Pazar 26.03.2017
Son Güncelleme: Pazar 26.03.2017

Güneş sistemimizin çözülememiş gizemleri

Güneş hakkında çözülemeyen gizemler fizikçileri meşgul ediyor. Neden Güneş’in kuzey kutbu, güney kutbuna kıyasla 80 bin santigrat derece daha sıcaktır? Nasıl olur da Güneş’in atmosferi, yüzeyinden daha sıcak olabilmektedir? Neden Uranüs’ün böyle garip bir eksen eğimi var? Kuiper Uçurumu nasıl ortaya çıktı?

Bilim, sorulara cevap veren, gizemleri ortadan kaldıran bir disiplin olarak biliniyor. Ancak bilim, bazen insanların farkında olmadığı yeni ilginç gizemleri de ortaya çıkarabiliyor. Bu yazımızda Güneş sistemimizle ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan bazı ilginç gizemlere değineceğiz.


Ulysses uydusu, görev süresi olan 17 yıl boyunca, Güneş ile ilgili, özellikle de Güneş'in kutupları hakkında bize detaylı bilgiler gönderdi. Bu veriler, bütün bilim insanlarını şaşırtan bir sonucu ortaya çıkardı; Güneş'in kuzey kutbu, güney kutbuna kıyasla 80 bin santigrat derece daha sıcaktır. Bu çok şaşırtıcı bir sonuç, çünkü Güneş'in manyetik kuzeyi ile güneyi 11 yılda bir yer değiştirmektedir. Beklenti, iki kutupta da aynı sıcaklık değerini bulmaktı. Bu sıcaklık farkının kaynağı, şimdilik tam bir gizem.


Ancak bu, Güneş ile ilgili tek gizem değil. Yarım asırdır fizikçileri meşgul eden daha ciddi bir problem var. Güneş'in yüzeyi olan fotosfer, 6 bin santigrat derece sıcaklıktadır. Diğer taraftan, yüzeyden birkaç bin kilometre yukarıdaki atmosfer, 20 bin santigrat dereceden başlayıp yükseldikçe bir milyon santigrat derece sıcaklığa çıkar. Bu, Güneş'in en iç kısımlarındaki sıcaklığa eşdeğerdir. Nasıl olur da Güneş'in atmosferi yüzeyinden daha sıcak olabilmektedir? Hem de bu kadar büyük bir farkla? Bu, epey garip bir durumdur. Bir infrared ısıtıcıyı düşünün, onun etrafındaki hava, ısıtıcının yüzeyinden daha sıcak olamaz. Tam tersi, yüzeye yaklaştıkça sıcaklık artar. Bu ilginç fenomeni çeşitli manyetik etkilerle açıklama girişimleri olsa da bu gizemin herkesçe kabul edilen ve deneysel destekli bir çözümü yok.


BAŞKA BİR GEZEGENLE Mİ ÇARPIŞTI
Güneş sisteminin en ilginç gezegenlerinden biri buz devi Uranüs'tür. Uranüs'ü ilginç ve farklı kılan bir unsur, onun 98 derece olan eksen eğriliğidir (Bu eğrilik Dünya'da 23.5 derecedir). Dolayısı ile Uranüs'ün etrafındaki ekseniyle, kendi etrafında döndüğü eksen birbirine hemen hemen diktir. Bunun bir sonucu olarak Uranüs'teki mevsimler ve gün-gece dönümleri, diğer gezegenlerden farklıdır. Gün dönümlerinde kutuplardan biri sürekli Güneş'i görürken, diğeri karanlıktadır. Her kutupta 42 yıl boyunca gün, 42 yıl boyunca gece olur. Sadece Uranüs'ün ekvator bölgesi daha hızlı gün-gece dönüşümlerine sahip olur. Neden Uranüs böyle bir eksen eğimine sahiptir? Bu, gizemini hâlâ koruyan bir sorudur. Genel kanaat, gezegenin oluşum sürecinde başka bir gezegenle çarpıştığı yönündedir.


Ancak bu teoriyi destekleyen kesin bir kanıta ulaşılamamıştır. Bu garip eksen eğiminin bir sonucu olarak, kutup bölgeleri, ekvatora kıyasla ortalama olarak daha çok Güneş enerjisi alırlar. Buna rağmen, ekvator kutuplara kıyasla daha sıcaktır. Bu, Uranüs'ün bir başka gizemidir, bu sıcaklık dağılımının gerekçesi bilinmemektedir.
Güneş sistemimizin dış bölgesinde, Neptün gezegeninin olduğu yerden sonra Pluton'un da parçası olduğu Kuiper Kuşağı olarak bilinen, kaya ile buzdan oluşmuş gök cisimleri ile dolu bir asteroid kuşağı bulunmaktadır. Trilyonlarca gök cisminden oluşan bu kuşak, çoğunlukla Güneş Sistemi'nin oluşum sürecinin kalıntıları ile doludur. Güneş ve Dünya arasındaki mesafenin 50 katı kadar bir uzaklıkta Kuiper Kuşağı aniden sona erer. Kuşak, öyle keskin bir şekilde sona erer ki buraya Kuiper Uçurumu denir.
Bu çok gariptir; zira matematiksel hesaplar, bu noktadan ötesinde aslında asteroid yoğunluğunun artması gerektiğini gösteriyor. Kuiper Kuşağı'nın ani bir şekilde son bulması, Güneş Sistemi'nin en ilginç gizemlerinden biridir. Bazı astronomlar, bu ani düşüşe, o bölgeden geçen ve genellikle X gezegeni olarak anılan büyük bir gezegeninin yol açtığını düşünmektedir. Ancak bu gizemli X gezegeninin varlığı yönünde herhangi bir kanıt olmadığından, çoğunluk bu teoriyi reddetmektedir. Peki, Kuiper Uçurumu, bir gezegenin etkisi ile oluşmadı ise nasıl oluştu? Bu soru da halen gizemini koruyor.
Bu örneklerin de gösterdiği gibi, bilim yaygın kanının aksine sadece sorulara cevap vermiyor, beklemediğimiz ilginç soruları da doğuruyor. Bilimin doğurduğu bu gizemleri çözme çabası, bilimsel çabaların en önemli motivasyon kaynaklarından birisidir.
BİLİMSEL BİLMECELER
Elimizde 50 adet kırmızı ve 50 adet mavi misketin içine konacağı iki kavanoz vardır. Bu iki kavanozdan istediğinize istediğiniz adet misket koyabilirsiniz ama bütün misketler kavanozlardan en az birinde olmalıdır. Bu iki kavanozdan birisi tamamen rastgele seçilecek, sonra seçilen kavanozun içinden bir adet rastgele misket seçilecektir. 100 adet misketi de kavanozlara dağıtmamız gerekiyor. Kırmızı gelme ihtimalini arttırmak için misketleri nasıl dağıtmalısınız?
100 kişinin katıldığı bir toplantı vardır. Bu toplantıdaki 100 kişi ile ilgili şu iki cümle doğrudur: 1- Toplantıdaki kişilerden en az biri dürüsttür. 2- Seçilen herhangi iki kişiden en az biri yalancıdır. Bu iki bilgiden hareketle, katılımcılardan kaçının yalancı, kaçının dürüst olduğunu bulabilir misiniz?
Not: Cevaplar haftaya Pazar SABAH'ta

GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ:
İki kova da aynı ağırlıkta olacaktır. Arşimet ilkesinin gereği olarak, su üstünde serbest gezen herhangi bir nesne kendi ağırlığına eş ağırlıkta su taşıracaktır. İki kova da ağzına kadar su ile dolu olduğu için, serbest yüzen tahta parçasına rağmen iki kova eşit ağırlıkta olacaktır.
Seyahat süresinin rüzgarsız duruma eşit olduğunu düşündüyseniz yanıldınız. Uçağın hızının arttığı durumun süresi, azaldığı durumun süresine eş olmadığı için toplamda uçağın uçuş süresi artar. Yani rüzgâr olan durumda seyahat süresi artar.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Bilim adına ölümcül hastalığı kendine bulaştırmaya çalıştı


Stubbins Ffirth (1784- 1820), Pensilvanya Üniversitesi'nde araştırma yapan bir hekim ve bilim adamıydı. Ffirth, ölümcül bir hastalık olan sarıhummanın bulaşıcı olmadığını, bu hastalığa yazın sıcaklığı ve stresinin neden olduğunu düşünüyordu. Ffirth teorisinden o kadar emindi ki yaşadığı yüzyılda sadece İspanya'da 300 bin kişinin ölümüne, çalıştığı Pensilvanya'da her 10 kişiden birinin ölümüne yol açan bu hastalığın bulaşıcı olmadığını ispatlamak için kendi üstünde deney yapmaktan kaçınmadı.
Önce kendi kolunda yaralar açıp, buraları, hastaların mide safraları ile doldurdu. Hastalanmayınca, bu sefer pek de hoş olmayan yöntemleri kendi üzerinde denedi.
Bütün bu deneyler sonucunda hasta olmayan Ffirth, hipotezini ispatladığından emindi. Oysa, Ffirth yanılıyordu, sarıhumma bulaşıcı bir hastalıktı, deneyleri kontrolsüz olduğu için başarısız olmuştu. Ffirth'in deneylerinde kullandığı sıvıların hepsi, hastalığın son safhasındaki hastalardan alınmıştı ve bu safhada hastalık bulaşıcı değildi. Ancak Ffirth hastalığın yazın daha çok görüldüğü konusunda haklıydı, bunun nedeni 60 yıl sonra Kübalı bilim adamı Carlos Finlay tarafından açıklanacaktı. Hastalığı taşıyıp bulaştıranlar, sivrisineklerdi.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
Her saniye Dünya yüzeyine ortalama 100 adet yıldırım çarpmaktadır.
Bizim Samanyolu Galaksisi'ne en yakın galaksi olan Andromeda'nın ışığı Dünya'ya 2 milyon yılda ulaşmaktadır.
Güneş basket topu büyüklüğünde olsaydı, Jüpiter golf topu, Dünya ise bezelye büyüklüğünde olurdu.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Yarasalar kör değildir. Tüm yarasa türlerinin sadece yüzde 70'i ses ile yön bulma özelliğine sahiptir fakat bütün türlerinin gözleri ve görme yeteneği vardır. Hatta büyük yarasalar alt takımındaki yarasaların hiçbirinde ses ile yön bulma yeteneği yoktur fakat harika bir gece görüş yetileri vardır.
Yağmur damlaları hep gözyaşı şeklinde resmedilir. Oysa bu doğru değildir, yağmur damlaları hamburger ekmeği ya da fasulye şeklindedir.
SÖZLER
"Felsefi sistemlerin çoğunu inceledim ve hiçbirinin Allah olmadan işlemeyeceğini gördüm." (Elektromanyetik teorinin babası James Clerk Maxwell)
GÜNCEL HABERLER
DÜNYANIN EN SAĞLIKLI KALBİNE SAHİPLER
Güney Amerika bölgesinde yaşayan Tsimane halkının, şu ana kadar yapılan araştırmalara göre, bilinen topluluklar arasında en sağlıklı kan dolaşım sistemine sahip olduğu ortaya çıktı. 80 yaşındaki bir Tsimanelinin kalp sağlığının, 50'li yaşlardaki ortalama bir Amerikalının kalp sağlığına benzer olduğu ve buradaki kalp tıkanıklık riskinin Amerikalının sadece beşte biri olduğu göze çarpan veriler arasında. Bu önemli farkın, hareketli yaşam koşullarına ve karbonhidrat ağırlıklı doğal beslenmeye bağlı olduğu tahmin ediliyor. (Kaynak: Science News, 17-Mart 2017)
13 MİLYON YAŞINDA VE GENCECİK GEZEGEN
Gezegenlerin oluşumu hakkında önemli bilgiler edinildi. Dünyamızdan 300 ışık yılı uzaklıktaki devasa bir genç gezegenden gelen görüntüler, gezegen oluşumunun son evrelerine ışık tutmakta. Jüpiter'e benzeyen, yani etrafında halka olan bu gezegeni asıl ilginç yapan şey ise Jüpiter'den 11 kat daha ağır ve henüz çok genç bir gezegen olması. Örneğin Jüpiter 4,5 milyar yaşındayken bu gezegen sadece 13 milyon yaşında. Bilim dünyası bu genç gezegen sayesinde, bizim sistemimizdeki oluşumunu tamamlamış gezegenlerin hangi aşamalardan geçtiği konusunda daha sağlıklı veriler elde edebilecek. (Kaynak: Science Daily, 16- Mart-2017)
OTOMATİK PİLOTLARLA HAREKET EDİYORUZ
Her an tam olarak bilinçli olmadığımızı bilimsel çalışmalar söylüyor. Araba kullanırken, bisiklet sürerken birçok aşamayı bilinçli olarak düşünmeyiz; vücudumuzdaki otomatik pilotlar bize yardımcı olur. Uzmanlar bunun sosyal hayata da yansıdığını söylüyor. Ancak günlük yaşam rutinimizdeki ilişkilerde otomatik pilotu kullanmak daha çok hata getirebiliyor. Bu bilginin kullanabileceğimiz iki yönü var: Birincisi, otomatik pilottan çıkıp bilinçli kararlar ile davranmak; bu, sosyal ilişkilerimizi güçlendirebilir. İkincisi, maruz kaldığımız sorunlarda başımıza gelen şeyin bir otomatik pilot hatası olabileceğini hatırlayarak daha uygun tepkiler vermek. (Kaynak: Psychology Today, 12-Mart-2017)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.