalım atan" oyuncu ekolü onunla başlamıştı. Sadece tekniği değil, enerjisi ve hırsıyla da oyunun her iki yönünde de katkı veren Tecimer, "Ah top bir ayağına gelse de seyretsek" dedirten tarzda bir yetenekti. Yıllar geçti ama sunduğu resitaller ve kazanma arzusu hiç daha unutulmadı.
Milan Rapaic
G.Saray'ın dört yıllık hegemonyasına son vermek için tıpkı 1988'de olduğu gibi büyük bir transfer hamlesine girişen Fenerbahçe, 2000-2001 sezonuna yıldızlar topluluğu gibi bir kadroyla girdi. Mustafa Denizli önderliğinde gelen şampiyonlukta kırılma noktası şüphesiz, 3-0'dan 4-3 kazanılan G.Antep maçıydı
İkinci yarıda girip iki gol atan bir de asist yapan, unutulmaz slalomu sonrası attığı aşırtma golle galibiyeti getiren Milan Rapaic, son yıllarda Fenerbahçe tribünlerinin hasret kaldığı figürlerden biriydi. Değişik bir adamdı. Hem gamsız hem de liderdi. Kafaya koyduğu zaman tek başına maç kazanabilirdi. Onun sol ayağı raket gibi değildi, değme tenisçilerin raketi onun sol ayağı gibiydi. Frikikleri, asistleri, golleri en önemlisi de "büyük oyuncu" genleriyle, hâlâ nemli onu hatırlayan tribünlerin gözleri...
Brian Steen Nielsen
Aslında bir orta saha oyuncusuydu. Ancak 1993'te geldiği Fenerbahçe'de, özellikle de ilk yılında sol bek oynadı Danimarkalı. Hangi pozisyonda oynarsa oynasın, maksimumunu verdi. Çok etkili sol ayağıyla adrese teslim ortalar keser, füze gibi şutlarıyla da kalecilerin uykularını kaçırırdı. Oyunun her iki yönünde de çok katkı veren, enerjisi, oyun zekası, tekniği ve profesyonelliği ile de hep ayakta alkışlanan bir adam oldu.
Belki çok gösterişli bir tarzı yoktu ama taraftarın mumla arar olduğu "40 yıllık Fenerli gibi" oynayan yabancılardandı. O yüzden de yıllar sonra bile, onu canlı seyretmeye yaşı yetenlerin, "Bize ortada Nielsen gibi bir adam lazım abi" sesleri tribünde işitildi. Fenerbahçe onu fazla kolay gözden çıkardı. Ve buralardan gittikten sonra da altı yıl daha Danimarka milli takımında forma giydi.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut