Unutulmaz filmlerin yönetmeni

Oyuncuları tünelde görünce, ilk yarı Galatasaray'dan yedikleri üç golün şokunu üzerlerinden atamadan ikinci bir şok yaşamıştı Fenerbahçe tribünleri... Takımın beyni Oğuz'un yerine sert savunmacı Taygun girmişti. Evet, kötü oynuyordu belki ama Oğuz oyundan çıkar mıydı? Çok geçmeden anlaşıldı Yugoslav hoca Todor Veselinoviç'in planı... Gününde olmayan Oğuz'un rolünü Rıdvan'a verip 3-5-2'ye dönmüştü. Bu "çılgınca" plan, 45 dakika sonra Türk futbol tarihinin en unutulmaz geri dönüşlerinden biriyle taçlanacaktı.
POLAROID GÖZLÜK, DERİ CEKET
Türkiye'deki lakabıyla 'Veysel'den başka hiçbir hoca kolay kolay, olası bir hezimette "Gol gerekirken Oğuz çıkar mı oyundan" eleştirilerini göze alıp bunu deneyemezdi. Büyük golcü olmaktan kalma alışkanlıkla, Veselinoviç kaderini kendi çizdi. Sonuca savunarak değil tabelayı değiştirerek gitmekti felsefesi.
Fenerbahçe'nin 103 golle rekor kırdığı 1988-89 sezonu ile hafızalara kazındı Veselinovic. Aslında dört yıl önce Fenerbahçe'ye üç kupa kazandırmıştı. Ama 103 gollü sezon herşeyi gölgede bırakacak kadar görkemliydi. Bugün yaşı yeten Fenerbahçelilerin, tüm oyuncularını ezbere bildiği, her sahnesini hafızasına kazıdığı ve çocuklarına bıkıp usanmadan anlattığı bir filmdi... Son zamanlarda görmeye hasret kaldıkları, eğlenceli, yeri geldiğinde isyankâr ve mutlu sonla biten bir film...
Polaroid gözlükleri ve deri ceketiyle Veysel yönetmen koltuğundan "Motor" der, yıldızlar geçidi gibi kadro da rakip kaleye gol olup yağardı. "Yönetmenliği zayıf, çıkıp oynayın diyor sadece" dediler arkasından... O kadar Oscarlı yıldızı yönetmeyi, hepsinden verim almayı nasıl başardığını hiç sorgulamadan...
Bu akşam Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi oynanacak. Laf aramızda Veysel kimseden çekmedi Beşiktaş'tan çektiğini... 1989-90 sezonunda Kadıköy'de derbi öncesi gazetelere "5" işareti yapmıştı. Skoru bilmişti ama bir farkla... Beş golü atan Metin-Ali-Feyyaz'lı Beşiktaş olmuştu. Az maçta üstünlük kurabildi siyah-beyazlılara. Ancak kaderin cilvesi, Fenerbahçe ile yaşadığı iki şampiyonlukta da Beşiktaş'ı geçmişti. 85'te averajla, 89'da ise puan farkıyla.
Veselinoviç at yarışı düşkünlüğüyle de meşhurdu. Neler denmedi ki? Kadroyu ganyan kâğıdına yazmasından tutun da, antrenmanda "Siz çalışın" deyip kenarda yarış bülteni okuduğuna kadar.
İşte o renkli adam yaşam savaşı veriyor. Şuuru kapalı. Hasta yatağında 30 yıl önce çektiği o unutulmaz filmden kareler geliyor muhtemelen gözünün önüne.
OĞUZ, AYKUT, HAKAN, RIDVAN VE TONİ
Oğuz gene milimetrik paslarıyla takımı yönetiyor. Şeytan Rıdvan dalgalanan saçlarıyla rakiplerini ipe dizip Aykut'a çıkarıyor o da kendine has aşırtmalarından birini yapıyor. K.Şenol soldan bindirip adrese teslim kesiyor. Hakan Tecimer konçlarını bileğine indirmiş yine rakiplerinin içinden geçiyor... "Deli" Nezihi savaşıyor, Rambo Turan matkap gibi delip geçiyor. Toni Schumacher ise kalesinde devleşiyor. Kıymeti tam bilinmeyen "dördüncü Sakaryalı" Serdar, sıska stoper Ergin, sarışın çocuk Taygun, Büyük Şenol, sprinter Erdi ve diğerleri de hocalarının yanında görev bekliyor...
Veselinoviç 86 yaşında bir kez daha maçı 3-0'dan çevirmeye çalışıyor. Maçın sonucu ne olursa olsun onun adı bu topraklarda hep yaşayacak. 103 gollü takımın posterlerinde, şafak vakti bilet kuyruğuna girmenin, Gelişim Spor okumanın ve de kartondan skor tabelasının ne olduğunu bilen futbolseverlerin anılarında.