Giriş Tarihi: 26.2.2017

Kuantumla nasıl zengin olabilirsiniz?

Başlıktaki sorunun iki cevabı var: Birincisi maddenin özelliklerini tarif eden kuantum teorisini kullanıp yeni bir teknoloji geliştirerek ve insanlığa katkıda bulunarak zengin olmak. İkincisi ise ‘kuantum’ ismini anlamsız cümlelerin içinde kullanıp; insanlara zenginlik, daha iyi bir yaşam vaat edip insanları kandırarak zengin olmak


Bir yanda anlaşılmasında kimi zorluklar olsa da deneysel gözlemsel desteği olan fiziğin kuantum teorisi var. Öte yanda ise pozitif yükleme, foton kuşağı, kuantum sıçraması gibi kavramları atmasyon bir biçimde kullanan 'kuantum mistikleri." Kuantumla zengin olmanın iki yolu var: Birincisi maddenin özelliklerini tarif eden kuantum teorisini kullanıp yeni bir teknoloji geliştirerek ve insanlığa katkıda bulunarak zengin olmak. İkincisi ise kuantum ismini anlamsız cümlelerin içinde kullanıp; insanlara zenginlik, sağlık, daha iyi bir yaşam vaat edip, kısaca insanları kandırarak zengin olmak.
Bu ikinci yöntem, neo-pagan bir akım olarak nitelendirilebilecek new age akımının temsilcileri tarafından da sık sık kullanılmakta. Bu sözde kuantumcular; kuantum sıçraması, foton kuşağı, kuantum iyileşme gibi kavramları, kuantum teorisinin içeriğiyle alakasız şekilde kullanarak insanlara daha iyi bir hayat vaat ediyor. Oysa kuantum fiziği onların vaat ettiklerini sağlamaz ve teorinin bu kişilerin söyledikleriyle bir ilgisi yoktur.
Kuantum fiziği, küçük cisimlerin ya da mutlak sıfıra yakın soğuklardaki büyük nesnelerin davranışını tarif eden fizik dalıdır. 20. yüzyılda geliştirilen bu teori insanlığın geliştirdiği en başarılı bilimsel teorilerden biridir ve akıllı telefonlarımızdan lazerlere kadar çağımızın birçok önemli teknolojisi bu teori sayesinde geliştirilmiştir.
Kuantum fiziğiyle, zannedilenden daha garip ve daha ilginç bir evrende yaşadığımızı öğrendik.
Örneğin küçük parçacıkların, bazen parçacık gibi bazen de dalga gibi davrandıklarını ve uzak mesafelerden birbirlerini etkileyebildiklerini öğrendik. Fakat kuantum teorisi ne kadar sezgilere aykırı verileri olan bir teori olursa olsun, fiziksel bir teoridir ve anlaşılır, kısmen de olsa öngörülebilir bir evrende yaşadığımız fikrini değiştirmez. Ayrıca gözlemsel ve deneysel dayanakları çok güçlüdür ve bu teori sayesinde müthiş icatlar gerçekleştirilmiştir.

UYANIK KUANTUM MİSTİKLERİ
1975'te Fritjof Capra'nın fizikçiler tarafından olumsuz eleştiriler alan Fiziğin Taosu kitabı ile kuantum teorisi new age çevrelerine girmiş oldu. Arkasından 90'larda bir hekim olan Deepak Chopra'nın kuantum terapi kitapları ve Ne Biliyoruz ki? belgeseli ile kuantum teorisinin kavramları new age çevrelerinde iyice popülerlik kazandı.
"Atlantislilere karşı savaşmış 35 bin yıllık bir ruh olan Ramtha tarafından kontrol edildiğini" iddia eden tarikat liderinin de konuştuğu belgesel, 16 milyon dolara yakın gelir elde etti. Böylece 'kuantumun' nasıl zengin edebileceğini gösteren bir yol daha açıldı. Kısa süre sonra Türkiye dâhil birçok ülkede kuantum mistikleri ortaya çıktı. 'Pozitif yüklenme', 'foton kuşağı' ve 'kuantum sıçraması' gibi kavramları atmasyon şekilde kullanan 'kuantum mistikleri' etrafı kapladı.
Peki kuantum fiziği, bu mistiklerin iddia ettiği gibi, gerçekliğin zihnimiz tarafından değiştirileceğini gösterdi mi? Bu sorunun cevabı hayırdır. Kuantum mistiklerinin az biraz kuantum bilenleri, kuantum fiziğinin gözlemcinin gerçekliği değiştirdiğini gösterdiğini iddia ederek bu tezlerini savunmaya kalkarlar. Kuantum fiziğine göre cisimler ölçülene kadar iki ayrı durumun 'süperpozisyonunda' olabilirler.
SCHRÖDİNGER'İN KEDİSİ: ÖLÜ MÜ CANLI MI?
Meşhur Schrödinger'in kendisini ele alalım, bu kedi kutu açılıp bakılana kadar ölü ve diri durumların süperpozisyonundadır. Kedi kutu açılıp bakıldığında yüzde 50 olasılıkla ölü, yüzde 50 olasılıkla diri olarak bulunacaktır. Kedi kutu açılana kadar, yani süperpozisyon halinde, ölü ya da diri midir diye soruyorsanız bunun cevabı tartışmalıdır ve kuantum denklemlerini nasıl yorumlayacağımıza bağlıdır. Bir yorumda kedi ölü/diri özelliklerin ikisine de sahip değildir, başka bir yorumda kedi açılıp bakılana kadar hem ölü hem diridir. Ancak bir şey kesindir, gözlemci kutuya baktığı zaman süperpozisyon bozulur ve kedi ölü ya da diri olarak bulunur. Kuantum mistiklerine göre bu gerçekliği gözlemcinin yarattığı anlamına gelir. Ancak buradan gerçekliği bilincimizin yarattığı ve kontrol edebileceği sonucu çıkmaz. Her şeyden önce kuantum fiziğindeki gözlemci, bilinçli bir varlık olmak zorunda değildir. Mekanik bir detektör, bilgisayar gibi elektronik bir cihaz da gözlemcidir. İşin daha kötüsü ne kadar olumlu düşünürseniz düşünün, ne kadar konsantre olursanız olun kutu açıldığında kedinin ölü veya diri çıkmasını sağlayamazsınız.
Kısacası kuantum teorisi, kuantum mistiklerinin iddia ettiği gibi, düşünce gücünüzle dünyayı dilediğinizce şekillendirebileceğinizi vadetmez. Ama bu teori sayesinde insanlık, süper bilgisayardan lazere kadar birçok teknoloji harikasını kazanmıştır.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Biruni'nin bilimle uğraşmasına sebep olan Kur'an ayeti
Ebu Reyhan Muhammed El-Biruni (973-1048), bilim tarihçilerine göre antropoloji, Hindoloji ve jeodezinin öncüsü olarak gösterilir. Biruni, Aristo'yu eleştirmiş; boşluğun mümkün olduğunu, gezegenlerin dairesel yörüngelerde hareket etmek zorunda olmadığını ifade etmiştir. Ayrıca deneylerin otoritenin üstünde olması gerektiğini ifade ederek, bilimsel metodun öncülüğünü de yapmıştır."
Biruni, Dünya'nın çapını, çevresini ve eğimini şaşırtıcı bir hassaslıkla ölçmüştür. 13 yıl Hindistan'da gözlem ve araştırma yapan Biruni, Hindistan'ın tarihinden sosyolojisine kadar birçok konuda tarafsız yazılar yazarak, antropolojinin öncülüğünü yapmıştır. Budizmi, İbraniliği, Hıristiyanlığı, Hinduizmi ve Zerdüştlüğü objektif bir biçimde inceleyen Biruni, bu çalışmaları sayesinde karşılaştırmalı dinler alanının da öncüsü olarak gösterilir. Bugün halen kullanılan ve elementlerin yoğunluğunu ölçmeye yarayan 'piknometre' isimli cihazı da o geliştirmiştir. Bilimsel çalışmalarına saygı amacıyla Ay'daki kraterlerden birine onun ismi verilmiştir.
Biruni "Benim bilimle uğraşma sebebim Ali İmran Suresi 191. ayettir" demiştir. İlgili ayet şu şekildedir:
Onlar ki ayaktayken, otururken ve yanları üzerinde yatarken Allah'ı hatırlarlar, göklerin ve yerin yaratılışı konusunda derinlemesine düşünürler de şöyle derler: "Rabbimiz, Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateş azabından koru."
BİLİMSEL BİLMECELER
4 litrelik su ölçmeniz gerekiyor. Ancak elinizde sadece 3 litrelik ve 5 litrelik şişeler var. Bu iki şişe ile 4 litreyi ölçebilir misiniz? Nasıl?
Beş mantık uzmanı akşam yemeklerini bitirmiştir. Garson "Hepiniz çay istiyor musunuz?" diye sorar. İlk dört mantık uzmanı sırayla aynı cevabı verir: "Bilmiyorum." Beşinci mantık uzmanı "Hayır" cevabını verir. Garson çay içmek isteyen hangi mantık uzmanlarına çay vermelidir?
Kamyon büyük bir hızla sineğe çarpar. Kamyon mu sineğe, yoksa sinek mi kamyona daha büyük bir kuvvet uygular?
Not: Cevaplar haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ:
Metal genişledikçe orantıları korur, bunun sonucunda demir halkanın ortasındaki delik de büyür. Nitekim bunun sayesinde, açamadığımız kavanozların kapağını sıcak suya tutarak açabiliriz. Ya da parmağımızdan çıkmayan yüzüğü sıcak suya tutup çıkarabiliriz.
Evet, dört tarafı güneyi gören bir ev mümkündür. Tam kuzey kutup noktasına inşa edilecek bir evin dört tarafı da güneyi görecektir.

ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Yılanlar dilleri ile koku alırlar.
İnsanın vücudunda, kendi hücrelerinden 10 kat daha fazla bakteri hücresi mevcuttur
Atomlardaki boş alanın tümünü çıkartırsanız dünyadaki bütün insanlar bir şeker küpü hacmine sığabilir
Her bir saniyede insan tırnağı kadar alandan yaklaşık 65 milyar nötrino parçacığı geçmektedir.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Mevsimlerin oluşmasında Güneş'in Dünya'ya yakınlığının bir etkisi yoktur. Örneğin Güneş'e en yakın olduğumuz ay ocak ayı iken, en uzak olduğumuz ay temmuz ayıdır.
Boğalar kırmızı renge karşı agresif olduklarından değil matadorları bir tehdit olarak algıladıkları için saldırganlaşırlar. Boğalar aslında kırmızı rengi diğer renklerden çok da iyi ayırt edemezler, çünkü onlar dikromattır.
SÖZLER
Allah, dünyayı yaratırken harika bir şekilde matematiği kullandı. (Nobel fizik ödülü sahibi Paul Dirac)

GÜNCEL HABERLER
BEYNİMİZ, ANLAMADIĞIMIZ ŞİİRDEN BİLE HOŞLANABİLİYOR
Araştırmalara göre insan beyni şiirden hoşlanıyor. Şiirin içeriği anlaşılmadığında ve hatta şiir yabancı bir dilde yazıldığında bile, şiir okuyan kişilerin beyin bölgelerinde olumlu aktivite artışları tespit edilmiştir. Şiirdeki kafiye ve uyumlu yazı dizilimleri, güzel bir melodinin beyinde yarattığı etkiye benzer bir mekanizmayı çalıştırıyor. Ayrıca bununla paralel bir biçimde, stres seviyesinde düşüş de gözlemlenmiştir. Yani "anlamadım ama iyi hissettim" dediğiniz zamanlarda aslında bu, beyninizin şiire olumlu bir yanıt verdiği anlamına geliyor. (Kaynak: Neuroscience News, 18 Şubat 2017)

YENİ BİR KITA MI TESPİT EDİLDİ?
Bilim insanları, Pasifik Okyanusu'nun güneybatısında büyük çoğunluğu sular altında olan Zealandia adlı bölgeye yeni bir kıta denilebileceğini iddia ediyor. GSA Today dergisinin son sayısındaki makaledeki jeofiziksel veriler, Yeni Zelanda ve Yeni Kaledonya'yı da içeren 5 milyon kilometrekarelik bu bölgenin kırılmamış tek bir kıta kabuğu parçası olduğuna ve Avustralya'dan ayrı olduğuna işaret ediyor. Makalenin başyazarı Mortimer ve onun meslektaşları, Zealandia'nın Gondwana süper kıtasından yaklaşık 100 milyon yıl önce ayrılmaya başladığını belirtiyor. Ayrılma sonucu oluşan yarık Zealandia'ya bağımsızlık kazandırırken aynı zamanda kabuğu çekti ve inceltti. Bu da bölgenin batmasına ve çoğunun sular altında kalmasına sebep oldu. (Kaynak: Nature, 16 Şubat 2017)
YILDIZ KÖPRÜSÜ DENEYSEL OLARAK KEŞFEDİLDİ
Gaia uzay gemisi, Samanyolu galaksimiz etrafında dönen Büyük Majelan bulutu ile Küçük Majelan bulutu cüce galaksilerini birbirine bağlayan 43.000 ışık yılı uzunluğunda bir 'yıldız köprüsü' keşfetti. Yıldız köprüleri teorik olarak öngörülseler de, ilk defa deneysel olarak keşfedildiler. Gaia'dan gelen veriler, galaksi gelişimi ile ilgili teorilerimizi doğrular nitelikte. (Kaynak: Popsci, 2 Şubat 2017)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.