Son Güncelleme: Cumartesi 07.07.2018
Mezopotamya’yı 2 bin yıldır şarj eden piller
Alman arkeolog Wilhelm König’in 1930’larda Irak Ulusal Müzesi’nde rastladığı nesneler türlü iddiaları da beraberinde getirdi. Bu 2 bin yıllık nesneler insanlık tarihinin ilk pilleri miydi, çok önemli papirüslerin saklandığı kaplar mıydı yoksa zamanlar arası seyahatlerde bulunan uzaylıların mı bir armağını mıydı? Hakikaten Mezopotamya’da 2 bin yıl önce elektrik kullanmaya başlanmış olabilir miydi acaba?
ARKEOLOJİK VERİLER DESTEKLEMİYOR
Peki, antik uzaylı teoricileri haklı mıydı? 2 bin yıl önce var olan bir medeniyet neden pil üretti? Bu pilleri hangi amaçla kullandı? Mezopotamya'da 2 bin yıl önce elektrik kullanılıyor muydu? König, Daniken ve benzerlerinin fantastik teorisini paylaşmıyordu. O, her ne kadar bu nesnelerin pil olduğunu iddia etse de, pillerin ampullere güç vermekte ya da antik elektronik cihazlarda kullanıldığını düşünmüyordu. O, bu antik toplumun pillerin galvanik yöntemlerle gümüşü altınla kaplamada, yani mücevher üretiminde kullanıldığını düşünüyordu. Galvanik yöntemin keşfi, önemli teknolojik bir ilerleme olsa bile açıklama için uzaylılara atıf yapmayı gerektirmiyor. Üstelik çoğu modern arkeolog, nesnelerin Part İmparatorluğu dönemine değil, aynı stilde kil kaplar üreten Sasaniler dönemine ait olduğu kanaatinde. Bu da killerin M.S. 224-650 arasında tarihlendirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Ancak neredeyse bütün modern Ortadoğu tarihçileri König'in yanıldığı ve Bağdat pili olarak anılan nesnelerin aslında pil olmadığı kanaatindeler. Birincisi, bölgede bulunan mücevherler incelendiği zaman, bunların galvanik yöntemle değil, ateşte yaldızlama olarak bilinen yöntemle altın kaplandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla diğer arkeolojik bulgular König'in iddiasını desteklememektedir. Peki, König'in iddiası muhtemelen doğru değilse, Bağdat pilleri antik uzaylı teoricilerin iddia ettiği gibi elektronik eşyalar ya da aydınlatmada kullanılıyor olamaz mı? Bu iddia da diğer arkeolojik verilerle desteklenmemektedir. Bölgede yapılan kazılarda elektriği iletmekte kullanılacak bakır ya da başka bir iletken tel bulunamadı. Dahası herhangi bir elektronik cihazın izine de rastlanmadı. Elektrik kullanan bir toplumun geriye kil kaptan yapılma pillerden daha fazlasını bırakması gerekirdi. Dahası Part İmparatorluğu ya da Sasaniler ilkel medeniyetler değildi. Bunlar, elektrikli aydınlatma ya da elektronik nesneler kullanıyor olsalardı, mutlaka geriye bunu anlatan yazılı metinler bırakırlardı. En kötü ihtimalle çok güçlü bir yazı kültürüne sahip Romalılar, Partlarla savaşırken elektrik kullanımını fark eder ve bu durumu rapor ederlerdi. Dolayısıyla Partların uzaylılardan alınma üstün bir elektrik teknolojisine sahip olduğu iddiası, en ufak bir arkeolojik desteği olmayan en üst derecede bir spekülasyondur.
PİLLER ORTADAN KAYBOLDU
Dahası bu nesneler, yapıları gereği pile benzememektedirler zira ağızları katranla kapatılmıştır. Dolayısıyla bu nesneyi bir iletkene bağlayıp pil olarak kullanmak mümkün değildir. Bu nesneler pil olarak kullanılacaklarsa mevcut yapıları değiştirilmelidir. Diğer taraftan pil olarak kullanılsalar bile ancak 1 V civarı zayıf bir voltaj üretebilirler, bu zayıf voltajla bir elektronik cihazı ya da ampulü çalıştırmaları mümkün değildir. Peki, pil değillerse bu ilginç cisimler neydi? Bunlar, muhtemelen önemli papirüslerin saklanılmasında kullanılan kaplardı. Bölgede bulunan bir başka önemli antik şehir olan Seleucia'da Bağdat pillerine benzer papirüs saklanmakta kullanılan kaplar bulunmuştur. Dahası papirüs çürüdüğü zaman kabın içinde asidik bir ortam oluşmasını sağlamış olabilir. Dolayısıyla çoğu arkeoloğa göre bu gizemli cisimlerin kap olduğu iddiası, pil oldukları iddiasından çok daha makul. Ancak bu cisimlerin niye kullanıldığını belki de hiç bilemeyeceğiz. Zira 2003 yılında Bağdat'ın ABD işgali sırasındaki kargaşada müzenin yağmalanması sonucunda Bağdat pilleri ortadan kayboldu.
BİLİM TARİHİNDEN NOTLAR
Sofra düzeninin mucidi: Ziryab
?
Yemeklerde önce çorba, sonra ana yemek, son olarak da tatlı servisi yapılır. Modern kültürün neredeyse evrensel bir parçası olan bu uygulamanın kökenini hiç merak ettiniz mi? Bu uygulamanın kökeni Ziryab lakabı ile tanınan Endülüslü şair, müzisyen ve alim Ebü'l-Hasen Alî b. Nâfi'ye (789-857) dayanmaktadır. Gençliğinde köle olan Ziryab, modern yemek kültüründe iz bırakan Müslüman düşünürdür. Ziryab önce Bağdat'ta büyük bir müzisyen ve besteci olarak tanındı. Daha sonra Kurtuba'ya gitti. O zamana kadar 4 telli olan İspanyol müzik enstrümanı "Laud"a, ruhu temsilen beşinci bir tel ekleyen Ziryab'ın kurduğu müzik okulu çocuklarının da yardımı ile 300 yıl boyunca eğitim vermiştir. Bazıları bu okulu Avrupa'daki ilk müzik okulu sayar. Ancak Ziryab'ın modern dünyada bıraktığı en derin ize yemek kültürümüzde rastlamak mümkündür. Önce çorba, sonra ana yemek son olarak da tatlı sunumunu getiren ilk kişi odur. Ayrıca yemeğin masa örtüsü üstüne servis edilmesi geleneğini de o başlatmıştır. Ziryab daha şık olacağı düşüncesi ile kristal bardakları keşfetmiş ve içeceği o şekilde servis etmiştir. Ziryab ayrıca kuşkonmazı yemek kültürüne kazandıran kişidir.
?BİLİMSEL BİLMECELER
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
SÖZLER
İnsanlar zamanlarının çok kısa olduğunu unutuyorlar. Allah'ın kendilerine bir lütuf olarak verdiği bu zamanı faydalı olarak doldurma vecibesinin şuurunda değiller. Fuat Sezgin
GÜNCEL HABER EVLİLİK KALBE İYİ GELİYOR
İngiltere'deki Keele Üniversitesi tarafından yapılan geniş çaplı bir araştırma, evli olmayan bireylerin evli olanlara oranla kalp damar hastalığından hayatını kaybetme olasılığının yüzde 42, inme nedeniyle hayatını kaybetme olasılığının ise yüzde 55 daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca veriler, evli yetişkinlere kıyasla, evli olmayan yetişkinlerin koroner arter hastalığı geliştirme ihtimalinin yüzde 16, bu hastalıktan hayatlarını kaybetme ihtimalinin ise yüzde 42 daha fazla olduğunu göstermektedir. Heart dergisinde yayımlanan söz konusu araştırma daha önceden yapılmış ilgili verileri içeren 34 araştırmanın dahil edildiği toplu bir çalışmadır. Yürütülen çalışma, Avrupa, Kuzey Amerika, Ortadoğu ve Asya'dan gelen, 42 ve 77 yaşları arasındaki 2 milyon bireyin verilerini kapsamaktadır. Bu çalışma evlilik ile kalp sağlığı arasında bir ilişki olduğunu gösterse de, bekarlığın kalp hastalıklarının nedeni olduğunu göstermiyor. Bekarların daha çok sigara içmesi, daha kötü beslenmesi ya da kişinin sağlığının zaten bozuk olması sebebiyle evlenmemiş olması gibi başka faktörler de bu sonucun esas nedeni olabilir.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde