7 gün 24 saat kitap çay sohbet

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hatay mitinginde bahsettiği Millet kıraathanelerinin nasıl olacağı merak konusu oldu. Hatta pek çok model dillerde dolaşıp durdu. Ancak Millet kıraathanelerinin bir örneği zaten var. Zeytinburnu Merkezefendi Millet Kıraathanesi Erdoğan'ın bahsettiği kıraathanelerin de rol modeli. Biz de Pazar SABAH olarak Merkezefendi Millet Kıraathanesi'ne girdik ve bu ilk örneğin nasıl işlediğini yerinde deneyimledik. Öncelikle kıraathaneye girebilmeniz için üye olmanız gerekiyor. Çünkü giriş ve çıkışlar kart ile sağlanıyor. Kitap ödünç almak için de üyelik şart. Ayrıca hizmet kalitesinin artırılması için bu bilgiler kullanılıyor. Üye olmak için ise T.C. numaranızın olduğu kimlik kartı ve bir fotoğraf yeterli. Bir de 15 yaş ve üstü olma şartı var. Bu işlem sonrası kartınızı hemen alıp, giriş yapabiliyorsunuz. Kartımızı alır almaz içeri girdik. Geniş tavanlı ferah bir mekân bizi karşıladı. Ortalık sessiz, herkes kitapların içine gömülmüş ders çalışıyor. Tıpkı bir etüt merkezi gibi... Çünkü kullanıcıların çoğunu lise son sınıf ve üniversite öğrencileri oluşturuyor. Ücretsiz internet hizmeti olduğu için hemen her masada laptop, tablet ya da akıllı telefonlar açık. Bilgisayarla çalışanlar prizlere yakın masaları tercih ediyor. Raflarda 20 bin kitap, güncel ve süreli yayınlar bulunuyor. Ayrıca ücretsiz olarak fotokopi çektirmek de mümkün.
MASALAR BOŞ KALMIYOR
Gözüme çarpan ilk şey kullanıcılardaki disiplin oldu. Mola vermek isteyen çıkıyor ama belli bir süre sonra geri geliyor. Masalar uzun süre boş kalmıyor. Bunun sebebini Zeytinburnu Belediyesi Kütüphaneler Koordinatörü Selahattin Öztürk'ten öğrendim: "Masaların yarım saatten fazla boş kalması yasak. Herkesin 25 dakika mola verme hakkı var. Bir saat içinde iki kez mola verilemiyor. İkinci mola için aradan bir saatin geçmesi gerekiyor. Ayrıca yemek yemek için çıkmak isteyenlerin bir saatlik mola izni bulunuyor. İkinci yemek arası için aradan beş saatin geçmesi şart" diyor. Bu durum beni oldukça şaşırttı. "Neden böyle bir uygulamaya gerek duyuluyor?" diye sordum Selahattin Öztürk'e: "Çünkü kıraathanemizin aynı anda kullanım kapasitesi 121 kişi. Çantasını masaya koyup saatlerce gelmeyenler oluyordu. Bu durumda gelen başka kişiler yer bulamıyordu. Biz de böyle bir sistem geliştirdik. Buranın amacı dâhilinde kullanılması gerekiyor. Bu yüzden kuralların olması şart yoksa kaos oluşuyor" diyerek sorumu cevapladı. Bu uygulamayı oldukça haklı buldum. Çünkü girişte gördüğüm onlarca kişi masaların boşalarak kendilerine sıranın gelmesini bekliyordu. Üstelik kimin ne kadar süredir molada olduğu da ekranlarda görülebiliyor. Belirlenen süreyi aşanların masaları iptal ediliyor ve masa hakkı sırada olan kişiye geçiyor. Günlük ziyaretçi sayısı 800 kişi civarındaymış.
KAHVE BAHANE SOHBET ŞAHANE
Kıraathaneye sabah gelip gece yarısına kadar ders çalışanlar bile var. Bu süre içinde acıkmamak, bir şeyler içmek istememek mümkün değil. Öğrenci harçlığıyla bu masrafları karşılamak ise çok zor. Kıraathanede gün boyu ücretsiz çay ve kahve ikramı var. Kafeteryaya gidip burada hem kahvenizi içip hem de arkadaşlarınızla sohbet edebiliyorsunuz. Tek şart kafeteryada 25 dakikayı geçirmemek. Öğle, akşam ve gece de çorba servisi yapılıyor. Ben de saat 13.00'da başlayan çorba servisi için kafeteryaya indim. Oluşan uzun kuyruğa girdim ve çorbamı aldım. İster bardak ister kâse de çorbanızı alabiliyorsunuz. Ekmek ise sınırsız... Ziyaretçiler en çok mercimek ve yayla çorbasını seviyormuş. DOKTORLAR STRES ATIYOR
Koordinatör Süleyman Öztürk, öğrenciler dışında da ziyaretçilerin olduğunu anlatıyor: "Özellikle müdavim akademisyenler ve doktorlar var. Çevre hastanelerde çalışan doktorlar eve gitmeden kıraathaneye uğruyor, burada kitap okuyarak işteki streslerini atıp, rahatlıyorlar. Böylece eve daha huzurlu gittiklerini, buranın onlar için bir terapi merkezi olduğunu söylüyorlar."
ÇİMEN TAŞTEKİN
Yeni arkadaşlar kazandım
Çimen 24 yaşında, Medipol Üniversitesi'nden bu yıl mezun olmuş. ODTÜ'de gireceği İngilizce sınavına burada hazırlandığını anlatıyor: "Oturma sistemi çok güzel. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Çalışınca uykum geldiğinde çay, kahve içip rahatlayıp tekrar ders çalışmaya dönebiliyorum. Burada yeni arkadaşlar da kazanabiliyoruz. Ulaşımı da çok kolay. KPSS'ye de burada çalıştım. Kıraathanede çalışmak beni motive ediyor."
MÜCAHİT GÖNÜLTAŞ
Keşke her semtte olsa
Mücahit 18 yaşında, Esenler Oruç Reis İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisi. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine kıraathaneyi keşfetmiş. İki buçuk aydır da düzenli olarak geldiğinden bahsediyor: "Sabah evden çıkıp gece 22.00'a kadar burada ders çalışıyorum. Uzun bir yol katediyorum, çünkü Esenler'de böyle bir kıraathane yok. Keşke her yerde olsa. Evime yakın bir kütüphanede çalışıyordum ve günde 15 lira harcıyordum. Bu beni zorluyordu. Burada ise haftada sadece 10 lira harcıyorum. Çünkü çay da var çorbada. Karnımız doyuyor. İmkânları çok iyi. Allah yapanlardan razı olsun."
ALİCAN TEKİN
Rekabet ortamı var
18 yaşındaki Alican Tekin üniversite sınavına hazırlandığını ve sabah 09:00'dan 23:00'e kadar kıraathanede ders çalıştığını söyleyerek ekliyor: "Büyük ve sessiz bir yer. Çay, kahve ve çorba ikramları çok güzel. Evde kendimi rahat hissedemiyorum. Kütüphane ortamı daha verimli. Çünkü etraftakileri kendime rakip olarak görüyorum. Bu yüzden daha çok çalışıyorum."
İREM ARSLAN
Burada mesai harcıyorum
İrem 25 yaşında ve KPSS'ye hazırlanıyor. Kıraathanenin müdavimi ve gülerek "Burada mesai harcıyorum" diyor: "Ulaşımı kolay, olanakları çok iyi. Gün boyu çayımı da kahvemi de içip dersimi çalışabiliyorum. Hatta gecelediğim oluyor burada. 24 saat güvenlik olduğu için ailemin gözü arkada kalmıyor. Camiye de çok yakın, ibadetimi de yapabiliyorum."