Öğretmenin kadarsın hayatta...

Gülümsemesi küçük bedenine büyük gelirdi. Futbol için yaratılmıştı besbelli. Çok yetenekliydi. Ama başka sorunları vardı...
Doğduğu Jamaika'da, çetelerin cirit attığı bir bölgede yokluk içinde geçmişti çocukluğu Sterling'in. Beş yaşındayken kız kardeşi ve annesiyle bir umut İngiltere'ye geldiler. Babası Jamaika'da kaldı. Dört yıl sonra da vurularak öldüğü haberi geldi.
Londra varoşlarında hayata tutunmaya çalışırken, her gün okul yolunda o zamanlar yeniden yapılan Wembley'in önünden geçiyordu. Durup fotoğraflarını çekerdi. Fotoğrafladığı sadece bir bina değil hayalleriydi aslında. Bir gün keşfedilip milyonları coşturacaktı. Ama doğduğu andan itibaren musallat olan travmalar onu sorunlu çocuk yapmıştı.
Öğretmeni 10 yaşındaki öğrencisinin gözlerinin içine baktı. Ondaki potansiyeli görüyordu. Fakat başarmak için kişiliğini de ıslah etmesi gerekiyordu. "17 yaşına geldiğinde ya İngiliz milli takımında oynarsın ya da hapsi boylarsın" dedi Sterling'e. "Seçeceğin yola bağlı." Ve küçük adamın verdiği mücadelede hep yanında oldu öğretmeni.
Raheem Sterling eşiğine kadar geldiği uçuruma yuvarlanmadı. 17 yaş 342 günlükken, en genç milli olan beşinci İngiliz oyuncu olarak tarihe geçti. Öğretmeni haklı çıkmıştı. 18 yaşında Liverpool'a ardından da 49 milyon sterline Manchester City'e imza attı. Sorunlu çocuğu artık dünya tanıyordu.
Yeni bir meydan okuma bekliyordu onu. Ve bu zorlu sınavda ikinci kez bir hoca çıktı karşısına. Ona yol gösteren, onu geliştiren ikinci bir öğretmen oldu Pep Guardiola. O gelmese, belki aldığı astronomik ücretin altında ezilenler kervanına katılacaktı Sterling de.
Guardiola ile ikinci sezonunda Sterling'in oyunu da adeta sınıf atladı. Süratine, tekniğine, oyun aklı ve skor becerisi de eklendi. Belki de Messi'den sonra Guardiola'nın ikinci büyük projesi... Geçen sezon "Maçlar koptuktan sonra değil maç koparan golleri atmalısın" demişti Guardiola. Sterling de bunu yapıyor artık. Hafta içinde Southampton'a son saniyede attığı galibiyet sayısı, bu sezon 84'üncü dakikadan sonra attığı dördüncü gol. Ligde attığı dokuz golle de daha şimdiden kendi kariyer rekorunu kırdı bile.
Bir değil iki kez, ona inanıp yol gösteren, içindeki cevheri işleyen öğretmenler çıktı Sterling'in karşısına. O da bu 'asisti' geri çevirmedi. Son hız zirveye doğru ilerliyor. Daha 22'sinde, vaktiyle onun kenarından döndüğü uçurumun eşiğinde duranlara ilham veriyor.