Pazar 07.05.2017

Hasibe’ye aşığım

Aşk ve Mavi’nin fenomen karakteri Hasibe herkesin dilinde. Ayşegül Ünsal oyunculuğuyla göz dolduruyor, karakteri Hasibe’yi adeta renkten renge boyuyor

Kapadokya'da çekimleri süren Aşk ve Mavi dizisi güçlü kadrosuyla dikkat çeken bir yapım. Dizideki karakterlerin her biri göz doluduyor ama öyle biri var ki döktürüyor. Mavi'nin annesi Hasibe'den söz ediyorum... Ayşegül Ünsal, Hasibe'yi canlandırırken deyim yerindeyse oyunculuk dersi veriyor. Ünsal, kısa sürede paragöz, hesapçı, art niyetli Hasibe rolüyle fenomen oldu. Tiyatro kökenli ünlü oyuncuyla Hasibe'yi ve hayatını konuştuk.
- Şehir dışında bir işte çalışmanın oyuncuya bir katkısı oluyor mu?
-Yaşadığın yerin uzağında olmak her şeyden önce rutin bir yolculuk demek. Ve sürekliliği olan tekrarlanan her şey kişiyi değiştirir. Bakışı, algıyı, ifadeyi değiştirir. Yolculuk derinleştirir. Yol alırken pek çok şeyi gözden geçirme fırsatı bulursunuz çünkü. Bununla birlikte misafir olduğun bölgenin ruhuna, insanının kendine has davranış, konuşma ve yaşayış biçime şahitlik ediyorsunuz. Oyunculuğa dair yaratım sürecinde ise, varolan yaşam koşullarını gözlemlemenin, o coğrafya insanının öz tavrını anlamanın büyük katkısı var.
- Kapadokya çok mistik bir yer, size neler hissettiriyor?
- Kapadokya çok katmanlı bir yer. Muazzam bir doğaya sahip. Buraya ilk geldiğimde başka bir ruhu soluduğumu çok net bir şekilde hissettim. Büyülendim. Sanki dünyada değil de başka bir gezegende olduğum hissi veriyor bana bu topraklar. Bu coğrafyanın kendine has ruhsal bir dili olduğunu düşünüyorum. Bence Kapadokya başka bir dünyaya açılan kapı. Yazı da kışı da sert. Çok soğuk ve çok sıcak. Alıştığımın çok uzağında bir iklim yani. Oldukça zorlandığımı söylemeliyim. Ancak doğanın başka bir gerekli yanını anlatıyor gibi de bu zıtlık; dengeye gelmek gerektiğini fısıldıyor gibi... İnsanın önce kendi ile sonra Dünya ile dengeye gelmesi. Her şeyin tezatı ile var olduğunun somut bir kanıtı gibi.
- Çekim olmadığı günlerde neler yapıyorsunuz Kapadokya'da?
- Senaryom ve ben hiç ayrılmıyoruz, Siyam ikizi gibiyiz. Neredeyse her gün setteyim sahne aralarında ya da bir mekandan, başka bir mekana geçiş yapıldığı zamanlarda çalışıyorum. Boş günlerimde ise İstanbul'a evime dönmeyi tercih ediyorum.
- Dizideki karakteriniz tam bir fenomen oldu.
- Hasibe yokluk çekmiş bir kadın. Evlatları, ailesi en değerlileri. Onlar için yapamayacağı şey yok. Onlara gelebilecek herhangi bir zararı kendine has yöntemlerle engelleme çabasında. Çok kıvrak bir zekası var; neşeli, öfkeli, esprili bir kadın. Aslında Hasibe'ye dair düşündüğüm her şeyi oynayarak ifade etmeye çalışıyorum. Onunla aynı düşünmediğim hatta kızdığım tarafları çok var elbette ama Hasibe'nin ayakkabılarını giyip, yürümeye başlayınca iş değişiyor. Canlandıran kişi olarak ona ancak hak vermeyi seçebilirim. Hasibe'yi Hasibe yapan davranış şekillerine sebep olan faktörleri kabul edebilirim. Hasibe'nin içinde olduğu sosyo ekonomik koşullar onun böyle olmasını sağlamış.
- Sürekli oyunlar çeviren bir kadın, karakteriniz. Ama bir yandan da sıcak bir yanı var... Siz onu seviyor musunuz?
- Ben Hasibe'ye âşığım... Çünkü gerçekten çok sempatik, tüm yaptıklarına rağmen saf bir yanı var ve en önemlisi samimi. Yaptığı her şeyde kendince çok haklı olduğu sebepleri var. Hasibe; benim Hasibe'ye dair tüm deneyimlerimin bir bileşkesi.
- Gerçek hayatta dizideki karakteriniz gibi birini tanıdınız mı?
- Benzer unsurları olan farklı insanlarla karşılaşmadım değil, var böyle insanlar. Neden olmasın ki zaten. Bire bir Hasibe gibisi var mıdır bilmem ama onunla karşılaşsam herhalde çok eğlenirdik ama yine de temkinli olmayı seçerdim.
- Bu tür karakterleri yaratırken bir oyuncu hangi yollardan geçer?
- Her oyuncunun kendine has bir yöntemi ve yolu vardır. Gözlem, farkındalık, deneyim bunlar önemli faktörler sonra işin içine sezgi girer. Biz insanların bize çarpan yanlarını kendi algımızca şekillendiren varlıklarız. Şekillendirir ve doğamız neye izin veriyorsa öyle ifade ederiz. Kişiye özel bir süreç olduğunu düşünüyorum.
Tiyatro ağırlık takıp, koşmak gibidir
- Tiyatro kökenlisiniz, dizi sektörüne nasıl bir katkısı oluyor aldığınız eğitimin ve tecrübenin?

- Eğitimin çok gerekli olduğuna inananlardanım. Her oyuncu adayının onu şekillendirecek iyi bir ustaya ihtiyacı var. Tiyatro oyunculuğu çok yüksek bir disiplin, sürekli çalışma ve sebat gerektirir. Temelde almış olduğunuz ve alışkanlığa dönüşen bu disiplinli konservatif eğitim, bir oyuncu olarak mesleğinizi icra ettiğiniz her yer ve koşulda büyük fayda ve kolaylık sağlar. Benim gözlemlediğim bu. Tiyatro düzen ister, farkındalık ister. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak yüksek bir frekans oluşturmaya iter kişiyi. Ağırlık takıp koşmak gibi. Bu donanımı ister istemez oyunculuk yaptığım her alana taşıyor olduğumu düşünüyorum.
- Bunca yıldır sektörün içindesiniz, istikrarlı bir çizginiz var. Neye bağlıyorsunuz bunu?
- Sanırım biraz seçiciyim... Öncelikle gelen senaryonun içime sinmesi gerekiyor. Senaryoyu ve benim için belirlenen karakterin ana hatları, ilk kez okuduğum an, yani karakterle tanışma anı çok önemli benim için. Ruhsal olarak hissettiklerim, karakterin içimde uyandırdığı heyecan, zihnimde nasıl şekillendiği çok önemli. Sevmem çok önemli. En ufak bir tereddütüm olmasın istiyorum. Bu noktada tamamen hislerimle hareket ediyor olduğumu söyleyebilirim. Ekip de çok önemli bir unsur. İşini gerçekten seven ve hakkını vererek yapan kişilerle çalışıyor olmak müthiş bir tatmin ve mutluluk getiriyor. Yaptığın iş bir zevke dönüşüyor. Tüm bu koşulların sağlandığı projelerde olmaya çalışıyorum genelde.
- En çok hangi roller sizi cezbediyor?
- Bence bir oyuncu için her rol cezbedici olabilir, çünkü bir karakter yaratmak oyunculuğu seçen bir insan için esas olandır. Önemli olan bir oyuncu olarak sizin o karaktere neler katabileceğinizdir. Yazar ya da senarist oynanacak karaktere bir rota belirlemiştir zaten. Yönetmenin bir yorumu vardır, olacaktır. Ancak o yolu yürüyecek olan oyuncunun o karakter için açtığı ara yollar karakterin detaylarını belirleyecek temel unsurdur. Oyuncu, kendinden karaktere ne kadar çok ara yol açarsa, oluşan karakter o ölçüde oyuncunun yaratımına has bir şekle bürünecek, boyutlanacaktır. Hamlet vardır, orada duruyordur ama Hamlet her oyuncu tarafından sonsuz olasılıkla oynanabilir ve kabul görebilir. En zevkli ve müthiş yanı budur aslında. Sonsuz olasılıklara açılan bir kapının önünde durmak gibidir oyunculuk. O yüzden bir oyuncu olarak, şu karakter beni cezbeder diyerek doğmayı bekleyen hiçbir karakterin oluşumunu engellemek ve sınır getirmek istemem.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.