Pazar 03.06.2018
Son Güncelleme: Cumartesi 02.06.2018

Kaderin değil, kendi seçimin

Sporun belki de en kadim polemik konusudur, ikinciliğin başarı olup olmadığı. Euroleague finalinde Fenerbahçe Doğuş, futbolda bir kez daha ikincilikle yetinen Fenerbahçe ve Şampiyonlar Ligi finalini trajik biçimde kaybeden Liverpool sayesinde, tartışmanın ateşi yeniden harlandı son günlerde. Peki, ikinciler gerçekten de "kaybedenlerin birincisi" midir? Yoksa kıl payı ikincilik de yeterli bir başarı mıdır?
Liverpool'u daha düşük bütçeli ve görece daha zayıf bir kadroyla finale taşıyan, en iyi oyuncusu sakatlanıp kalecisi de kamera şakası gibi hatalar yapan ve kupayı kaptıran Klopp'a göre "Bundan 10 yıl sonra insanlar Liverpool'un nasıl kaybettiğini sadece Real Madrid'in kazandığını hatırlayacaklar." İkinciliğin belki de en büyük sorunu bu zaten: Unutulmak...

***

Her ikincilik de aynı değil tabii. Kime kaybettiğiniz ve nasıl kaybettiğiniz de ikinciliğinizin 'derecesini' ortaya koyuyor bir anlamda. Ama kesin olan bir şey varsa, iri kıyım bir sportif mucizeye imza atıp finale kadar gelmiş de olsanız, tarih ikincileri 'kaybeden' olarak yazıyor. Misal Leicester City son düzlükte şampiyonluğu kaptırsaydı, başarıları birkaç gün alkışlanacak ama kitaplar onların peri masalını yazmayacaktı. Enin sonunda unutulacaklardı.
İkinciliği özel kılabilecek, biraz olsun durumu kurtarabilecek bir şey varsa o da "bir amaca hizmet etmesi." Misal futbolda Şampiyonlar Ligi biletini getirmesi gibi. Ya da Fenerbahçe'nin baskette son üç yılda bir şampiyonluğun yanında aldığı iki ikinciliğin, Avrupa basketbolunda bir marka olmalarını sağlaması gibi. Ancak unutmamak lazım ki o ikincilikleri anlamlı kılan, markalaşmayı pekiştiren de gelen tek şampiyonluk. Üstelik play-off maçlarında Fenerli basketbolcuların konsantrasyon kaybı ve yüzlerindeki ifade gösteriyor ki bizzat o başarıyı yakalayanlar dahi ikincilikle avunamıyor. Çünkü "kazanan" karakterli hiçbir sporcu için final bir teselli olamıyor. Zaten o yüzden finaller tarihini Maradona gibi, Baggio gibi efsanelerin gözyaşları süslüyor.

***

İkinciliği en tehlikeli kılansa, kronik başarısızlığı ve yetersizliklerini örtmek isteyenler için bir kılıf haline gelmesi. Zira uluslararası rekabet başka tabii ama kendi sınırları içinde bir büyük takım için ikincilik olsa olsa 'kaybedenlerin birincisi olmak'tır. Net bir başarısızlıktır. Bir teselli değil bir bahanedir. Hiç bir gerçek büyük ikincilikle övünmez, yetinmez. Son düzlükte kaybetmeyi alışkanlık haline getirenler, zamanla kazanmayı da unutur. Tıpkı Arsenal gibi. Ve sürekli kaybetmekle de büyüklük kol kola yürümez.

***

Bugün Ali Koç'la Aziz Yıldırım arasında bir tercih yapmak için sandığa gidecek F.Bahçeliler de sadece iki adayı değil iki vizyonu oylayacak. İkinciliğe mahkûm, ikincilikleri allayıp pullayan ve başarısızlıklara kılıf uyduran bir vizyonla, "taze kan ve başarıyı getirecek mekanizmayı tasarlama" vizyonu arasında seçim yapacaklar.

Ya yeşil saha ve parkeden sonra sandıkta da 'finalde' kaybedecekler ya da bu defa ikinciliğe razı gelmeyip kulüplerinin kaderini yeniden çizecekler. Ne de olsa kaybetmek bir kader değil bir seçimdir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.