Jimnastik onsuz benim kalbim yaşayamam
Dile kolay henüz 16 yaşında 60’ı aşkın madalya, şampiyonluk ve uluslararası yarışmalarda kazanılmış derece... Üstelik jimnastik gibi ülkece fazla ilgi göstermediğimiz bir alanda elde edildi bu başarı. Hazırsanız sizi Manisa’nın Altın Kızı Ayşe Begüm Onbaşı ile tanıştıralım
2001 yılında Manisa'nın Akhisar ilçesinde dünyaya gelen Ayşe Begüm Onbaşı yaşına rağmen haftanın beş günü evinden 50 kilometre uzaklıktaki antrenman sahasına gidip, sporunu geliştirmeye başlıyor. Ayşe Begüm, 11 yaşından beri milli formayı sırtına geçirip deyim yerindeyse diyar diyar dolaşarak, yarışmalara katılmaya ve kazandığı madalyalarla ülkesini gururlandırmaya devam ediyor.
- 11 yaşınızdan beri milli formayı da sırtınıza geçirip, Meksika'ya, Güney Kore'ye gitmişsiniz. Böylesi deneyimler yaşamak hayatınıza neler kattı?
- Farklı kültürler görmek, farklı insanlarla kıran kırana yarışmak, en önemlisi de milli marşımızı tüm dünyaya dinletmek ve bayrağımızı göndere çektirmek bana büyük bir gurur veriyor. Bunun yanında İngilizcemi geliştirip, farklı kültürlerle buluşmanın tadını çıkarıyorum.
- Eğitiminiz sürüyor. Jimnastik üzerine bir kariyer mi başka bir şey mi?
- Aslında önümde çok güzel bir gelecek var. Hayatıma spor ile devam ederken ve ilerlerken bir yandan da kendimi şu anda hobi olarak yaptığım moda tasarımda da geliştirebilirim diye düşünüyorum.
- Hem okul hem spor hayatı aynı anda zor olmuyor mu?
- Yaptığım işin zorlukları var. Fedakarlıklar yapıyorum tabii ki. Fakat; zaten fedakarlık yapmazsam bu işte başarılı olamam ve bu işe âşık olduğumu gösteremem. Bunun farkındayım. Kendime ayıracak fazla vaktim olmuyor, ama fırsat buldukça ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.
- Sporcu bir aileden geliyorsunuz, anne babanız sporun hangi dallarıyla uğraşıyordu? Kaç kardeşsiniz, biraz ailenizden bahsedebilir misiniz?
- Annem atletizm ile uğraşmış, basketbol ve voleybol oynamış, babam ise futbol oynamış. İkisi de kendilerini bu konularda geliştirmişler. İki yıl öncesine kadar annem ve babam; birlikte pazarcılık yapıyorlardı. Bir buçuk yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız sayesinde Akhisar Belediyesi'nde memur olarak çalışmaya başladılar. Ben de evin tek kızıyım.
- Jimnastiğe kaç yaşında başladınız? Kimler yönlendirdi sizi?
- Jimnastiğe beş yaşında başladım. Fakat öncesinde üç yaşındayken hobi gruplarında bale yapmışım. Yapmışım diyorum çünkü o günleri fotoğraflar ve anne-babamın anlattıkları haricinde pek net hatırlayamıyorum. Jimnastiğe başlamamı öneren kişi ise bale öğretmenim oldu. Esnekliğimin ve kuvvetimin bu spora yatkın olabileceğini fark etmiş. Jimnastiğe başladıktan bir sene sonra Okullararası Artistik Jimnastik Yarışması'na katıldım. İlk yarışmamda derece elde edemememe rağmen teselli madalyası aldım. Aynı zamanda bu yarışmada şu anki antrenörümle de tanıştım ve aerobik jimnastiğe geçiş yaptım.
- Türkiye'de jimnastiğe olan ilgiyi nasıl değerlendirirsiniz?
- Özellikle 2016 Dünya Şampiyonası sonrasında aerobik jimnastiğe bir ilgi gelişti. Bu beni çok mutlu etse de yapılan çalışmaları hiçbir zaman yeterli görmemeliyiz. Yapmak istediklerimiz yaptıklarımızın hep üstünde...
- Jimnastiğe olan tutkunuzu bir cümle ile anlatın desem, ne dersiniz?
- Aerobik jimnastik benim kalbim, o olmazsa yaşayamam.
HER YARIŞ BAŞKA BİR HEDEF
- Jimnastik alanında hedefleriniz, başarmayı istediğiniz şeyler nelerdir?
- 2018 yılında Dünya Şampiyonası var ve şimdiden çalışmalara başladım. Bu yıl sadece tek bayanlar kategorisinde yarışacağım. Geçtiğimiz senelerde olduğu ve gelecekte de olacağı gibi elimden gelenin en iyisini yapıp güzel dereceler elde etmek istiyorum. Her yarış benim için başka bir hedef. Büyük veya küçük hedef demeden her bir hedefe özen göstererek çalışacağım. Umarım geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bol başarılı ve bol keyifli bir yarışma yılı geçiririm.
DÜNYA ŞAMPİYONU NORMAL BİR İNSANIM
- Hem okul hem spor hayatı aynı anda zor olmuyor mu, vakit bulabiliyor musunuz, yoksa fedakarlık mı yapmak gerekiyor?
- Yaptığım işin zorlukları var. Fedakarlıklar yapıyorum tabii ki. Fakat; zaten fedakarlık yapmazsam bu işte başarılı olamam ve bu işe âşık olduğumu gösteremem. Bunun farkındayım. Kendime ayıracak fazla vaktim olmuyor, ama fırsat buldukça ailemle ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.
- 16 yaşında 60'ı aşkın madalya almış gelecek vaat eden bir sporcusunuz. Öğretmenlerinizden, arkadaşlarınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz, okulda bir popülerlik durumu söz konusu mu?
- Okulda arkadaşlarımla olan ilişkilerimde hiçbir değişiklik yok. Olmaması beni mutlu ediyor. Çünkü ben 'Dünya Şampiyonu' olsam da normal bir insanım. Fakat okul genelinde de bir popülaritem var doğrusu. Ayrıca öğretmenlerim tarafından takdir edilmek de beni onurlandırıyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde