Son Güncelleme: Pazar 25.02.2018
Zaman makinesine tek yönlü bilet
Geleceğe Dönüş’ten, Doktor Who’ya, Yıldızlararası’ndan Arif V 216’ya pek çok filmde zamanda yolculuk yapılıyor. Peki insanların hayal gücünü tetikleyen bu yolculuğu yapmak mümkün mü? Cevap evet. Ama bu tek yönlü bir yolculuk!
ZAMAN FARKLI HIZLARDA AKAR
Görelilik kuramlarına göre zaman, farklı koşullardaki gözlemciler için farklı hızlarda akabilir. Örneğin siz sabitken size göre hareket eden bir cisimde zaman daha yavaş geçer. Bu, düşük hızlarda fark edilmeyecek kadar küçük bir farktır. Ancak hız farkı, ışık hızına yaklaştıkça bu etki gözle görülür büyüklüklere ulaşır. Bu olgu, zamanın kısalması olarak bilinir ve deneysel olarak gösterilmiştir. Zamanın kısalması kullanılarak kolayca geleceğe yolculuk edilebilir. Söz gelimi 2018 yılında, 20 yaşında bir astronotun ışığın yüzde 99.5'i kadar hızla hareket eden bir uzay gemisi ile beş yıl sürecek bir yolculuğa çıktığını varsayalım. Astronot Dünya'ya 25 yaşında dönecektir. Ancak Dünya 2023 değil, 2068 yılında olacaktır. Böylece astronot 50 yıl geleceğe yolculuk yapmış olacaktır. İlkokulu beraber okuduğu akranları, 70 yaşında olacaklardır. Daha yüksek hızlara çıkarak astronotun daha uzak geleceğe yolculuk etmesi de mümkündür. 1968 yapımı ünlü Maymunlar Gezegeni filmi, tam da böyle bir zamanda yolculuk fikri üstüne kuruludur.
GELECEK İŞİ TAMAM!
Zamanın akışını etkileyen tek unsur hız değildir. Kütleçekimi de uzay-zamanı bükerek zamanın akışını değiştirir. Kütleçekimi arttıkça zaman yavaşlar. Uydulara göre bizim geleceğe yolculuk etmemizin sebebi de tam olarak budur. Dünya yüzeyinde kütleçekimi, uzaya kıyasla çok daha yüksektir. Bundan dolayı Dünya yüzeyinde zaman, boş uzaya göre daha yavaş geçer. Dünya'nın kütlesi çok büyük olmadığı için bu yavaşlama ancak atom saatleri gibi çok hassas saatlerle tespit edilebilir ve pratik fark yaratan bir zamanda yolculuk yapılamaz. Ancak, nötron yıldızları ya da kara delikler gibi kütleçekiminin yüksek olduğu bir yere yolculuk ederek, gözle görülür şekilde zamanın yavaşlaması sağlanabilir. Böyle bir ortama girip çıkan bir uzay gemisi, asırlar hatta belki milyonlarca yıl geleceğe yolculuk edebilir. Yıldızlararası filminde gerçekleşen zaman yolculuğu tam da bu türden bir zaman yolculuğuydu.
GEÇMİŞE YOLCULUK TARTIŞMALI
Peki, geçmişe yolculuk mümkün mü? Bu sorunun cevabı ilk soru gibi net değil. Görelilik denklemlerinin geçmişe yolculuğa izin veren çözümleri mevcut. Ancak bu çözümlere izin veren koşulların fiziksel olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği tartışma konusu. Eğer ışık hızından hızlı hareket edilebilirse, özel görelilik denklemlerine göre zaman geçmişe doğru akmaya başlar ve kişi geçmişe yolculuk eder. Ancak yine Görelilik kuramına göre hiçbir kütleli cisim ışık hızına ulaşamaz, dolayısıyla ışık hızını geçmek pek mümkün görünmemektedir. Geçmişe yolculuğa izin verebilecek bir başka fiziksel sistem, solucan deliği olarak bilinen uzay-zaman köprüleri. Bunlar Einstein denklemlerinin izin verdiği, girişi uzay-zamanda bir noktada, çıkışı başka bir uzay-zaman noktasında olan tüneller olarak düşünülebilirler. Solucan delikleri oluşturabilirsek geçmişte dilediğimiz zaman ve mekana yolculuk etmemiz mümkün. Ancak böyle zaman koridorları oluşturmak için, egzotik madde olarak bilinen negatif enerjili maddeye sahip olmamız lazım. Şimdilik böyle bir madde bilmiyoruz. Geçmişe yolculuğu mümkün kılabilecek bir diğer yapı da Frank Tipler'in ortaya attığı Tipler silindiri. Tipler'in yaptığı hesaplara göre Güneş'in kütlesinin 10 katı büyüklükte, ince uzun bir silindir yapılıp, bu silindir dakikada birkaç milyar kez dönecek hıza çıkartılabilirse bir zaman makinesi yaratılabilir.
TEST ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Bu diskin etrafında spiral bir yol izleyen bir uzay gemisi, gittiği yöne bağlı olarak geçmişe ya da geleceğe yolculuk edebilir. Tipler'in hesaplarda kullandığı silindir, sonsuz uzunlukta. Ancak ona göre çok uzun ve biraz daha hızlı dönen bir silindir de zamanda yolculuğa imkân sağlayabilir. Elbette şu aşamada böyle bir silindir yaratmamız ve böyle hızlara çıkmamız çok zor, belki de imkânsız olduğu için bu iddiayı deneysel olarak test etmek mümkün değil.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
ABDURRAHMAN ES-SUFİ DÜNYANIN EĞİMİNİ HESAPLADI
Abdurrahman Es- Sufi (903-986), Orta Çağın en önemli deneyci astronomlarından olan Müslüman bilim insanıdır. Batı'da Azophi ve Azophi Arabus isimleri ile anılmıştır. Yıldızları konum, büyüklük ve renk bilgilerine göre kataloglamış, her yıldız takımını hem Dünya'ya göre hem de uzaydaki konumu uyarınca resmetmiş, kendi döneminin en gelişmiş ve ileri yıldız kataloğunu hazırlamıştır. Andromeda Galaksisi ve Büyük Macellan Bulutu'ndan bahseden ilk astronomdur; yaptığı gözlemler hayranlık uyandıracak derecede doğrudur. 123,5 cm çaplı bir halka kullanarak Dünya'nın eğimini 23 derece 33 dakika 45 saniye olarak hesaplamıştır. Ay'da bir krater ile 12621 kodlu cüce gezegen Es-Sufi'nin ismini taşımaktadır. Es-Sufi 13. ve 16. yüzyıllar arasında Batı astronomisinde en etkili olan birkaç isimden biridir.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
BİLİMSEL BİLMECELER
Not: Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ
SÖZLER :
"Kusuru olmayan kimse yoktur; kendi kusurunu araştıranın, başkalarının kusuruyla uğraşmaya zamanı kalmaz." İbn Hazm
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
EN SON HABERLER
- 1 Ülkeler, TikTok’a karşı harekete geçti
- 2 Hep mutlu olmak zorunda değiliz
- 3 Sevgiliye ulaşmak için ses ve söze ihtiyaç var
- 4 Bu okullarda anne-baba adayları eğitiliyor
- 5 Boğaz’da kürek keyfi kabus olmasın
- 6 Aykırı bir ikon
- 7 Evde akıllı cihazlara yer açın güvenliği de ihmal etmeyin
- 8 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 9 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 10 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut