Son Güncelleme: Pazar 17.12.2017
Müziğin açamayacağı kapı yok
Kemanın yükselen yıldızı Leticia Moreno ve akordeon sanatçısı Richard Galliano, Zürih Oda Orkestrası eşliğinde İş Sanat sahnesinde buluşuyor. 9 Ocak akşamı gerçekleşecek konser öncesi Moreno ile sohbet ettik
- Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Sanatla iç içe büyüdüm. Şarkı söylüyor, piyano çalıyordum. Hayatımda sadece müzik de yoktu. Baleye gittim, resim ve heykel dersleri aldım. Hatta bunların dışında bir de ata biniyordum. Babam atları çok severdi, bu sevgi ondan bana geçti. Sonrasında da müzik hayatımın merkezi haline geldi.
Farklı müzik aletlerini denedim, her birini çalabilmek benim için ayrı bir meydan okuma gibiydi, zaten sanırım müziğin en çok bu yanını seviyorum. Yıllarca emek verip, sonunda kendi tarzınızı ve sesinizi yakalamak adeta bir ödül.
- Bir dönem, İspanyol bestecilerin keman için bestelediği eserleri araştırıyordunuz. Bu merak nasıl başladı?
- Bach, Mozart, Beethoven, Tchaikovsky gibi fenomenlerden bugünün modern bestecilerine kadar baktığımda çok fazla İspanyol besteci olmadığının farkına vardım. Repertuvarımda İspanyol bestecilerin eserlerinin olmadığını fark ettim. Hâlâ da devam ediyorum, gün yüzüne çıkmamış birçok eser olduğuna inanıyorum.
- İspanyol besteci Francisco Lara'nın da size adadığı bir eseri var Capriccio for Leticia...
- Evet... Lara ve Luis Greco benim için birer konçerto yazdılar. Bir bestecinin sizi düşünerek bir şeyler yazması çok değerli. Böyle bir sanatsal üretime esin olmak tarifsiz bir his.
- Kariyerinizin dönüm noktası ne?
- Her yeni gün bir şeyler keşfettiğimize inananlardanım. Viyana'daki Musikverein ya da Barcelona'daki Palau de la Musica gibi harika salonlarda konser verdim. Bu deneyimlerin hepsi bana çok şey kattı. İlk albümüm ve 2012 yılında ECHO Yükselen Yıldız ödülüne layık görülmem kariyerimdeki en önemli gelişmelerdi sanıyorum.
- Daha önce Türkiye'ye gelmiştiniz. Nasıl anımsıyorsunuz?
- İstanbul çok etkileyici bir şehir. Birçok kültürü barındırıyor, bu anlamda dünyanın en zengin şehirlerinden bence. Konumu da çok kıymetli ve özel. Tekrar geleceğim için çok mutluyum.
- UNICEF ile de bir projeniz oldu...
- Evet! Mesela o da bana çok iyi gelen bir projeydi. Müziğimizle ve performanslarımızla çocuk haklarına dikkat çekmeye çalıştık, farklı ülkelerde konferanslar düzenledik. Müziğin daha iyi bir dünya için açamayacağı bir kapı olmadığına inanıyorum.
- Gelecek için hayalleriniz neler?
- Mutlu olduğum bir hayat yaşamak ve müzisyen dostlarımla keyif aldığım projeler gerçekleştirmek.
OĞLUMLA ZAMAN GEÇİRMEYE BAYILIYORUM
- Yoğun bir turne programınız var. Vaktiniz olduğunda neler yapıyorsunuz? Nelerden beslenirsiniz?
- Kitap okumayı çok seviyorum, müze gezmeyi... Doğada zaman geçirmeyi, yürüyüş yapmayı... Oğlumla zaman geçirmeye bayılıyorum. Ondan çok şey öğreniyorum. Yaşama çok daha geniş bir pencereden bakmamı sağlıyor. Bir de hayatta iyi ya da kötü her şeyden esin bulabileceğimize inanıyorum. Bazen büyük felaketler de ortaya çok etkileyici yaratımlar koymayı sağlayabilir. Shostokovich'in Keman Konçertosu'nu düşünün mesela... Savaş ve buhran döneminde yazıyor...
Barok, klasik, romantik dönem eserlerin yanı sıra caz, folk, pop gibi farklı türleri de kapsayan konser programlarıyla adından söz ettiren Zürih Oda Orkestrası'nın eşlik edeceği konserde Moreno ve Galliano, Bach'tan Piazzolla'ya uzanan renkli bir repertuvar seslendirilecek. Konser 9 Ocak akşamı saat 20.30'da gerçekleşecek.
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut