Buraların imparatoru biziz

Karaköy'de hoş bir mekandayız. YouTube Türkiye'nin düzenlediği yılbaşı partisinin başlamasına yaklaşık bir buçuk saat var. Geceye hakim olan renk de haliyle kırmızı. Ortama şöyle bir göz atıp bir köşeye geçip beklemeye başlıyoruz. Kimleri mi? YouTuber'ları...
YouTube yılbaşı partisinden önce bu platformun en çok sevilip takip edilen, bir milyonun üstünde abonesi bulunan dört kanal sahibi ile buluşmak üzere sözleşiyoruz. Kimler yok ki o dört kişi arasında, kısa sürede hızla abone sayısını katlayan özgün adam Yusuf Aktaş nam-ı diğer Reynmen, oyun videolarından vloglara her türlü içeriğe ulaşabileceğiniz Duygu Köseoğlu, sosyal platformlardan beyazperdeye de transfer olan Halil Söyletmez ve pek tabii makyaj videosu konseptini bambaşka boyutlara taşımış Danla Bilic... Sırayla geliyorlar hepsi.
Karşımda birbirinden enerjik, sıcakkanlı ve iletişim kabiliyeti kusursuz dört genç var. Evet gençler... Hatta akranım sayılır hepsi aramızda bir iki yaş var yok, hepsi hâlâ bir yandan da üniversite öğrencisi. Dolayısıyla söyleşi konuklarımla bir bağ kurmam zor olmuyor.
Genciz dedik ya, öyle çok beklemeye tahammülümüz de yok, hemen birbirimizle tanışıp YouTuber'lık kavramını masaya yatırıyoruz.
Ufak bir hasbıhalin ardından sıralamaya başlıyorum sorularımı, amacım YouTuber'lık kavramını ve dijital medyayı geleneksel medyanın bir mensubu olarak iyice eşelemek. Televizyon öldü mü, Vine gibi YouTube'un da sonu gelir mi, onları takip eden gençlere karşı sorumluluk hissediyorlar mı, hakikaten deli gibi para mı kazanıyorlar, sokakta tanınırlıkları ne alemde, YouTube başka mecralara sıçrayabilmeleri adına bir basamak mı, hayatlarında sosyal medya olmasaydı şimdi nerede olurlardı... Tüm soruları samimiyetle yanıtlıyorlar.
İşte YouTuber'ların cevaplarından satırbaşları ve hatta çok daha fazlası...
Danla Bilic
Şüphesiz kendisi en tanınan YouTuber'lar arasında. YouTube'a bir girdi yer yerinden oynadı. Hani hafif bir assolist havası da yok değil... Ufak bir odada makyaj videoları çekerken şimdi dünyanın dört bir yanından makyaj yapıp yayınlamaya başladı. Öyle ki son videosu Katar diyarından geldi... Videolarında kendine has üslubu, mizah anlayışı ve dillere pelesenk olan kalıplaşmış sözleriyle bir anda benimsendi ve abone sayısı hızla katlandı.
Bazen kendi kendime "Ben Tarkan mıyım" diyorum
Televizyon öldü diyemeyiz belki ama YouTube hızla büyüyor diyebiliriz.
Küçük yaştakiler için ilk başlarda sorumluluk hissetmiyordum. Çünkü bu kadar geniş bir kitleye hitap etmiyordum. Şimdi daha dikkatliyim her yaştan izleyenim var. Çocuklar, genç kızlar, erkekler, anneler hatta inanır mısınız babalar bile...
Sokakta gezerken gerçekten bazen "Tarkan mıyım acaba" diye kendimle dalga geçiyorum. Çok tanıyan oluyor, koşa koşa sarılanlar var. Harika bir şey bu.
Her YouTuber ya da sosyal medya fenomeni aynı miktarda kazanmıyor. Hayatımı güzel sürdürebilecek kadar kazanıyorum internetten ama tabii benim diğer artım kendime ait bir markamın olması.
Bence bizler eğitim verilirken örnek gösterilecek olan YouTuber'lar olduk.
Gelen 10 yorumdan 8'i beni şoklara sokuyor. Hepsi birbirinden ilginç.
Benim hedefim hep konsepte olmayanı eklemek oldu. Örneğin makyaj videosu herkes çekiyor fakat ben muhabbet ve tiplemeler kattım.
Yeni konseptimde dünyayı geziyorum hedefim her cuma başka bir yerde olmak.
Üniversitede psikoloji okuyorum ve tahminimce iki seneye kadar mezun olurum.
Hayatımda YouTuber'lık olmasaydı beni muhtemelen bir psikolog olarak görebilirdiniz ilerde, çok garip değil mi?
YouTube'u bir basamak olarak görerek başlamadım. Diğer YouTuber arkadaşlarımın da öyle yaptığını sanmıyorum. Belli bir zaman sonra önünüze fırsatlar çıkıyor siz de değerlendiriyorsunuz.
Reynmen / Yusuf Aktaş
Yusuf Aktaş ya da internet alemlerinde bilinen ismiyle Reynmen, 22 yaşında, Nişantaşı Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı Bölümü öğrencisi. YouTube'da kanal açalı daha bir yıl olmasına karşın kemik bir kitlesi oluşmuş durumda. Vlog da çekiyor parodi de yapıyor, klipler de hazırlıyor, ünlü isimlerle bir araya gelip keyifli videolar da sunuyor. Bu dört kişilik ekibin en nevi şahsına münhasırı diyebiliriz ona...
Dijital ölmez, şekil değiştirir
Bence artık televizyon sıktı ya! İnsanlar televizyonda gördükleri saçma sapan programlardan bayıldılar. Farklı bir eğlence arıyorlar.
Sosyal medya platformlarının hepsi bitse de dijital asla ölmez, sadece şekil değiştirir.
"O kadar takipçiniz var iyi örnek olmalısınız" diyenler çıkıyor karşıma. Ben iyi bir örnek olmadığımı ama iyi örnek olmamız gerektiğini de düşünüyorum.
Sokakta çok kişi geliyor yanımıza. Hatta bir keresinde Emre Belözoğlu ile aynı organizasyonda bulunduk. Yanlış anlamayın Emre Abi'yi çok severim ama orada Emre Abi'den çok benimle fotoğraf çektirdiler (gülüyor).
YouTube'dan önceki hayatımda manav olan babama yardım ediyordum, garsonluk, komilik, pazarda tezgahtarlık yapıyordum. Onların yanında şimdi kazandıklarım tabii çok büyük paralar...
Bu işten kazanacağınız ilk parayla ruhunuzu şeytana satmış oluyorsunuz. İlk para size tatlı geliyor ve "Bu artık bir iş" demeye başlıyorsunuz.
YouTube benim için asla bir basamak değil. Biraz iddialı olacak ama sosyal medyanın Acun'u olmak varken neden film çekmek isteyeyim? Bir film yapacak olsam bile yine YouTube'da yayınlarım.
Burada sizin kendi imparatorluğunuz var. Televizyon dünyasında kayıp bir oyuncu niye olayım?
Duygu Köseoğlu
Henüz 23 yaşında. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nde öğrenci. Önce oyun meraklılarının buluştuğu Twitch platformunda daha sonra ise YouTube'da paylaştığı içeriklerle kendini bu dünyaya kabul ettirmiş. Kanalında ise yok yok... Oyun da müzik de parodi de challenge da var. An itibariyle 577 video paylaşan Köseoğlu en aktif YouTuber'lar arasında.
İlgiden gözlerimin dolduğu oldu
Yeni nesil televizyon ünlülerinin birçoğunu tanımıyor. Çünkü ya bilgisayarın ya telefonun başındalar. Dolayısıyla sosyal medyaya, bize daha yakınlar.
Kitlem yavaş yavaş büyümeye başlayıp yanıma aileleriyle beraber gelen çocukları görünce sorumluluk duymaya başladım. İçeriklerim değişmedi ama dilime daha özen göstermeye başladım.
Yanıma zıplayarak gelenler, konuşmaya çekinenler oluyor. Alıştım ama hâlâ gerginlik olabiliyor.
İlk kez birisi benimle fotoğraf çektirdiğinde eve gidince gözlerim dolmuştu.
Biz bir emek sarf ediyoruz, içerik ortaya koyuyoruz, YouTube'dan gelir elde ediyoruz. Ama kazanç olarak herkesin telaffuz ettiği rakamlar söz konusu değil.
Geçen seneden itibaren bunun bir meslek olabileceğini düşünmeye başladım. Ufak ufak gelir elde edince de daha iyi bir kamera ve malzemeler aldım, daha profesyonel hareket ettim.
Kötü yorumlara bakıp geçiyoruz artık. Hakaret ne yazık ki sosyal medyanın bir unsuru olmuş. İlk zamanlar ben de bir köşeye kıvrılıp ağlıyordum.
Televizyondan gelen kişiler oyunculuk eğitimi almış, diksiyonu iyi isimler oluyor fakat YouTube'un olayı bu değil. YouTube biraz daha samimiyet istiyor.
Buraya çok alıştım. Yorumlar yazan insanların ismini birçok akrabamdan daha çok görüyorum.
Halil Söyletmez
Vine'da yaptığı paylaşımlarla hayatımıza giren Söyletmez endüstri meslek lisesi çıkışlı. Popüler olunca dizi teklifi ile İstanbul'a geliyor, dizi çekilmiyor ama sosyal medyadaki ünü devam ediyor. Cumali Ceber filmi ile beyazperde de boy gösteren Söyletmez, Nişantaşı Üniversitesi'nde moda tasarımı öğrenimi görüyor.
YouTuber olmasaydım kaynakçı olurdum
Kendinizi yenilediğiniz takdirde sosyal medyada hiçbir şekilde biteceğinizi düşünmüyorum.
YouTube'un sonu gelse bile, başka bir şey çıkar.
Arkadaşlarımızdan, ailemizden çok, en fazla vakti YouTube'da geçiriyoruz.
Olumsuz davranışlardan kaçınmak durumundayız. 12-13 yaşındaki çocuk küfrü, argoyu en azından bizden duymasın.
YouTube'da belli izleyici sayılarına ulaşmak, o bahsedilen paraları kazanmak kolay değil ama mümkün.
Artık İŞKUR bile YouTuber'lık kursları veriyor. Bizler alaylı Youtuber'lar olduk. (gülüyor)
YouTube çok güzel bir basamak. Benim film çekmemin vesilesi YouTube'dur örneğin.
İçeriklerde din, dil, ırk, siyaset konularında hassas olmak gerekiyor.
Üniversitelerden çağrıldığımızda tepkiler alıyoruz. Ama biz oraya akademik bir konuşma yapmak üzere gitmiyoruz ki. İnsanlarla sohbet etmeye gidiyoruz.
Endüstri meslek lisesi mezunuyum, metal kaynak bölümünden. Hayatımda sosyal medya olmasaydı bir kaynak dükkanı açar parama bakardım.