İstanbul binbir çizgi

Onlar resme gönül veren isimler. Çocuk yaşlarında başladı çizim serüvenleri. Kimi karakalemde ilerledi, kimi tuvalde yağlı boyanın renklerini harmanladı, kimi illüstrasyonda kendini gösterdi. Genç illüstratörler çeşitli yarışmalara da katıldı. Bu yarışmalardan biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş'nin düzenlediği 4. Hediyem İstanbul İllüstrasyon Yarışması. Amacı da İstanbul'un tarihi, kültürel ve mimari yapısını, sanatsal yönünü temsil edecek illüstrasyonları ortaya çıkarmak... Bu yarışmaya başvuran 172 eserden üç illüstrasyon ise derece almayı başardı. Biz de İstanbul'u tasarım ürünlerde yansıtacak illüstrasyonların çizerleriyle görüştük

GİZEMLERLE DOLU BİR ŞEHİR
Birinciliği kazanan çizim Minimal İstanbul. Çizeri Mustafa Alcan (22). Genellikle portre üzerine dijital illüstrasyonlar yapıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü'nde iki yıldır eğitimini sürdüren Alcan, çizim yapmak için masaya geçtiğinde bütün günün yorgunluğunu attığını söylüyor. İstanbul'u tasarlama sürecine geçmiş genç çizer: "Keşfedilmeyi bekleyen birçok şey var ve keşfetmek için yaşamak gerekiyor. Kurmaca bir şehri kübik formlarla sanal ortama aktarma fikri uzun süredir kafamda olan bir şeydi. Şehri tasarlama sürecinde İstanbul'un gerçek yapısını olabildiğince korumaya çalıştım" diyor. İstanbul'a dair bir projesi de var; 1920'li yıllarda geçen bir çizgi roman serisi. Geleceğe dair ise umutlu genç çizer. Bunu da "Hayatımı, kendi yazıp çizdiğim çizgi romanları üreterek kazanmak istiyorum. Bir diğer hayalim ise ürettiğim çizgi romanların herhangi bir filme uyarlanması!" diyor.

KENTİN KEYİF HALİ
Bir Yudum İstanbul isimli çalışmasıyla ikincilik kazanan Erhan Dursun (33), Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü mezunu. Mezuniyetinin ardından Türkiye'nin önde gelen reklam ajanslarında 10 yıl boyunca sanat yönetmenliği yapan Dursun şimdi bağımsız grafik sanatçısı olarak yoluna devam ediyor. Yarışmadan haberdar olduğunda İstanbul'da yaşadığı için dışarıdan bir gözle bakma ihtiyacı hissetmiş: "İstanbul benim doğup büyüdüğüm ve hâlâ yaşadığım şehir. İyi ve kötü yanlarıyla benim içimde yarattığı hisler karmaşık. Bu yüzden illüstrasyonu yaparken dışarıdan bir göz olarak bakmam gerekti. İstanbul denince herkesin aklına tarihi yarımada ve diğer önemli yapılar geliyor. Ben de bunları kullandım ama küçük bir fikirle, bir çay bardağı formunun içinde topladım. Bu da İstanbul'un salt keyif hali yani!" diyor.

BİR KALBE SIĞDIRDI
Kalbim İstanbul adlı işiyle üçüncülük kazanan Sevda Kaçtı (25) Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi. Genellikle illüstrasyon ağırlıklı çalışıyor. Yüksek lisanstan önce birkaç ajansta çalışmış. Eskişehir Kurtuluş Müzesi'nin de tasarım ekibinde illüstratör olarak yer almış. İstanbul'a kısa ziyaretler yapan Sevda Kaçtı için şehir hâlâ gizemini koruyor: "İstanbul'a bir haftalık seyahatlerimde kalabalık caddeleri geziyor, vapura biniyor, antika dükkânlara ve galerilere gidiyorum. Her gittiğimde kısıtlı zamanım olduğu için buruk ayrılıyorum, kalbim orada kalıyor. Yarışmayı öğrendiğimde heyecanlı ve meraklı bir turist olarak, İstanbul haritasını inceledim. İstanbul'un bütün değerini ve benim için kıymetini anlatacağım stilize edilmemiş biyolojik kalp formunu kullandım. Kalbi oluşturan şekiller İstanbul'un bilinen yerlerinden oluşuyor."

MİMARİ ÖĞELERLE GÜNLÜK HAYAT BİR ARADA
Yarışmaya katılanlar arasında mansiyon alan çizimler de var. Onlardan biri genç çizer Deniz Yıldırım'ın Ver Elini İstanbul isimli illüstrasyonu. Çizimin hikayesi ise şöyle: "Tasarım tipografik öğeleri ve İstanbul'un simgeleşmiş öğelerini barındırıyor. İstanbul kelimesini oluşturan harflerle simgeleşmiş öğelerin çizimleri arasında süreklilik ilişkisi kurarak bir kompozisyon oluşturdum. Çizimde Boğaziçi Köprüsü, Rumelihisarı, Galata Kulesi, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi gibi mimari öğeler de vapur, martı, çay gibi günlük hayata dair öğeler de yer alıyor."