18. yüzyıl Viyana’sına yolculuk

Festival Strings Lucerne 60 yılı aşan tarihiyle Avrupa'nın en seçkin oda orkestralarından biri. 1956 yılında kurulan topluluk, tarihi boyunca Jean Françaix, Frank Martin, Bohuslav Martinu, Sandor Veress, Iannis Xenakis, Krzysztof Penderecki, Klaus Huber, Peter Ruzicka, Beat Furrer gibi bestecilere ait 100'den fazla eserin galasını gerçekleştirdi. 2012 yılından bu yana Daniel Dodds'un sanat direktörlüğünde çalışmalarına devam eden Festival Strings Lucerne, baroktan çağdaş eserlere uzanan geniş repertuvarıyla biliniyor. Konserde Festival Strings Lucerne'in eşlik edeceği sanatçı kusursuz tekniğiyle dikkat çeken, Leipzig Müzik ve Tiyatro Üniversitesi'nde keman profesörü olan Carolin Widmann. Widmann 2006 Alman Kayıt Eleştirmenleri Derneği - Eleştirmenlerin Seçimi Ödülü ve 2013 Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri-Yılın Müzisyeni Ödülü'nün de sahibi... Mozart, Salieri ve Mendelssohn'dan eserlerin seslendirileceği konser, 27 Şubat 2018, Salı akşamı saat 20.30'da.
- Festival Strings Lucerne 60 yıllık tarihiyle Avrupa'nın ve İsviçre'nin en köklü oda topluluklarından... Orkestrayı bu kadar özel ve başarılı kılan ne?
- Bence Festival Strings Lucerne'i başarılı kılan faktörlerden biri değişen zamanlara ayak uydurabilmesi. Festival Strings Lucerne'in temelleri seçkin bir yaylı orkestra kurma fikriyle Rudolf Baumgartner tarafından atılıyor. Baumgartner sonrasında orkestrayı da yönetiyor. Orkestranın bir sonraki sanat direktörü Achim Fiedler da aynı hedefleri sürdürüyor. Bu orkestranın san at direktörü olarak çalışmaya başladığımda da şunu fark ettim. Festival Strings, şefsiz çaldıkları tüm konserlerde de o kendine özgü tarzı koruyor. Her müzisyen kendi sorumluluğunun bilincinde... Orkestranın şefsiz çalıyor olması izleyiciler için de farklı ve heyecan verici bir deneyim. Seyirci sahnede birbiriyle aktif ilişki kuran, nefes alışından, hareketinden birbirini anlayan müzisyenler izliyor. Bu tıpkı kuşların gökyüzünde uyum içinde süzülmesi gibi... Orada da onları yöneten biri yok ama müthiş bir birliktelikle ve rotadan çıkmadan uçabiliyorlar.
- Orkestranın baroktan klasik eserlere ve modern bestelere uzanan çok geniş bir repertuvarı var. Şimdiye kadar 100'den fazla eserin de prömiyerini gerçekleştirdi. Bu çok yönlülük orkestranın sound'unu nasıl etkiliyor?
- Festival Strings Lucerne, 1950'li yıllarda Rudolf Baumgartner ve öğretmeni, mentoru Viyanalı ünlü keman sanatçısı Wolfgang Schneiderhan tarafından kuruldu. Dolayısıyla orkestra daha kuruluş aşamasından itibaren çok güçlü bir Viyana kültürü etkisindeydi. Orkestranın tınısında onu bugünlere taşıyan bir karizma ve sıcaklık var. Özündeki bu uyum, müzikalite ve yorum gücü, her biri birbirinden yetenekli müzisyenlerle doğal bir anlatım kazanıyor ve dinleyiciyi sarıyor.

TÜRKİYE'DE KİTLE BİLİNÇLİ
- İstanbul konserinizle ilgili duygularınızı paylaşır mısınız? Ünlü Alman kemancı Carolin Widmann ile gerçekleştireceğiniz müzikal işbirliği için neler söylemek istersiniz?
- İstanbul'da çalacağımız için çok heyecanlıyız. Ben kişisel olarak da İstanbul'u ve Türkiye'deki dinleyicileri çok seviyorum zaten. Çok katılımcı ve bilinçli bir dinleyici kitlesi var. Carolin Widmann ile ilk kez çalacağız. Ve bu ilkin İstanbul'da gerçekleşecek olması bizi daha da heyecanlandırıyor. -
Orkestranın kendi konser serileri de oluyor, ayrıca Lucerne Festivali'nin de konuklarındansınız. Orkestranın kendi müzikal aktivitelerinden de bahseder misiniz?
- Festival Strings Lucerne, 2017 yılında Hamburg'daki Elbphilharmonie'de çalan İsviçreli ilk topluluktu. Mozart ve Beethoven'ın senfonilerini seslendirdik. Sanat direktörlüğünü üstlendiğim zamandan bu yana orkestranın repertuvarını biraz daha genişleterek oda müziği eserlerinin yanı sıra Mozart, Beethoven, Mendelssohn ve Sibelius gibi bestecilerin senfonik eserlerine de yer verme gayreti içindeyiz. Yine prömiyerini gerçekleştirdiğimiz eserlerin sayısını da artırmayı hedefliyoruz. Örneğin İsviçre'deki Alp Dağları'nın altındaki dünyanın en uzun tüneli olarak bilinen NEAT tünelinin açılışında yeni bir eser seslendirdik. Festival Strings Lucerne kaliteli bir oda müziği topluluğunun olmasının yanı sıra yenilikçi yaklaşımı ve köklerinden aldığı kültürle de klasikten modern eserlere, senfonik bestelere uzanan repertuvarıyla kendini çok yönlü konumlandırabilen bir topluluk.