Yoksul olmak ahlaklı olmaya engel değil ki?

Adana'nın Seyhan ilçesinde A. E., bir esnafın bisikletini çalıyor. Sonra da caddelerde cirit atıyor. Yorulunca bisikletten inip elini yüzünü yıkamak için camiye giriyor. Bisikletten inmesiyle bir başka hırsızın bisikleti çalması bir oluyor. A. E. sinirlenip polise başvuruyor. Sorgusundaki çelişkili ifadelerden polis şüpheleniyor ve A. E. suçunu itiraf etmek zorunda kalıyor. Sonra da herkesi hayretler içerisinde bırakan şu cümle dökülüyor ağzından: "Camide hırsızlık olur mu? Memlekette namuslu adam kalmamış."
Elbette memlekette namuslu ve iyi insanlar var. Mesela Düzceli Ergin Verep. Düzce Belediyesi'nde temizlik görevlisi olarak çalışan 38 yaşındaki Ergin Bey, iki hafta önce bulduğu para ve altın dolu çantayı içini dahi açmadan polise teslim etti ve çantanın sahibine ulaşmasını sağladı...
İşte o namuslu ve iyi insanla tanışmak ve hikayesini dinlemek için İstanbul'dan yola çıkıyoruz. Çünkü kötü örneklerin hep öne çıkarılıp iyi örneklerin gölgelendiği bir iklimde onun hikayesiyle kötülük her yerde algısına da meydan okumak istiyoruz.
Düzce'ye gittiğimizde Ergin Bey'i elinde süpürgesi işini yaparken buluyoruz. İşi bitince çay söyleyip başlıyoruz konuşmaya. İlk önce o günün hikayesini anlatmaya başlıyor: "Düzce Valiliği önünde görevlendirilmiştim. Yerleri süpürürken bir bankın yanında bir çanta gördüm. Ağırlığına baktım. İçinde değerli bir şeyler olduğunu anladım. Ama açıp bakmadım. Çünkü sorumluluğunu almak istemedim. Hemen amirlerimi arayayım dedim. Baktım kontörüm yok. Arayamadım... Elimde çanta bakınırken polisleri gördüm. Çantayı götürüp polislere teslim ettim. Onlar açtılar çantayı. İçinde para ve altınlar vardı."
YOKSULLUK YAKAMI BIRAKMADI
Çantanın içinden 15 bin TL para, 20 çeyrek altın ve 20 cumhuriyet altını çıkıyor. Yaklaşık 42 bin TL değerinde bir kayıp...
Çantayı polislere teslim ettikten sonra Ergin Bey işinin başına dönüyor. Çok geçmeden 25 yaşlarında bir genç kız geliyor ve çantayı aranmaya başlıyor. Ergin Bey çantayı bulduğunu ve polise teslim ettiğini söylüyor. Genç kız da hemen polise gidiyor ve çantayı teslim alıyor.
Çantanın hikayesi de ilginç... Meğer genç kız, annesiyle alışverişe çıkmış... Evdeki tüm birikimlerini de ola ki evlerine hırsız girer diye önlem olarak yanlarına almışlar. Yani o çantada bir ailenin yıllarca kıt kanaat biriktirdikleri varmış.
Düzce'de bu olay kulaktan kulağa yayılıyor. Belediye Başkanı Dursun Ay durumdan haberdar olunca hemen Ergin Bey'i bulup tebrik ediyor. Bir yıllık evli olan Ergin Bey'in yaklaşık 12 bin TL borcu olduğunu öğrenince borcun ödenmesini sağlıyor. Bir maaş ikramiye sözü veriyor bir de Ergin Bey ve eşi Elmas Hanım'a beş yıldızlı bir otelde bir hafta sonu tatil hediye ediyor.
Belediye Başkanı Ay "Elbette Ergin kardeşimiz doğru olanı yaptı. Bizler bu tür doğru hareketleri mükafatlandırmalıyız ki, insanlar iyiliğin, doğruluğun ne kadar kıymetli olduğunu anlasınlar" diyor.
Ergin Bey'e "Çok borcun varmış çantayı almak hiç içinden geçmedi mi?" diye soruyorum. Gülüyor, "Hep bunu soruyor arkadaşlar" dedikten sonra başlıyor anlatmaya: "Biz hep yoksulduk, bu yüzden ilkokuldan sonra okuyamadım. Meslek de yoktu. Kimi zaman inşaatlarda çalıştım, kimi zaman başka işlerde ve yoksulluk hiç yakamı bırakmadı."
KENDİ HALİNDE BİR İNSANIM
"Çok mu çektin bu yoksulluktan" diyorum, "Ah abi anlatsam dağ olur" dedikten sonra çayından bir yudum alıp "Ama" diyor "Yoksul olmak ahlaklı ve dürüst olmaya engel değil ki."
Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu Ergin Bey. Babası yıllar önce Almanya'ya giden işçilerimizden. Bunun için Ergin Bey de Almanya'da doğmuş. Fakat o daha bebekken babası Türkiye'ye kesin dönüş yapmış. Babasını anlatırken biraz duygulanıyor, iç geçiriyor "Rahmetli babam" dedikten sonra sesi titriyor sonra devam ediyor: "Haram yemeyin, düşenin elinden tutun diye hep nasihat verirdi bize. Bunun için hiçbir zaman haram para geçmedi bizim boğazımızdan. Zaten o parayı alsaydım illaki bir yerlerden çıkardı."
Asgari ücretin biraz üstünde maaşı var Ergin Bey'in. Altı yıl önce taşeron işçi olarak belediyede çalışmaya başlamış. Son düzenleme ile kadroya geçmiş. "Halimden memnunum, bir yıllık evliyim. Çalışıp kendi halinde yaşayan bir insanım" diyor.
İYİLER HEP GALİP GELİR
Ergin Bey şu aralar Düzce'nin popüler yüzü. Her gören selam veriyor. Ama o her şeye rağmen yaptığının normal bir şey olduğunu düşünüyor. "Haberlere konu olmamı da çok anlamadım açıkçası" diyor. "Öyle de, dolandırıcılık, üçkağıtçılık aldı başını gidiyor artık. Onun için senin yaptığın çok önemli" diyorum.
"Zaten" diyor "Annem ve abilerim olaydan haberdar olunca beni tebrik ettiler. Annem gururlanıp ağlayınca yaptığımın insanlara sıra dışı geldiğini anladım." Düşünüyor... "Tamam, belki herkes benim yaptığımı yapmayabilirdi" diyor.
EKMEĞİMİZİ KAZANIYORUZ
Ergin Bey, fotoğraf çekerken "Durun size bir Kemal Sunal pozu vereyim" deyince "Çöpçüler Kralı filmini sever miydiniz?" diye soruyorum. "Çok severim, her izlediğimde gülerim" diye cevap veriyor, sonra da "Zaten Kemal Sunal çok şey anlatır filmlerinde. Mesela Çöpçüler Kralı'nda insanların temizlik görevlilerine bakışını çok güzel dile getiriyor. İşin aslı o bakış değişmedi. Buna içten içe üzülüyorum. Oysa biz alın terimizle ekmeğimizi kazanıyoruz" diyor.