Pazar 14.05.2017
Son Güncelleme: Pazar 14.05.2017

Galaksimizin en gizemli yıldızı

Gezegen avcıları, Mayıs 2009 verilerinde, bizden 1400 ışık yılı uzakta bir yıldız olan KIC 8462852’den gelen ışıkta birçok gariplik fark etti. Bilim dünyası bunun nedenini tartışıyor

7 Mart 2009 tarihinde, diğer yıldızlar etrafında dönen, dış gezegenler olarak bilinen gezegenleri tespit etmesi için Kepler Uzay Teleskobu uzaya fırlatıldı. Kepler, o tarihten itibaren 150 bin yakın yıldızı gözlemledi. Kepler'in amacı, astronomların 'geçiş' dediği fenomenleri tespit etmekti. Geçiş, bir dış gezegenin yıldız etrafında dönerken, Dünya ile yıldız arasından geçmesine verilen isimdir. Bu sırada gezegen, yıldızın ışığının bir kısmını engeller ve bu yıldızdan gelen ışıktaki düşüş sayesinde Kepler, gezegeninin büyüklüğü dâhil birçok önemli bilgi elde eder. Dış gezegenler bu yöntemle keşfedilir.
BİLGİSAYARIN GÖREMEDİĞİNİ GÖRDÜLER
Kepler'den gelen veriler, bilgisayarlar tarafından incelenip geçişler keşfedildi. Bilgisayarların yanılabileceğini düşünen Yale Üniversitesi'nden bir grup, verileri bilim meraklıları ile planethunters.org isimli siteden paylaştılar. Bazı bilim insanları bu uygulamayı ciddiyetsiz bulsa da 'gezegen avcıları' isimli proje başarılı olmuş, insanlar bilgisayarın göremediğini görmüş ve bunun sonucunda onlarca gezegen keşfedilmişti. Projeye toplam 300 bin gönüllü bilim aşığı yardımcı oldu. Bu gezegenler yanında, gezegen avcıları, KIC 8462852 isimli yıldızda, çağımız astronomisinin en önemli gizemlerinden birini keşfettiler. Geçiş sırasında yıldızların ışığı çok az bir oranda değişir. Mesela Jüpiter gezegeni, Güneş'in önünden geçerken onun ışığının sadece yüzde 1'ini engeller, Dünya için bu rakam Jüpiter'den 11 kere daha azdır. Işıktaki azalma, simetrik ve periyodiktir, çünkü gezegenler yuvarlakımsıdır ve periyodik yörüngelerde hareket ederler. Işıktaki bu düşüşler genelde birkaç saat sürer.
DÜNYA'NIN BİN KATI
Gezegen avcıları Mayıs 2009 verilerinde, bizden 1400 ışık yılı uzakta bir yıldız olan KIC 8462852'den gelen ışıkta birçok gariplik fark ettiler. Işıkta yüzde 6 oranında dev bir düşüş yaşanmış, bu düşüş birkaç saat değil bir hafta sürmüştü ve beklenenin aksine düşüş asimetrik bir şekilde gerçekleşmişti. Yani KIC 8462852'den gelen ışığı engelleyen şey her neyse küresel değildi ve devasa büyüklüğe sahipti. Mart 2011'de KIC 8462852'den gelen ışık şiddetinde bu sefer yüzde 15'lik bir düşüş gerçekleşti. Süreç gene asimetrikti, ışığın azalması bir hafta sürmüş, sonra birkaç gün içinde ışık eski parlaklığına dönmüştü. Şubat 2013'te daha da garip bir gözlem yapıldı, ışık yüzde 22'ye kadar düşmüş, düzgün bir düşüş ve çıkış yerine, bazıları saatler bazıları günler süren iniş çıkışlar olmuştu. Bu iniş çıkışlar, Kepler'den gelen veriler durana kadar, 100 günden fazla bir süre gözlemlenmişti. KIC 8462852'den gelen ışığı ne engelliyordu? Gezegen olamazdı, zira engellenen ışık devasaydı (Dünya'nın bin katı), küresel olmayan bir şey tarafından engelleniyor ve bu şey gezegenler gibi düzenli periyodik yörüngede hareket etmiyordu. Önce verilerin hatalı olabileceği düşünüldü ama verilerde bir sorun yoktu. Sonra yıldızın genç olduğu, daha yeni oluşum aşamasında olduğu için etraftaki gaz bulutlarının bu sonuca yol açtığı düşünüldü. Ancak bu teori de yanlışlandı; yıldız, genç bir yıldız görüntüsü vermiyordu. Daha sonra yıldız etrafında dönen iki gezegenin çarpışmasının bu garip verilere yol açıyor olabileceği söylendi. Ancak çarpışma teorisi de doğru gözükmüyordu, çünkü çarpışma olsaydı yüksek miktarda toz oluşur ve bu toz yaydığı infrared ışıma ile tespit edilebilirdi. Yıldızın etrafında böyle bir ışıma görülmüyordu.
MAKUL BİR YAKLAŞIM VAR AMA...
Bu teorilere kıyasla daha makul bir yaklaşım, ışığın yıldız etrafında garip eliptik yörüngelerde dönen kuyruklu yıldız sürüleri tarafından engellendiğini iddia etmektir. KIC 8462852'ye yakın bir yıldızın çekim etkisi ile, yıldızın dışındaki yerel Oort bulutundaki kuyruklu yıldızlar, KIC 8462852'ye doğru itilmiş olabilir. Bu kuyruklu yıldızların yıldızımıza yaklaşırken parçalanması ve üzerlerindeki buzun erimesi sonucunda açığa çıkacak gazlar, ışık grafiklerindeki asimetriyi açıklayabilir.
Üstelik bu etkiyi yapabilecek, KIC 8462852'ye 130 milyar km uzakta bir kuyruklu yıldız da mevcut. Ancak çoğu astronom, kuyruklu yıldızların ışıktaki yüzde 22'lik düşüşü tek başına açıklayamayacağı kanaatinde. Astronomların önünde çözümlenmeyi bekleyen bir gizemin daha olması, bu bilim dalının cazibesini arttırıyor.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
MANTIĞIN EN ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN GÖDEL VE İSLAM
Kurt Gödel (1906-1978); Aristo, Tarski ve Gottlob Frege ile beraber, tüm zamanların en önemli mantıkçıları arasında gösterilir. Gödel, mantıkta yapılan en önemli çalışma olarak gösterilen ve adını taşıyan eksiklik teoremlerini ispatladı, seçim aksiyomu ile süreklilik hipotezinin kümeler teorisi ile tutarlı olduğunu gösterdi. 2. Dünya Savaşı'nda Princeton'a kaçan Gödel, burada Einstein'la çok yakın dost oldu. İki dost her gün uzun yürüyüşlere çıkardı. Einstein'ın 70. doğum gününde ona hediye olarak, Einstein'ın kendi ismini taşıyan denklemlerinde, zamanda geriye doğru yolculuğu içeren bir çözüm bulup hediye etti. Bu çözüm Einstein'ı mutlu etmek yerine, teorisinin doğruluğunun sorgulamasına yol açtı. ABD vatandaşlığı başvurusu sırasında Einstein, Gödel'in kefili oldu. Gödel, ABD anayasasını incelediğinde, anayasanın tutarsız olduğu ve diktatörlüğe yol açacak bir açık olduğu kanaatine varmıştı. Vatandaşlık mülakatında kendisine, ABD'nin Nazi rejimi gibi bir diktatörlük olup olamayacağı sorulduğunda, politik davranmayı bilmeyen Gödel, anayasa ile ilgili kanaatini anlatmaya kalktı. Einstein'ın tanıdığı olan yargıç, Einstein'ın hatırına konuyu geçiştirdi ve Gödel'in vatandaş olmasına sorun çıkarmadı. Gödel, dindar bir insandı. Allah ve ahiret inancının akılcılığını hep savunurdu. Ölmeden önce "Gödel'in ontolojik argümanı" olarak bilinen Allah'ın varlığının mantıksal bir ispatını yapmaya çalıştı. Gödel, İslam'a sempatisi ile de bilinirdi. Bütün hayatını sistemlerin tutarlılığı üstüne çalışmaya adamış olan Gödel, İslam'la ilgili takdirini şöyle özetledi: "İslam'ı severim: O, tutarlı bir dindir ve açık fikirlidir".
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
İnsan vücudunda yaşayabilen yassı solucanların bir kısmı 23 m uzunlukta olabilir.
Eğer Dünya'yı uçtan uca delebilseydik, Türkiye'den Yeni Zelanda'ya yolculuk sadece 42 dakika sürerdi.
Satürn o kadar küçük yoğunluğa sahiptir ki, suyun üstüne konabilseydi batmadan yüzerdi.
Her lastik molekülü, 65 bin atomdan oluşur.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
Gökdelenden bırakılan bir madeni paranın bir insanın ölümüne sebep olacağı bilgisi yanlıştır. Hava gibi bir akışkanın olduğu ortamda düşen para, bir limit hıza ulaşır ve bu hız, insanı öldürmek için yeterli değildir.
Sanılanın aksine stres, kronik yüksek tansiyonun oluşmasında ciddi rol oynamaz. Yoğun stres, geçici olarak tansiyonu yükseltebilir, ancak hipertansiyona yol açmaz. Yüksek tansiyon; sigara, kötü beslenme ya da genetik faktörlerden dolayı açığa çıkar.
SÖZLER
"Diğer tüm kanıtları bir kenara bıraksak bile, başparmak tek başına beni Allah'ın varlığına ikna edecektir." (Newton)
GÜNCEL HABERLER
NARSİSTLERİN ROMANTİK İLİŞKİLERDE ANLAŞILAN YÜZÜ
Birçok kişi narsistleri başlangıçta çekici bulur. Yapılan çalışmalar da narsistlerin kendilerine güvenli, dikkat çeken ve iddialı yapılarının ilk etapta karşı taraf için oldukça etkileyici olduğunu gösteriyor. Ancak bu etki, uzun vadeli ilişkilerde tersine dönüyor. Narsist kişilerin kendilerini sürekli özel görmeleri, diğerlerinden üstün olduklarını düşünmeleri, kendilerini ilişkilerde hep doğru ve haklı bulmaları, uzun vadede ilişkilerine zarar veriyor. Empati becerilerinin yetersiz ve bencilliklerinin yüksek seviyede olması, partnerleriyle yaşayacakları potansiyel çatışmalar anlamına geliyor. Narsist kişilerin kendilerine odaklı yapıları ve ilgi odağı olma arzuları, dış dünyanın gerçekliğine yönelik farkındalıklarının yetersiz olması ile ilişkili. Bu durum da uzun vadede partnerlerde yalnızlık, aşağılanma ve anlaşılmama duyguları anlamına gelmekte ve ilişkilerin ömrünü kısaltmaktadır. (Kaynak: Psychologytoday, 8 Nisan 2017)
NASA'NIN UZAY ARACI CASSINI SATÜRN YOLUNDA
NASA'nın Cassini isimli uzay aracı, 26 Nisan 2017 tarihinde, Satürn gezegeni ile halkası arasına ilk başarılı dalışını gerçekleştirdi. Çok önemli ve etkileyici fotoğraflar kaydeden uzay aracı, çok merak edilen dev kara kasırgalarını da görüntülemeyi başardı. NASA'dan gelen raporlara göre, Satürn bulutlarının 3 bin km üstüne kadar yaklaşarak, görülebilir halka sınırının 300 km kadar yakınına gitmeyi başaran uzay aracı Cassini, ilk defa Satürn ve halkası arasındaki gizemi çözmemize yarayacak veriler elde etti. Cassini projesinin yöneticisi olan Earl Maize'in dediği gibi, Cassini sayesinde, ilk kez Satürn ve halkası arasındaki kısımla ilgili birinci elden bilgilere ulaşıldı. Sözü geçen son başarılı dalıştan önce NASA, uzay araçlarının telefiyle sonuçlanan tam 22 başarısız dalış gerçekleştirmişti. (Kaynak: Nature World News, 29-Nisan 2017)
BİLİMSEL BİLMECELER
Zeytinyağı tüccarı Cabir'in üç tane çocuğu vardır. Öldükten sonra çocuklarına 21 teneke miras bırakmıştır. Bu 21 tenekeden, yedi tanesi ağzına kadar zeytinyağı ile doludur, yedi tanesi yarı yarıya doludur, yedi tanesi tamamen boştur. Vasiyete göre üç çocuk da eşit miktarda teneke ve zeytinyağı almalıdır. Herhangi bir tartı ya da ölçü aleti kullanmadan bu vasiyet nasıl yerine getirilebilir?
Not: Cevaplar haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ:
Önce üstünde 'siyah/beyaz' yazan kutudan bir adet misket çekilir. Eğer siyah gelirse, o zaman bu kutu sadece siyah misketler içermektedir. Üstünde 'beyaz' yazan kutu bu durumda sadece siyah misket ya da sadece beyaz misket içeremez, dolayısı ile siyah ve beyaz misketlerin karışık olduğu kutu olmalıdır. Son olarak da üstünde 'siyah/beyaz' yazan kutu ise sadece beyaz misketlerle dolu olan kutu olmalıdır. Eğer 'siyah/ beyaz' yazan kutudan çekilen misket beyazsa, o zaman o kutu tamamen beyaz misketlerden oluşmalıdır. Önceki duruma benzer mantıkla, 'siyah' yazan kutu, siyah beyaz misketlerin karışık olduğu kutu olmalıdır. Ve tabi ki üstünde 'beyaz' yazan kutu, sadece siyah misketlerle dolu olan kutu olmalıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.