Son Güncelleme: Pazar 10.09.2017
Keşke babam şampiyon olduğumu görseydi
Atletizm tarihinin yeni efsanesi Ramil Guliyev, Türkiye adına yarışıp dünya şampiyonluğu kazandıktan sonra başarılarına hergün yenisini ekliyor. 20 saniyelik başarıya ulaşmak için uzun yıllardır harcadığı emekle ilgili olarak “Hayatta hiçbir başarı kolay elde edilmiyor” diyor. Guliyev başarısını da ilk antrenörü olan babasına armağan ediyor
Artık Guliyev efsanesi var. 100 metreyi 10 saniyenin altında koşan iki beyazdan biri olan Azerbaycan asıllı atletin başarıları tesadüf değil. 20 saniyelik başarının arkasında yılların emeği ve azmi var.
Guliyev, sporcu anne babanın çocuğu olarak sporun içine doğdu. Böyle olunca o da spor lisesinde okudu. İlk etapta vücudu gelişsin diye anne babası onu jimnastiğe yönlendirdi. Boyu uzun olduğu için farklı branşları denedi.
Sonunda yönünü atletizme çevirdi. 2008'e kadar onu ilk antrenörü olan babası çalıştırdı. Sonra oğlunu profesyonel bir hocaya teslim etti.
Birkaç yıl sonra "Her şeyim" dediği babasını kaybeden Guliyev, ülkesinde yaşadığı sıkıntıların ardından Türkiye'ye yerleşti. Spor hayatını Fenerbahçe'de sürdüren Guliyev'le Dereağzı Tesisleri'nde görüştük.
- 100 ve 200 metre denince aklımıza Amerikalı ya da Jamaikalı sporcular geliyor. Siz ezberleri bozdunuz...
- Bu başarım çok büyük bir adım. Avrupalı bir sporcunun dünya şampiyonu olması büyük bir şey. Ben kısa mesafede siyah beyaz ayrımı yapmıyorum. Tüm sporcular aynıdır. Sadece beyazlar fazla sprint koşmuyor. Siyahiler bu dalda daha fazla koşuyor. Yani sayıyla alakalı bence.
- Ramil Guliyev neyi yaparsa "Başardım" diyecek?
- Dünya rekoru ve olimpiyat şampiyonluğuyla belki "Tamam" diyeceğim... Ama yine de hedefler bitmez. Sonra madalya sayısı rekorunu isteyeceğim.
- Koştuğunuz 20 saniyenin arkasında nasıl bir emek, nasıl bir yaşam var?
- Bu hayatta kolay bir şey var mı acaba? Hiçbir şey kolay değil. Sporcu olmak daha başka bir durum. Yıllarca antrenman yapıyorsunuz. 20 saniye koşup geleceksiniz, o kadar. Özel bir ritüelim yok. Ne ilk, ne de son yarış olacak. Strese giriyoruz ama çok heyecanlanmıyoruz. Dünya şampiyonluğuyla hayat bitmiyor. Yarın başka yarışlar olacak. İnşallah bu son dünya şampiyonluğum olmaz. Bununla bir nokta koymak istemiyorum. Daha iyilerini yapabiliriz.
- Yarışırken ne hissediyorsunuz?
- Büyük bir yarışa hazırlanınca, gidip kazanırsanız emeğinizin karşılığını almış oluyorsunuz. Yapabildim, başarılı oldum diye seviniyorsunuz.
- Bunlar önemli başarılar ama siz çok sıradanmış gibi anlatıyorsunuz...
- 15 yıl antrenman yapıyorsunuz. Madalya kazanamayınca devam ediyorsunuz. Hiçbir şey olmamış gibi... Amacım kendimi geçmek, kendimle yarışmak.
TÜRKİYE'DE ÇOK MUTLUYUM
- Sporseverler doping skandallarıyla üzülüyor. Bu konuda ne söylersiniz?
- 2009'dan itibaren Dünya Anti-Doping Ajansı listesindeyim. Her gün belirli bir saatte belirttiğim adreste olmalıyım. O adreste beni üç kere bulamazlarsa dopingli sporcu gibi dört yıllık ceza yiyorsunuz. Adresi yanlış yazdın, yazmayı unuttun ya da adres değişikliğini bildirmedin her şey biter o zaman. Geçen yıl 42, bu yıl da 20'ye yakın doping testinden geçtim. Temizim.
- Babanızın vefatından nasıl etkilendiniz?
- Ailenin her şeyi babama bağlıydı. Evi geçindirmesinden önemli kararlarımıza kadar her şey babamın kontolündeydi. Babamın kaybıyla ailenin büyük bir parçası gitti. O zaman abim çalışmadığı için ailenin geçimi bana bağlıydı. Anneannem de hastaydı. Ona da bakmamız gerekiyordu. Çok zordu o yıllar.
- "Babam da bu başarımı görseydi" diyor musunuz?
- Tabii isterdim babamın dünya şampiyonluğumu görmesini. Kim bilir belki görüyordur başarımı. Zaten bu başarı benden babama da armağan.
- Türkiye'de mutlu musunuz?
- Çok mutluyum. Aksi halde burada olmazdım.
KALP KOLYEMİN DİĞER YARISI KIZ ARKADAŞIMDA
- Aileniz de İstanbul'da mı? Anneniz neler söylüyor başarılarınız için...
- Abim ailesiyle Bakü'de yaşıyor. Ben annemle İstanbul'dayım. Annem eski sporcu olduğu için beni çok iyi anlıyor. Oğlu iyi bir şeyler yapan her anne sevinir. Annem de çok seviniyor.
- Yarışta da bir tarzınız var; küpe, kolye, dövme, renkli çerçeveli gözlükler...
- Normal hayatta da spor yaparken de bir mani yaratmıyorsa takı seviyorum. Yarışta takılarımı takmamın nedeni antrenmandaki halimle aynı olmak. Mesela bazı yarışlarda saatimi çıkarttırıyorlar. Ama onun yerine başka bir bantla çıkıyorum ki vücutta bir farklılık, bir değişiklik olmasın. Kuru kafa şeklindeki yüzüğümü seviyorum. Dünya şampiyonasında da bu yüzüğümü takmıştım. Kolyelerim ay yıldız, olimpiyat halkası... Dövmelerim de hayatımın çeşitli dönemlerini anlatıyor.
- Kolyeler arasında bir de yarım kalp var...
- Biri kız arkadaşım Margarita'da diğeri bende. Ukraynalı kız arkadaşımla iki yıldır birlikteyiz. Evlilik belki bir yıl sonra. O da eski bir sporcu. Aileye bir tek sporcu yeter diyorum.
- Bir sprinter günlük hayatında da hızlı mıdır?
- Alakası yok. Formula 1'de yarışırken süratli araba kullanıyorsunuz. Normal hayatta araba sürerken yarış mı yapıyorsunuz? Hayır, herkes gibi normal kullanıyorsunuz. Pist ve gündelik yaşam iki farklı şey.
- Sporun dışında bir uğraşınız var mı?
- YouTube kanalıma antrenmanlarımı ve yarışları koyuyorum. Videoları çekip montajlarını ben yapıyorum. Güzel bir şey. Çalışmadığım zamanlarda ailemle AVM'ye ya da sahile gidiyoruz. İstanbul'un her yeri ayrı güzel.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde