Baklava ve fıstıktan sonra şimdi de Antep mizahı

Gaziantep yemeğiyle, kültürüyle, diğer yörelerden daha değişik ağzıyla zannediyorum bu toprakların en nevi şahsına münhasır kentlerinden biridir. Serde Anteplilik olduğu için demiyorum, hakikaten öyle. Zaten bu tespitin doğruluğunu ömründe yolu bir kez Gaziantep'e düşmüş olanlar şu anda kafalarını sallayarak onaylar durumdalardır, eminim. İşte bu özgün kentin yıllardır en az kendisi kadar da özgün bir tiyatro topluluğu var: Çeled Uşaglar. Antepçe'de 'çeled' afacan, yerinde duramayan, hazır cevap demek. 'Uşag' ise tahmin edeceğiniz üzere ufak çocuk manasında kullanılıyor genellikle. Topluluğun ismi böylesi bir tamlamadan oluşuyor. Gaziantepli olmayanın ilk başta anlamakta güçlük çekeceği bir mizah anlayışı var ekibin. Çünkü çıkış noktaları direkt Antep insanının günlük yaşamı ve davranışları üzerine kurulu. Pek tabii ki koyu bir Antep ağzıyla... Çeled Uşaglar, 2009'dan bu yana birçok tiyatro oyunu sahnelediler, şehir genelinde birçok genci oyuncu kadrolarına kattılar, çok tanınıp sevildiler. Şimdi ise başka bir mecrada sınav vermek üzereler, beyazperdede... Üstelik bu kez başrolde onlara Ivana Sert de eşlik ediyor. Çeled Uşaglar'ın kurucularından Orhan Uslu ile konuştuk. Ekibin bir araya gelme öyküsünü, şehirdeki tanınırlıklarını, filmleri Antep Fıstığı'nı ve sinemada olası bir Antep komedileri furyasını iki Antepli masaya yatırdık. Uslu gelinen süreçte 'Gaziantep'te bir oyuncu ordusu oluşturduk, buradan dünyaya anlatacak çok hikayemiz var' diyor.

- Bu topluluk nasıl bir fikirle bir araya geldi?
- Hep hayalimdi Gaziantep'te bir tiyatro okulu kurmak, bunun için çevremdeki arkadaşlara söyledim bu isteğimi, sağ olsun onlar da destek oldular. Sosyal medyadan duyuru yaptık oyuncu olmak isteyen bize ulaşsın diye, birçok kişi başvurdu, başvuran kişilere önce tiyatro eğitimi verdim ve yetiştirdim. Tek amacımız sadece tiyatro yapmak değildi tabii, Gaziantep kültürünü ayakta tutmaktı.

- Ekip kaç kişiden oluşuyor, kimler yazıp çiziyor kimler oynuyor?
- Ekibimizin oyuncu kadrosu 30-40 kişi arasında değişiyor, ancak 2009 yılından beri eğitim verdiğimiz oyuncu sayısı 2 bin 600 civarında. Bu kişilerin arasından başarılı olanları dönem dönem oyunlarımızda değerlendiriyoruz. Galiba farkında olmadan Gaziantep'te bir oyuncu ordusu oluşturduk. Oyunların tamamını da kendim yazdım ve yönettim.

- Hangi işlerinizle dikkat çekmeye başladınız? İlk tepkiler nasıldı?
- Sahnelediğimiz ilk oyunda dikkat çekmeye başladık. Oyun sosyal medyaya düşünce bir anda patladı. Aslında Çeled Uşaglar da ilk oyunumuzun ismiydi. Sonra şehir bize bu isimle hitap etmeye başladı, bizler de bu adı benimsedik. Tepkiler çok güzel, bizi gören herkes bağrına basıyor ve sanki ailelerinin bir parçasıymışız gibi davranıyorlar.

- Sizin için şehrin bir numaralı komedyenleri diyebilir miyiz?
- Estağfurullah, şehirde sevildiğimiz ve tanındığımız doğru, bunu hissediyoruz her yerde. Bizim amacımız ünlü olalım, star olalım değil asla olmadı da. Tek amacımız şehrimizin kültür ve sanatına hizmette bulunmak.

- Şimdi sinema filminiz de vizyona giriyor, bu fikir nasıl ortaya çıktı?
- Aslında bu fikrimiz yaklaşık dört yıldır vardı. Gaziantepliler bizlere hep bu işi ulusal platforma taşımamız konusunda baskı kuruyorlardı. Üç yıl önce filmin senaryosunu yazmıştım, senaryo elimde kapı kapı gezdim ancak destek bulamadım, sonra Rabbim değerli yapımcımız Meral Ay'ı çıkardı karşımıza, çektik.

- Filmin konusundan biraz bahseder misiniz?
- Film, babası yıllar önce Almanya'ya giden ve daha önce hiç Gaziantep'e gelmemiş bir gurbetçi kızın (Ivana Sert) Gaziantep'e mirasını almak için gelmesini ve şehirde başından geçen komik olayları anlatıyor. Daha sonra bu kızımızla benim canlandırdığım Hayri karakteri arasında da bir aşk doğuyor.

NE DEDİĞİNİ ANLAMIYORUM

- Ivana Sert'in tepkisi ne oldu siz teklif götürünce?
- Önce senaryoyu istedi, biz de gönderdik ve okuduktan sonra hemen kabul etti.
- Antep ağzını duyunca tuhafına gitti mi?
- O, Antep ağzı konuşmuyor zaten filmde, bazen çat pat atıyor ağzından o kadar. Ama konuşunca da çok yakışıyor kendisine, zaten sempatik, o zaman daha da sempatik oluyor. (gülüyor) Ben ise normalde de Antep ağzı konuşan biriyim. O yüzden çekimler esnasında bana sürekli "Ben senin ne dediğini hiç anlamıyorum" diyordu.

- Bir dönem Karadeniz filmleri revaçtaydı, sonra İç Anadolu, Ege ve Trakya öyküleri takip etti. Sizinle de beraber bir Antep furyası başlar mı?
- Bu zamana kadar Gaziantep dizisi, filmi adı altında çekilen hiçbir proje bizi yansıtmıyordu. Bu da biz Gazianteplileri çok üzüyordu, Türk seyircisi ilk defa orijinal Gaziantep kültürünü, ağzını bu filmde görecek. Gaziantep furyasının başlaması için dua ediyoruz, inşallah başlar.

- Yerelden ulusal alana sıçrama şansınız var, ne dersiniz bunu başarabilir misiniz?
- Bilmiyorum, İstanbul'da ve ulusal platformda çok büyük sanatçılar var, bizlerin onlarla yarışması çok zor bence. Başarır mıyız, başaramaz mıyız bunu da zaman gösterir, ben ekibime güveniyorum, Türk mizah hayatına yeni bir soluk getirebiliriz. Çünkü Gaziantep'ten dünyaya anlatacağımız çok hikâyemiz var bizim.

ANTEPÇE BEŞ KELİME
- Antep insanı komik midir, nasıl tanımlarsınız bir Antepliyi?
- Evet, biz Gaziantepliler olarak gülmeyi, eğlenmeyi, şakalaşmayı seven insanlarız, belki bu yüzden bizleri çok sevdiler. Gaziantepliyi zaten tanımlamaya gerek yok her ortamda kendini belli eder, sempatikliği, hazırcevaplığı, yemeye içmeye olan düşkünlüğü, vatan ve bayrak sevgisi, misafirperverliği ile...

- Peki, Antepçe'den insanların pek bilmediği 5 kelime söylemenizi rica etsek?
- Tabii ki... Angasleg (bilerek), şıhıg (gelincik), yılıdmag (aralamak), süllüm (merdiven), yidmeg (kaybolmak), depig (tekme), sıypmag (kayak yapmak).