Pazar 19.02.2017
Son Güncelleme: Pazar 19.02.2017

Müslümanlara uygulanan şiddetin adını koyalım

11 Eylül’den sonra popülerleşen İslamofobi tanımı, günümüzde Müslümanlara yönelik saldırıları anlatma noktasında yetersiz kalıyor. SABAH okur temsilcisi İbrahim Altay bu tanımın miadını doldurduğunu anlattığı yazısıyla bir tartışmanın fitilini ateşledi. Tartışmaya katılanlar bu tanımlamanın günümüzde yaşananları karşılamadığı konusunda hemfikir. Gazeteci Serdar Karagöz “İslamofobi kavramı yaşanmakta olan sorunun doğru algılanmasına engel teşkil ediyor” derken, Akademisyen Prof. Beril Dedeoğlu’na göre saldırganlık fobiklikle tarif edilemez

Tarih boyunca azınlıklar din, dil ya da ırkları nedeniyle dışlanmaya, saldırılara ve saldırgan tavırlara maruz kaldı. Avrupa'da Yahudilerin onlarca yıl boyunca maruz kaldığı saldırgan tavır, sonunda Yahudi Soykırımı'na kadar vardı. Bu olayla tüm dünya, ötekileştirmenin sonunun, insan mantığına, onuruna ve ruhuna aykırı vahşi bir noktaya gelebileceğini de görmüş oldu. Yaşananlar üzerine yapılan yasal değişikliklerle ve atılan siyasi adımlarla Yahudi karşıtlığı suç kapsamına alındı ve cezalandırılmaya başladı. Ancak Batı dünyasının çoğunluğu, Yahudilerin ardından bu kez de Müslümanları 'öteki' ilan etti.
İSLAM'I BİLMİYORLAR
90'lı yıllarda ilk kez kullanılan ve ABD'yi hedef alan 11 Eylül saldırılarından sonra daha çok duymaya başladığımız İslamofobi kelimesi, şu anda Müslümanların çoğunlukla ABD'de ve bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde maruz kaldıklarını ifade etmekte yetersiz kalıyor. Yavaş yavaş da olsa dünya basını gittikçe artan bir şekilde Müslümanların hedef olduğu saldırı ve tavırları anti-Müslim yani Müslüman karşıtı olarak tanımlamaya başladı. CNN televizyonu özellikle son dönemlerde Müslümanları hedef alan nefret suçlarının arttığını anlattığı haberinde kan donduracak şu ifadelere yer verdi:
"Public Religion Research Institude tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Amerikalıların yüzde 26'sı İslam hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor. Yüzde 57'si ise kulaktan dolma çok az bilgisi olduğunu kabul ediyor. Ancak durum öyle bir hal aldı ki Müslüman bir kongre üyesi dini nedeniyle ölüm tehditleri alıyor. Müslüman mezarları harap ediliyor. Müslüman çocuklar saldırıya uğruyor. Walmark'ta üzerlerine yumurta atılıyor. Müslüman kadınların çocuklarına saldırılar yapılıyor, arabadan atılanlar var. Camilere saldırılar her geçen gün artıyor. Müslüman olduğu için dövülen hatta öldürülenler var..."
İşte tam da bu haberlerin yayınlanmasının ardından SABAH gazetesi okur temsilcisi İbrahim Altay konu hakkında çok çarpıcı bir makele kaleme aldı ve dedi ki: "İslamofobi ya da İslam düşmanlığı/karşıtlığı değil, bunun yerine doğrudan doğruya Müslüman karşıtlığı ya da yerine göre Müslüman düşmanlığı kavramlarını kullanalım." Altay gerekçe olarak da diğer kavramların konuyu soyutlaştırğını ve insani boyutunu arka plana ittiğini gösterdi.
İNSANLIK SUÇU
Altay'la konuyu bir kez daha konuştuk: "İslamofobi kavramının yanlış olduğunu söylemiyorum. 90'lı yıllarda ilk kez kullanılan ve 11 Eylül saldırılarından sonra yaygınlaşan bu kavramın (İslamofobi) günümüzde yaşananları ve gelecekte yaşanması muhtemel olanları anlatmakta artık yetersiz kaldığını düşünüyorum" dedi ve bu konuda yeni bir kavram oluşturulması tezinden söz etti:
"Müslümanlara uygulanan şiddetin ve ötekileştirmenin giderek daha bilinçli ve sistematik hale gelmesi bence yeni ve daha güçlü bir kavram kullanmamızı gerektiriyor. Öteden beri bu tavırların bir insanlık suçu olarak tanımlanması istenir. İnsanlık suçundan söz edeceksek, bu suçun bir insana ve insanlara yönelik olarak işlenmesi gerekir. Tanımlamayı da bu çerçevede yapmak gerekir. Şu anki durumda bu suçun hedef aldığı insanlar Müslümanlar. İslamofobi sıradan insanların anlayıp kullanabileceğinden daha sofistike bir kavram. Günlük kullanımda kendisine yer bulmakta zorlanıyor. Yerine İslam karşıtlığı ya da İslam düşmanlığı kavramlarını kullanmak da bence durumun vehametini tam olarak anlatmıyor."
Altay, İngilizce kullanım için 'anti- Muslim' kelimesini öneriyor.
Dünyanın dört bir yanında Müslümanlara yönelik saldırgan ve dışlayıcı tavrın arttığı, dünya medyasının da konu hakkında tam bir karara varamadığı şu günlerde biz de konunun ilgilisi akademisyen ve gazetecilerle görüştük.
SERDAR KARAGÖZ / Daily Sabah Genel Yayın Yöneteni
Yok etme arzusu fobi olarak tanımlanamaz

"İslam dinine karşı düşmanca tavır ve yaklaşımlar için yaygın olarak kullanılan bir kavram İslamofobi. Ama konuyla ilgili olarak uluslararası düzeyde herkesin mutabık kaldığı bir tanım yok. Bir eylemin İslamofobik olup olmaması üzerine tartışma yapılırken referans alınacak bir çerçeve de bulunmuyor haliyle. İslamofobi kısaca Müslümanlara karşı baskılayıcı eylemler olarak tanımlanabilir. Ancak yok etme niyeti temel motivasyon olduğu zaman bu durum, İslam düşmanlığı ya da antiİslam tanımlamalarıyla tarif edilebilir. Bu şekilde, düşmanlık ve anti kavramları üzerinden bu fikri, eylemi üreten faili daha güçlü tanımlama, negatif bir imaj üretme imkanına da sahip olabiliriz. İbrahim Altay'ın gündeme getirdigi bu durum çok önemli. İslamofobi kavramı yaşanmakta olan sorunun doğru algılanmasına engel teşkil ediyor."
BERCAN TUTAR / SABAH Dış Haberler Müdürü
Yeni ırkçı söylemin sembolü

"İslamafobi kavramsallaştırması Batı dünyasının Doğu'ya daha doğrusu İslam dünyasına yönelik topyekün dışlayıcı söyleminin en güncel versiyonudur. 18 ve 20. yüzyılın sonuna kadar devam eden klasik ve modern emperyal dönemde parçala ve yönet stratejisine göre terminoloji üreten Batı dünyası, günümüzde artık tanımla ve yönet siyasetine göre hareket ediyor. Askeri, ekonomik ve siyasi hedeflerine uygun yeni terimler geliştiriyor. Bir ideolojik aygıt olarak devreye sokulan İslamofobi kavramı öncelikle Batılı halklar ve kamuoyunun, İslam dünyasına yönelik geliştirilen yeni emperyal politikalara destek vermesini de amaçlıyor. Bu anlamda İslamofobi, Batı'nın yeni ırkçı söyleminin sembolüdür. Ancak bu söyleme dayalı siyaset bumerang gibi artık Batı'yı da vurmaya başladı."
DR. FARID HAFEZ / Salzburg Üniversitesi
Irkçılık yapılıyor

"Chatham House tarafından kısa süre önce açıklanan bir rapora göre, Avrupa'nın birçok ülkesinde Müslümanların büyük oranda ayrımcılığa uğradığı görülüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 55'i Müslüman ülkelerden daha fazla göç alınmasına karşı olduklarını söylüyor. Ne yazık ki esas problem şu: İnsanlar Müslümanlara yönelik nefret ya da Müslüman karşıtı ırkçılık yaşandığını bile kabul etmiyor. İsmine ne derseniz deyin, böyle bir sorun var ve Avrupa'nın bir kısmıyla Kuzey Amerika'da büyük sorunlar yaşanıyor."
Yar d. Doç . Dr . En es Bayraklı /seta Dış Politika Uzmanı /Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi
Tartışma değerli
"İslamofobi üzerine akademik literatürde tartışma var. Tabii ki bu terim birebir kelime anlamı olarak bakıldığında Müslümanlara yönelik bir ayrımcılığı, bir ırkçı tavrı ve saldırgan bir eylemi anlam olarak taşımıyor. Ancak bence bu saatten sonra bu kelime yerine yeni bir kelime kullanılması üzerine yoğunlaşmamızın genel olarak bu davaya bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Ama tartışmayı yine de değerli buluyorum."
PROF. DR. BERİL DEDEOĞLU / Galatasaray Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Müslüman düşmanlığı daha doğru bir tanım

"İslamofobi dendiği zaman anlamamız gereken yersiz bir korkudan bahsediliyor oluşu. Yani bir bireyin belki sosyolojik belki psikolojik nedenlerden ötürü tam bilmediği bir düşünce sisteminden, İslam'dan önyargıyla korkuyor olmasından bahsediliyor. Ancak bu kelime bir ruh halini, bir korku durumunu, psikolojik bir durumu anlatır. Olay eyleme dönüştüğü zaman artık İslamofobi kelimesi bu durumu karşılamaz. Örnek olarak Müslüman bir kadına saldırı İslamofobi kelimesiyle tarif edilemez. O noktada yani durum anlamsız bir korkudan nefrete, şiddete dönüştüğü vakit başka bir ifade kullanılması gerekir. Müslüman düşmanlığı, Müslümanlara yönelik şiddet olarak anlatılabilir bu durum. Ayrıca fobiden bahsedildiği zaman, korkan kişi pasif ve defansif bir durumdadır. Korkulanın ne olduğundan çok korkanın ruh halini yansıtır. Mesela bir örnekle anlatmak gerekirse asansör korkunç bir şey değildir ama ondan korkanlar olabilir. Ama sırf binmeye korktuğu için asansörü parçalayan olursa ona fobik değil saldırgan denir."
PROF. DR. EROL GÖKA /Psikiyatr
Ortada kavram kargaşası var

"İslamofobi, oldukça karışık bir kavram. İlk kez 1991'de kullanıldı. 11 Eylül 2001'de ABD'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırıdan sonra yaygınlık kazandı. Başlangıçta kelime tam da ifade ettiği şeyi anlatmak amacıyla kullanıldı. Yani İslam'ı tanımamak ya da yeterince bilmemekten kaynaklanan saçma ve sebepsiz yere korkmak anlamı taşıyordu. Ancak zaman içinde kelime İslam karşıtlığı, düşmanlığı ve nefreti anlamında kullanılmaya başlandı. Bugün bu ikinci anlam, daha baskın durumda ve İslamofobi kavramının içeriğini çok ama çok taşmış bir kullanım söz konusu. Bu kavram kargaşasını ortadan kaldırmak için ben, İslamofobi kavramını genellikle tek başına kullanmıyorum; onun yerine İslamofobi ve İslam karşıtlığı (ya da İslam düşmanlığı) demeyi tercih ediyorum."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.