Pazar 16.07.2017

Bülent Ersoy’u giydirmeyi çok isterim

Londra’da yaşayan Türk tasarımcı Dilara Fındıkoğlu’nun adını dünya duydu. Fındıkoğlu’nun tasarımı bir elbise Time dergisinin kapağında yer aldı. Kıyafeti giyense Game of Thrones dizisinin karakterlerinden Cersai Lannister’ı canlandıran Lena Headey’di. Tasarımcının Türkiye ile ilgili hayali ise Bülent Ersoy’u giydirmek

1990 yılında İstanbul'da doğan Dilara Fındıkoğlu'nun iki sezon önce Londra Moda Haftası'ndaki ilk defilesi moda dünyasını sarstı. Farklı dönemler ve coğrafyalarda kadın vücuduna verilen değeri tasarımlarıyla anlatan genç tasarımcı tarzıyla dikkat çekti.
Defilenin ilham kaynağı Fındıkoğlu'nun "Kahramanım" dediği Çilem Doğan'dı. Kendisini fuhuşa zorlayan kocasını öldüren ancak kefaletle serbest bırakılan Doğan'ın hikayesini podyuma taşıyan Fındıkoğlu koleksiyonunu da "Sevgili geçmiş, bütün dersler için teşekkürler" ismini vermişti.
O ilk koleksiyondan beri başarı merdiveninin basamaklarını büyüleyici bir hızla çıkan Fındıkoğlu ile röportaj yapmak Time dergisinin kapağı vesilesiyle oldu. Dergi kapağına, Game of Thrones dizisindeki ana karakterleri canlandıran oyuncuları taşıdı. Lena Headey'nin (Cersai Lannister) Dilara Fındıkoğlu tasarımı elbisesiyse gerçekten de muhteşemdi.
Fındıkoğlu düşünce yapısıyla dikkat çekici, öz güveni yüksek ve çok pozitif bir genç kadın.
Eminim röportajı okurken siz de etkileneceksiniz...
- Central Saint Martins'ten mezun olalı henüz iki yıl geçti.
Ama şimdiden yıllardır moda tasarımı yapan birçok ünlü ismin hayallerini süsleyen isimlerle çalışma fırsatınız oldu...
- Tasarımlarından birini ilk giyen ünlü isim FKA Twigs oldu.
Lorde, Rihanna, Lady Gaga tasarımlarımı giydi. Natalia Vodianova doğumgününde benim tasarımım bir elbise giydi. Son olarak Marilyn Manson'ın yeni albümünün tanıtım ürünlerini tasarladım. Yıllardır giydirmek istediğim bir ismin turnesi için tasarım hazırlıyorum ama onun ismini henüz söyleyemiyorum.
- Moda yolculuğunuzun henüz çok başındasınız. Var mı başka giydirmek istediğiniz isimler?
- Black Sabbath sen sevdiğim gruplardan.
Onun solisti Ozzy Osbourne'u, Marilyn Manson'ı giydirmek çok isterim. Türkiye'den de Bülent Ersoy'u giydirmek isterdim. Bir de hayatta olsa Barış Manço ve Zeki Müren'e kostüm hazırlamak isterdim.
- İngiltere'de kısa süre içinde bu kadar başarılı olmak, hem de başka bir ülkeden gelip bunu yapmak zor olmalı...
- Aslına bakarsanız Londra'ya geldiğim andan itibaren kendimi oraya ait hissettim. Hiç yabancı hissetmedim kendimi. İngiliz ve farklı ülkelerden gelen arkadaşlar edindim. Dilini, kültürünü, yaşam biçimini, modasını her şeyini öğrenmeye çalıştım. Ben bir dünya vatandaşı olmaya çalışıyorum.
- Gelelim Time'ın kapağına...
- Kapak çekimini yapan kişi benimle kontağa geçti. Kapakta yer alacağını bilmiyordum. Abim kapağı görünce mesaj atmış;
"Çok büyük bir şey. Bir Türk'ün Ay'a çıkması gibi" diye... İnsan işin içindeyken yaptığının, yaşadığının çok da farkında olmuyor.
Dışarıdan bir göz böyle söylediğinde daha da farklı bir şey hissediyor insan. Ayrıca tabii ki sevdiğim bir diziden bir karakterin benim tasarımımı giymesi ayrı bir güzel.
- Londra merkezli bir markaya sahipsiniz. İngilizler tarafından oldukça zor okunan bir isim ve soyadınız var... Zorluklar yaşıyor musunuz?
- İsmimi tasarımlarımda özellikle de ceketlerimde çok kullanıyorum. Dilara biraz daha Avrupai bir isim. Ama Fındıkoğlu okunması zor bir soyadı kabul etmem gerekiyor. Ama birçok marka farklı dillerde çok zor okunuyor.
Bu durum bir tek benim ismim ve soyadım için geçerli değil sonuç olarak. Adım Mary olsaydı belki çok sıradan bir markam olacaktı.
- Türk olmanız moda dünyasında farklı algılanmanıza neden oluyor mu?
- Türk olduğumu biliyorlar.
19 yaşından beri Londra'da yaşıyorum.
Ve burada insanlar sizi yeteneğinize ve yaptıklarınıza göre değerlendiriyor.
- Hep moda tasarımcısı olma hayaliniz var mıydı?
- Kendimi bildim bileli bu işi yapacağımı biliyordum. Bir dergide John Galliano'nun Central Saint Martins'ten mezun olduğunu okuduğum günü hatırlıyorum.
"O, o okuldan mezun olduysa ben de oraya gideceğim" dedim ve gittim.
- Türk tasarımcılar arasında beğendikleriniz var mı?
-Rıfat Özbek ve Hüseyin Çağlayan.
- Türkiye tasarımlarınızı etkiliyor mu?
- Türkiye'de doğduğum için doğal olarak evet. Ama çini deseninden ya da Osmanlı tuğralarından esinlenmek bana basit geliyor.
Bunları bir yana bırakmak lazım.
- Türkiye'ye geliyor musunuz?
- Tabii ki. Özellikle boncuk almak için. Bazen kumaşlarımı Kapalıçarşı'dan alıyorum.
- Türkiye'de moda ve moda tasarımcısı olmak çok gündemde...
Çok genç yaşta bir şekilde dünya arenasında kendisinden bahsettirmeyi başaran bir tasarımcı olarak bu yola çıkmak isteyenlere ne önerirsiniz?
- Kendilerine odaklansınlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.