Kulak çınlamasının çaresi yok

Venedik Bienali 57. Uluslararası Sanat Sergisi dün kapılarını açtı
26 Kasım'a kadar sürecek olan Venedik Bienali 57. Uluslararası Sanat Sergisi dün açıldı. Dünyanın en seçkin sanat etkinlikleri arasında yer alan, yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği bienal, 100 yılı aşkın bir süredir düzenleniyor. 2014 yılından beri de Türkiye'nin, İKSV'nin girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla bienalin iki ana mekanından biri olan Arsenale'deki Sale d'Armi binasında 500 metrekarelik bir alanı bulunuyor. Wall Street Journal'ın geçen günlerde 'sanat dünyasının olimpiyatları' olarak nitelendirdiği bienalde kalıcı bir mekanımızın olması elbette çok önemli. 57. Venedik Bienali'nin küratörü Christine Marcel, bir röportajında bu yılki serginin sanatçılarla birlikte, sanatçılar tarafından, sanatçılar için tasarlandığını söylemişti. Bienalin başlığı da tam da bu değerlendirmeyi yansıtır nitelikteydi: Viva Arte Viva yani Yaşasın Sanat Yaşasın! Sanatı hayatın ortasına koyan sergiyi gezerken her bir eserle birlikte birbirinden farklı kısa yolculuklara da çıkıyorsunuz. Türkiye Pavyonu'na geldiğinizde ise Cevdet Erek'in sizi çıkardığı yolculuk ise kısa değil hayli uzun soluklu oluyor. Önce mimarlık ardından da ses mühendisliği ve tasarımı eğitimi alan Erek'in bienalde sergilenen ÇIN'ı mimari bir yapıyla somutlaşan bir mekansal program ve çok kanallı bir ses yerleştirmesi. Ön izleme günlerinde gezme fırsatı bulduğumuz serginin ilk anda dikkat çeken yönü, sesle süslenmiş iç cephe ve yerleştirmenin merkezini işgal eden platformun, Peru, Singapur gibi komşu ülke pavyonları arasında 'misafirler'in doğrudan geçişine imkan veren bir transit rota üzerinde yükselmesi. Bu geçişle birlikte ikiye bölünen alanda cepheye ahşap merdivenler ve üzeri halıyla kaplı demir rampalar ile ulaşılıyor. 'Misafir tribünü' ise tel örgü çekilip kapısına kilit vurularak kullanım dışı bırakılmış bir kamusal alan olarak konumlanıyor.
SESLER İÇERİ DIŞARI SIZIYOR
"Zang tumb tumb. Savaş sahnesindeki davulcu elinin bir anlık tereddütüyle dursun savaş bitsin." "Bir ülkeyi temsil eden bir birey. Bir bireyin sesi hırıldıyor..." 35 kanal ses, hoparlörler... Yerleştirmede seslerin sınırsız kombinasyonuyla karşılaşıyorsunuz. Kimi zaman etrafınızı sarıyor. Kimi zaman belirsizleşiyor. Ya çok yakın ya da çok uzağınızdaymış hissi veriyor. İçeri dışarı sızıyor. Ne şekilde olursa olsun sesler size geziniz boyunca rehberlik ediyor. Kulaklarınızı tıkamadığınızda tarihle yüzleşmeyi sağlıyor. Hatıralar canlanıyor, kulaklarınız çınlıyor. Bundan rahatsız olsanız bile elinizden gelen bir şey yok. Çünkü kulak çınlamasının tedavisi yok!
ÜRETİMİ GÖRÜNÜR KILMAK ÇOK DEĞERLİ
57. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, Fiat sponsorluğunda, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle, TC Dışişleri Bakanlığı'nın himayesinde ve SAHA Derneği'nin prodüksiyonuyla yapılıyor. Türkiye Pavyonu'nun geçen perşembe günü yapılan resmi açılışına katılan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı "Ülkemizin güncel kültür-sanat üretimini böyle bir platformda görünür kılmak bizim için çok değerli. Burada düzenlediğimiz sergiler 'Türkiye ve küresel ölçekteki kültür-sanat evreni arasında etkileşim sağlama' hedefimize yönelik somut adımlar atmamızı sağlıyor" dedi.