Emniyet müdürüyle beş çayı
İstanbul Emniyeti birkaç yıldır önemli bir değişim içerisinde. Terörle, suçla mücadele ederken; 15 milyonluk şehirde asayişi sağlarken temel motivasyon toplumla kurulan güven ilişkisi. Kendi içinde denetim sistemini geliştiren, sürekli eğitimlerle dinamikleşen teşkilattaki değişimi İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan anlattı
22 ŞİKAYET BİLE ALMADIM
Ama özellikle 80'li ve 90'lı yıllarda polisin imajının insanlarda yarattığı etkinin o da farkında. Çalışkan "Geçti o günler. Türkiye gelişti. İnsanımız artık çok daha eğitimli. Hakkını, hukukunu biliyor. Nezaket, güler yüz, güven istiyor. Polis de bu taleplere göre kendini geliştiriyor" diyor. Bir örnek veriyor: "Geçen yıl 22 milyon GBT yaptık İstanbul'da. Bu bir rekordur. İnanın 22 şikayet gelmedi. Polis arkadaşlar nezaketi elden bırakmadan insanlarla diyaloğa giriyorlar çünkü." "Eskiden polis kontrolleri hoş karşılanmazdı. 'Ben suçlu muyum ki GBT'me bakıyorsunuz' denilirdi ama son yıllarda bu algı sanki değişti" diyorum. Çalışkan "Evet" diyor, "Polis değişiyor toplum da değişiyor. Çünkü bu etki-tepki meselesi. İstanbul bir metropol. İnsanlar polisin kendi güvenlikleri için bu tür uygulamalar yaptığının farkında artık."
METE SİSTEMİ İLE POLİS DENETLENİYOR
Polisteki değişim sadece nezaketle ilgili değil elbet. "Sizle birlikte başka bir şeyler de değişti sanki" diyorum. Mobil Emniyet Teknolojileri (METE) sisteminden bahsediyor. Yazılımı emniyet tarafından yapılan bir uygulama METE sistemi. Her kademedeki polisin denetlenmesini sağlıyormuş. Çalışkan "Hangi polis nereye gitmiş, ne yapmış, olay yerine nasıl intikal etmiş, ihbara kaç saniyede cevap verilmiş, kaç zanlı yakalamış, hangi amir, olaylara nasıl müdahale etmiş, hangi kontrol noktalarına uğramış... Bu sistemde her şeyi görebiliyoruz. Bunun için kimse masa başında değil artık. Başarılı polisleri ödüllendiriyoruz bu sistemde. Eğitim verilmesi gerekenlere eğitim veriyoruz. Aksaklıkları görüp hemen önlem alıyoruz. Sistemi kurduk tıkır tıkır işliyor" diyor. Eğitime takılıyorum. "Nasıl eğitimler bunlar?" diyorum. Göreve geldikten sonra polislere sürekli eğitim verilmesini sağladığını anlatıyor Çalışkan: "Dünya hızlı bir değişim içinde ve bir an bile geriye düşmemek gerekiyor. Mesela İstanbul'da polis adam öldürdü haberleri duymuyorsunuz artık. Çünkü yaklaşık 12 bin polise üç hafta süren acil müdahale eğitimi verildi. Silahlı çatışma, polisin en son olarak başvurduğu bir yöntem. Eğer böyle bir durum olursa da zanlılar ancak bacağından vurularak yakalanıyor." İstanbul'da polis için sürgün yeri diye bir yer olmadığını söylüyor Çalışkan ve "Eskiden Bağcılar, Sultangazi, Boğaz Köprüsü sürgün yeri olarak adlandırılırdı. Şimdi benim hangi polisime nerede ihtiyacım varsa orada görev yapıyor. Sorunlu bölgelerde daha tecrübeli polis arkadaşlara ihtiyacım varsa orada görevlendiriyorum" diyor.
PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK POLİSE GEÇTİ
"Bağcıları hallettiniz, sırada nereler var?" diye soruyorum. Şu an polis İstanbul'un tamamına hakim. Bağcılar'da, Okmeydanı'nda, Sultangazi ve Maltepe'de kimi bölgeler vardı. Hepsi suçlulardan arındırıldı. Psikolojik üstünlük polise geçti. Bunun sebebi de toplumla el ele vermek, onlarda oluşan güven. Nerede küçük bir çeteleşme oluyor, haberimiz var. Yakın zamanda Beyoğlu'na yoğunlaşacağız" diyor. Sonra "Nerede oturuyorsunuz" diyor. "Kadıköy" diyorum. "Nedir gözlemleriniz" diye soruyorum. "Son zamanlarda orada da ufak tefek çeteleşmeler, mafyatik görünümlü kimi örgütlenmeler oluyor" diyor. Gözümün önüne mahalledeki kimi olaylar geliyor, tespitleri haklı. "Farkında mısınız iki yıldır terör olayı yok İstanbul'da" diyor. Düşünüyorum, Çalışkan haklı, terörün kökü kazındı İstanbul'da. "Polis artık İstanbul'un tamamına hakim" diyor, sonra da "Toplumla olan güven ilişkisi gelişti. Birkaç yıl içinde Avrupa'nın en güvenli metropolü seçilirsek kimse şaşırmasın" diye iddialı bir çıkış yapıyor. Çalışkan benim kültür sanat orijinli bir gazeteci olduğumu ve polisiye merakım nedeniyle zaman zaman polis haberleri yaptığımı anlayınca "Cinayet büroya da gel bir gün" diyor. "Tamam" diyorum. Aklıma cinayet büroda bir gün nasıl geçiyor temalı bir haber geliyor. Müdür Çalışkan'ın da hoşuna gidiyor fikir!
BEKÇİLER SOKAĞA ÇIKTI HIRSIZLIK AZALDI
İstanbul çok büyük bir il. "Nedir günlük suç rutini?" diye soruyorum. Anlatıyor: "Bin, bin 100 civarında. Buna trafik kazaları da dahil. Bu rakam üç yıl önce de bu civardaydı. Nüfusun artmasına rağmen biz aynı rakamda tuttuk. Şimdi aşağı düşme eğiliminde. Nasip olursa düşüreceğiz suç sayısını ve oranını." "Ya hırsızlık?" diyorum. Ev hırsızlığının günlük ortalamasının 25-30 civarında olduğunu söylüyor. Bekçilerin göreve başlaması ile düşüş de başlamış, "Daha çok bekçiyle çalışabiliriz, o zaman bu ortalama da düşecektir. Ama failleri bulduğumuz bilinsin" diyor.
155 DAHA DİNAMİK, İKİ SANİYEDE CEVAP VERİYOR
Türk polisinin çok iyi olduğunu, dünyada ilk üçe gireceğini söylüyor Çalışkan. "Yurtdışında da çalıştım biliyorum" diyor ve devam ediyor: "Bizim polisimiz fedakarlık, cevvallik, meslek aşkı konusunda çok iyidir. Ama iyi yönetilmesi gerekir. Biz de onu yapıyoruz. Bak eskiden 155'i aramazdı insanlar. Benim ilk yaptığım işlerden biri 155 ihbar hattının randımanlı çalışmasını sağlamak oldu. Yeniden yapılandırdık. Ara cep telefonundan, kaç saniyede cevap veriyorlar bak" diyor. "Arayıp ne diyeceğim" diyorum. "Pardon yanlış oldu diyebilirsin" diye cevap veriyor. Arıyorum 155'i, iki saniyede açılıyor. Çalışkan'ın dediği gibi "Pardon yanlış oldu" diyorum. Telefondaki polis memuru "İyi günler" diyor. Çalışkan "155'i dinamik hale getirdik. 7/24 saat çalışıyor. İhbarlar kesinlikle değerlendiriliyor. Gerekiyorsa sonra bilgilendirme yapılıyor. Olaya intikal süresini kısalttık. Bazen yoğunluk olabiliyor. Ama bu olaylara müdahale edilmediği anlamına gelmiyor" diyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde