Pazar 05.08.2018

Gizemi çözülemeyen sütun

Hindistan’daki 1600 yıllık Delhi’nin Demir Sütunu’nun kim tarafından, niye yapıldığı bilinmiyor. Yüzde 98’i demir olan, yüzyıllardır paslanmayan sütun, çağını aşan nesneler arasında sayılıyor. Kimi bu sütunun uzaylıların kimi de Hintli demir ustalarının yaptığını iddia ediyor

Hindistan'ın ikinci büyük şehri Delhi'deki ünlü Kuvvet'ülİslam Camii'nin bahçesinde ilk bakışta fazla ilginç gözükmeyen bir demir sütun var. Yedi metre uzunluğunda ve altı ton ağırlığındaki bu sütun görüntü itibariyle fazla etkileyici değil. Tarihini bilmeyen biri, muhtemelen birkaç saniye bakıp yoluna devam eder. Ancak bu sütunun çok şaşırtıcı bir özelliği var.
Fazla paslanma izi göstermeyen, dolayısıyla yeni dikilmiş izlenimi veren bu sütun 1600 yıllık. İyi ama nasıl olur da bu sütun 1600 yıl boyunca paslanıp tuzla buz olmak yerine asırlarca dış koşullara maruz kalmasına rağmen bu şartlarda kalabilir? Bu yazımızda Delhi'nin Demir Sütunu ya da Aşoka Sütunu olarak bilinen bu gizemli nesneyi ele alacağız.
YOKSA BİR BAYRAK DİREĞİ Mİ?
Sütunun parçası olduğu Kuvvet'ül-İslam Camii 1192'de inşa edildi. Bugün harap halde olan camii, sütunun eski olduğu izlenimini veren tek şey. Ancak sütun, camiden de eski ve buraya sonradan getirildi. Sütun üstüne oyulan Sanskritçe yazılardan hareketle sütunun M.S. 3 ila 4. yüzyıl arasında yapıldığı düşünülmekte. Ancak sütunun tarihini M.Ö. 900'lere yani bin yıl daha geriye götürenler de var.
Sütunu kimin yaptığı kesin olarak bilinmese de üstündeki yazıtta Chandra'dan bahsedilmesi, sütunun 4. yüzyılda yaşayan Gupta İmparatoru 2. Chandragupta Vikramaditya tarafından yaptırıldığı tezini güçlendirmekte. Gupta İmparatorluğu, 3 ila 6. yüzyılın sonlarına kadar varolmuş ve en güçlü zamanında bugünkü Hindistan'ın büyük bölümüne hükmetmiş bir Hint imparatorluğu. Gupta İmparatorluğu döneminde Hint medeniyeti fizik, matematik, astronomi ve felsefede büyük ilerlemeler yaşadığı için bu dönem, Hindistan'ın Altın Çağı olarak anılır.
Hindistan Altın Çağı'nın ürünü olan bu gizemli sütunun ne amaçla inşa edildiği bilinmiyor. Yukarıda sözü edilen kral tarafından bayrak direği olarak dikildiğini düşünenler olduğu gibi, direğin devasa bir güneş saatinin parçası olduğunu düşünenler de mevcut.
Madya Pradeş'te yapıldığı düşünülen sütunun bundan bin yıl önce kim tarafından ve hangi amaçla Kuvvet'ül-İslam Camii'ne getirildiği de bilinmemekte. Ancak asıl büyük gizem 1600 yıllık bu sütunun nasıl olup da gözle görülür bir şekilde paslanmadığı? Yüzde 98'i demir olan bu sütun, nasıl oldu da çağları aşabildi?
Delhi'nin Demir Sütunu, daha önceki bir yazımızda kaleme aldığımız 2 bin yıllık analog bilgisayar Antikythera Düzeneği gibi çağını aşan nesneler arasında sayılmakta. Zira günümüz teknolojisinde bile bu şekilde asırlarca paslanmayan bir sütun inşa etmek çok zor. Hindistan'ın antik dönemdeki demir ustaları, bu paslanmaz demir sütunu inşa etmeyi nasıl başardılar?
ÜZERİNDE KORUYUCU ZAR VAR
Erich Von Daniken, 1969'da kaleme aldığı ve Türkiye'de de çoksatanlarda üzün süre yer almış Tanrıların Arabaları isimli eserinde Delhi'nin Demir Sütunu'nun paslanmamasını, çağını aşan bir teknoloji olarak yorumladı ve bu sütunun muhtemelen uzaylı ziyaretçiler tarafından inşa edildiğini iddia etti. Sütunun bu ilginç özelliğini dünya dışı bilinmeyen malzemelere bağlayanlar da var. Ancak bu teoriler saçmadır; sütunun üstündeki yazıtlar, yapılış şekli ve özellikleri, uzaylılardan çok Hintli demir ustalarını işaret ediyor. Ayrıca yüzde 98'i demir olan sütunda herhangi bir dünya dışı gizemli element de mevcut değil.
Delhi'nin Demir Sütunu, uzaylıların varlığını göstermekten çok antik demirci ustalarının yeteneklerini bize göstermekte. Ancak çoğu bilim insanına göre bu sütunun niye paslanmadığının bilimsel açıklaması mevcut. Hindistan Kanpur Teknoloji Enstitüsü'nden R. Balasubramaniam'ın yaptığı çalışmaya göre sütunun paslanmama nedeni üzerinde oluşan koruyucu zar.
Demirin yapısındaki cüruf ve indirgenmiş demir oksitlerin, metalde bulanan yüksek orandaki fosfor ile bulunduğu coğrafyada iklim koşullarının birleşmesi, bu zarın oluşumunda belirleyici rol oynamış. Demirin 1/20'sini oluşturan bu tabaka, demirin paslanmasını engellemekte.
SÜTUN MODERN İNSANA YENİK DÜŞTÜ
Söz konusu tabakanın oluşum koşulları ilginç bir ihtimali daha ortaya çıkarmakta. Belki de söz konusu tabaka bilinçli bir şekilde değil, tamamen bu koşulların şans eseri bir araya gelmesi ile oluştu. Özellikle bu koşulların oluşumunun sebebinin iklim ve fırınlarda kireç eksikliği (fosforun yüksek olmasının nedeni budur) olması, bu şüpheyi güçlendirmekte. Elbette antik demir ustaları bu şekilde işlenen demirin paslanmadığını fark edip bu tekniği bilinçli kullanmış da olabilir.
Bu sütunun tarihi gizemleri bir yana bize verebileceği bir ders daha var. 1600 yıldır paslanmayan bu sütunun alt kısımları yakın zamanda paslanmaya başladı. Sebebi mi? Turistler, yani günümüz insanı.
1997 yılından itibaren insanlardan koruma amacıyla sütunun etrafına çit çekildi. Şans getireceği iddiası ile sırtını sütuna dayayıp elleri ile arkadan sütunu kavramaya çalışan binlerce ziyaretçi sütunun koruyucu tabakasına zarar verdi. Zamana yenik düşmeyen bu eşi benzeri olmayan eser modern insana yenik düşmeye başladı. İnsanlar harika eserler yarattığı gibi, harika eserlere son da verebiliyor.
ŞAŞIRTAN GERÇEKLER

Beynimiz, akşam saatlerinde sabaha kıyasla daha aktiftir.
Ortalama bir ofis masası, tuvaletten 400 kat daha çok bakteri içerir.
Bilinen en büyük volkan patlaması Endonezya'da Mount Tambora'da 1815 yılında gerçekleşti. Bu patlama sırasında 100 bin civarında insan hayatını kaybetti.
Bilinen en ağır yıldız, Tarantula Nebula'sındaki R136a1 yıldızıdır. Bu yıldız, Güneş'ten 300 kat daha ağırdır.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

Filmlerin de etkisi ile köpek balıklarının sık sık insanlara saldırdığını düşünürüz. Bu tam olarak doğru değildir. Köpek balıkları nadiren insanlara saldırır. Örneğin geçtiğimiz yıl sadece 5 kere köpek balığı kaynaklı insan ölümü gerçekleşti. Diğer taraftan geçen yıl insanlar 100 milyon civarında köpek balığını öldürdü. Köpek balığı saldırıları o kadar nadirdir ki, yıldırımdan ölme ihtimaliniz, köpek balığından ölme ihtimalinizin 250, Hindistan cevizinin üstünüze düşüp sizi öldürme ihtimalinin 30 katıdır. Filler her yıl köpek balıklarının 40 katı insan öldürür.
Develerin hörgüçlerinde su depoladıkları iddiası doğru değildir. Hörgüçler yağ biriktirerek, devenin kıtlık zamanlarda üç hafta boyunca bir şey yemeden yaşamasını sağlar.
SÖZLER
Şüphe duymayan, hakikati bulamaz. (İmam-ı Gazali)
?BİLİMSEL BİLMECELER
Elimizde çift kollu terazi, bir torba erik ve biri iki, diğeri de beş kg olan iki kütle vardır. Torbada 80 kg erik vardır. Bu eriği, terazi ve kütleleri kullanarak 13 ve 67 kg'lık iki kısma nasıl bölebilirsiniz?
Masanın üstünde bir bardak su durmaktadır. Bardağın içinde suyun üstünde duran bir küp buz mevcuttur. Bardak, ağzına kadar su doludur. Buz eriyince su bardağın dışına mı taşacak, yoksa mevcut seviyesinin altına mı inecektir? (Not: Diğer sıvıların aksine, su donup buz olunca hacmi artar. Dolayısıyla yoğunluğu düşer. Buzun su üstünde yüzmesinin nedeni budur.)
Çözümü haftaya Pazar SABAH'ta
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMLERİ

Hayır, balon yanmayacak ve patlamayacaktır. Çakmak tarafından verilen ısı hızlı bir şekilde suya geçecektir. Isınan su yükselecek, balonun ateşe değen kısmına soğuk su gelecektir. Bunun sayesinde alttan ateş sebebiyle ısınan balon, üstten su sayesinde soğuyacaktır. Bunun sonuncuda da balon, tutuşma sıcaklığına ulaşamayacak, yanıp patlayamayacak.
Birinci bisikletin bir saatte gittiği yolu (30 km), ikinci bisikletçi bir saat 12 dk'da gitmektedir. Dolayısıyla 30 km mesafe için zaman farkı 12 dk'dır. Yani zaman farkının bir saat olması için gidilmesi gereken mesafe 150 km'dir. Parkurun uzunluğu 150 km'dir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.