Pazar 28.10.2018
Son Güncelleme: Pazar 28.10.2018

Ne kadınlar var aslında hepsi bir roman

Kimi engelli olduğu için tiyatro bölümüne giremeyip kendi sanatevini açtı, kimiyse kanseri atlatıp diğer hastaların yardımına koştu. Türkiye’nin her yerinde alkışlanacak kadın öyküleri var! 150’yi aşkın kadının kendi kaleminden yazdıkları hayat hikayeleri kırmızıbisikletim Instagram sayfasında bir araya geldi. İşte halkın içinden başarı öyküleri

Engelli olduğu için tiyatro bölümüne giremeyip vazgeçmeden kendi sanatevini açan Gamze, hem kanseri yenip hem köyün su sorununu çözen muhtar Özgül, meme kanserini atlattıktan sonra kendisi gibi hasta olan kadınlara yardım etmek için kariyerini ardında bırakan Çiğdem... Hayatın içinden ilham dolu kadın hikayeleri duymak ister misiniz?
kırmızıbisikletim, 2015'te açılmış, Mehmet Yapar'ın kırmızı bisikletiyle gittiği yerlerden paylaşımlar yaptığı bir Instagram sayfası. 2018'in nisan ayında Yapar'ın dikkatini 80 küsur yaşında, Kızıltoprak'ta Milli Piyango satan, son derece bakımlı Bilsen Teyze çekiyor.çekiyor, sayfasında onun hakkında bir yazı yazıyor. Bu paylaşım çok ilgi görüyor, Yapar da ertesi gün mahalledeki çiçekçinin, bir restoranda çalışan bulaşıkçının hikayelerini ekliyor. Böyle böyle etkileşim artıyor ve bu kez kadınlar kendi kalemlerinden yaşam öykülerini göndermeye başlıyorlar kırmızıbisikletim'e...
Sayfa bir anda kadınlar arasında köprü vazifesi görmeye başlıyor. Mehmet Yapar da "Benzer dertlere sahip kadınlar sayfada birbirini buluyor, dertleşiyor. Sosyal medya sadece yiyip içtiğini, paylaşmaktan ibaret değil. Hayırlı bir amaç için kullanırsak güzel şeyler de ortaya çıkıyor" diyor.
Süreç içinde Mehmet Bey, "Erkekliğimden utandım" dediği hikayeler de görmüş "Kadınlarımızın ne kadar güçlü olduğunu fark ettim" dediği hikayeler de... "Ama" diyor Yapar, "Bunlar birer Türkiye gerçeği..."
Sporcu, doktor, anne, öğrenci, mühendis ama hepsinden önce kadın. Her kadın ayrı bir hikaye. kırmızıbisikletim'de şimdiye kadar 150'nin üstünde kadın hikayesi yer aldı. Biz de onlardan birkaçıyla konuştuk. Hepsi hikayelerini paylaştıktan sonra daha çok dostları olduğunu söylerken öykülerini bize de anlattılar.
ÇİĞDEM RENÇBER

Ah vah demeyin bir şeyler yapın

"Benim kocaman bir başarı hikayem var" diyerek giriyor söze Çiğdem Rençber. 1977 Sakarya doğumlu, beş yıl önce meme kanserine yakalanmış. 28 ay kemoterapi tedavisi görüp 10 kez ameliyat olmuş. Bu esnada da kendine, "Eğer bu hastalıktan kurtulursam, benim gibi hastalara tüm gücümle yardım edeceğim" demiş ve sözünde durmuş. İyi bir işi ve geliri olmasına rağmen istifa etmiş ve meme kanseri olup memesini kaybeden kişiler için meme ucu simülasyonunu öğrenmiş. Bu işte dünyanın en iyisi olan İsrailli Moshe Alul ile temas kurmuş ve eğitimler almış. Daha sonra da kendi ameliyatında da yer alan plastik cerrahıyla birlikte meme ucu areolası yapıp 408 hastaya ücretsiz hizmet vermiş.
"Meme kanseri beni mi buldu, ailemde de yok yerine, evet, ben meme kanseriyim ve ne yapabilirim deyip çözüm odaklı olmayı tercih ettim. Sıra şimdi sizde, etrafınızdaki hasta insanlara acımak ya da ah vah demektense sizler de bir şeyler yapabilirsiniz" diyor ve herkesi bir şeyler yapmaya davet ediyor:
"Mesela kırmızıbisiklet'te hikayem yayımlandıktan sonra gece 1'de sosyal medyadan Sinan adında, annesini meme kanserinden kaybetmiş bir genç, beni annesine benzettiğini yazdı. Çok üzgündü, hayli düşkünmüş annesine. İki saate yakın yazıştık, beni bir ablası olarak görebileceğini söyledim. Hâlâ da her sıkıldığında konuşuruz. İşte sosyal medyanın doğru kullanımı böyle dokunuyor insan hayatına."
EDANUR ALTINSOY
Kaybolan harf lerden itfaiye üniformasına

"Beş yaşından sonra harflerim tek tek gitmeye başladı. Önce 'r' sonra 'y' derken hepsi... Çok doktora, diksiyon hocalarına gittik, bir tedavisinin olmadığını, dil altımın bağlandığını söylediler. Kimine göre nazar, kimine göre hastalık bana göre ise büyük şanssızlıktı."
Hikayesi böyle başlamış Edanur Aydınsoy'un. Daha sonra okula başlamış, konuşamadığı için hiç arkadaşı olmamış. Konuşamadığından okuyamıyor, anlasa da harfleri yazamıyormuş. Derken taşınmışlar ve başka bir okula kaydolmuş. "Hayatımdaki en büyük mucizelerden biri Gülizar Öğretmen'e rastlamaktı" diyor. Onun ilgisi ve çabalarıyla okuldaki ikinci döneminde konuşmaya başlamış.
Sonra mı? Kelimelerle barışmış, bir şehit madenci torunu olarak itfaiyeci olmak istemiş ve itfaiye lisesine girmiş. Göçük altında kalan dedesinin etkisiyle arama kurtarma ekiplerinde yer almak isteyip "Bir kibrit yakalım da söndür" diyenlere inat girmiş bu yola. Üstüne de Karabük Üniversitesi İtfaiye Bölümü'nü tamamlayıp Türkiye'deki az sayıda kadın itfaiyeciden birisi olmuş. Şimdilerde de atamasını bekliyor. Konuşamadığı çocukluk yıllarından itfaiyeci olmasına dek olan yaşamını kırmızıbisikletim sayfasına yazdıktan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "kırmızıbisiklet sayfasına keşfet kısmında denk geldim, bir süre takip ettim özellikle kadınlara moral ve güç veren bir sayfa olduğunu gördüm ve hikayemi yollamaya karar verdim. Aslında benimki dert değilmiş çünkü öyle hikayeler okudum ki bu sayfada, öyle güçlü hemcinslerim varmış ki... Diyeceğim şu ki kendinizi güçsüz ve yalnız hissetmeyin bazen istese de o başarıyı elde edemiyor insan ama sonuna kadar uğraşın, yeniden ve yeniden deneyin."
SEVİLAY KALEMDAR

Anneme söz verdim, okudum, işimi buldum

Sevilay Kalemdar, genç yaşında yaşadığı tüm acılara, zorluklara, kayıplara karşın ayakta durmayı, hayata tutunmayı başarmış örnek kadınlardan. Kalp krizinden 19 yaşında annesini, 24 yaşında babasını kaybetmiş. Ablasının şizofreni hastalığı ömrü boyunca yüzleştiği sorunlardan biri olmuş. Defalarca intiharı düşünmüş fakat her seferinde annesine hastane odasında verdiği söz gelmiş aklına; "Okuyup, bir iş sahibi olacağım!" Öyle de yapmış, önce açıktan lise eğitimini tamamlamış ardından da iki üniversite okumuş. Şimdi de özel bir şirkette çalışıyor. Kariyerinde yükselmek istediğini de açıkça söylüyor
"Ayakta kalmamı sağlayan tek şey Allah'a olan inancım ve anneme verdiğim sözler. Kendimi her zaman güçlü hissediyorum ama tam olarak başarmış değil çünkü daha iyi şeyler yapmalı ve kadınlara, insanlara ilham kaynağı olmalıyım... Şiddet görmüş kadınlara, yersiz yurtsuz hatta kimsesiz olanlara yardım derneği kurma düşüncem var." diyerek hem hayata tutunmasındaki dayanağını hem de ilerde neler yapmak istediğini dile getiriyor.
GAMZE ELİBOL

O bina başıma yıkıldı

Gamze Elibol 36 yaşında, klişe bir tabirle 'engelini aşanlardan'. Henüz bir buçuk yaşındayken test edilmeden yapılmış yanlış bir iğne sonucu engelli kalmış. Temizlik görevlisi bir babanın kızı olarak pek de varlıklı bir hayatı olmamış, 12 yaşına kadar dört ameliyat geçirmiş. Bu ameliyatlar sonrasında yürüyemez denilen Elibol, ufak tefek adımlar atabilse de yine de engelinden tam anlamıyla kurtulamamış. Gel gelelim hayatla en büyük yüzleşmesini üniversite çağı geldiği zaman yaşamış.
Bir tiyatro aşığı olan Gamze Elibol, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ni kazanmış fakat engelli olduğu için tiyatro ve sahne sanatları eğitimi alamayacağını öğrenmiş. Elibol, tam o anı "O tarihi bina başıma yıkıldı sanki" diye anlatıyor. Fakat yılmamış, çeşitli tiyatro derneklerinden eğitim almış, misafir öğrenci olarak okullarda bulunmuş, devlet tiyatrosunun kapısını çalmış. Nihayetinde kendi sanatevini kuracak aşamaya gelmiş.
Sanatevini kurduktan sonraki süreci şöyle anlatıyor: "Türkiye'de engelli insanlar güzel sanatları okuyamıyor, tiyatro dersleri göremiyorlar. Ben de bu kurallara inat Türkiye Engelsizler Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi'ni (TEKSEM) kurdum. İyi ki bu sanatevini tüm zorluklara rağmen kurmuşum 121 engelli çocuğun eğitim bursu ve sağlık giderlerini karşılıyorum. Her ay 25 tekerlekli sandalye bağışı yapıyoruz. Eğer kendime güvenmeseydim şimdi birçok şeye camdan bakıyor olacaktım. Kimse bizi elimizden tutup hayallerimize götürmez."
EMİNE SERPEK
Her şey hayal kurmakla başlıyor

Emine Serpek kendi ifadesiyle "şanslı çocuklardan". Onunki sıradan görünen fakat hepimizin gerçekleştirmekte en zorlandığı tutkunun peşinden koşup, hayatın direksiyonunu farklı bir yöne kırma hikayelerinden... Bütün çocukluğu okuyarak ve bir şeyler boyayarak geçmiş. Kısa sürede en büyük tutkusu resim yapmak olmuş. Ama hayat onu başka yerlere sürüklemiş. Arap dili ve edebiyatı okumuş, bir inşaat firmasında yönetici asistanı olarak çalışmış, başından bir evlilik geçmiş... Eşinin yaptığı resimleri fark etmesi üzerine ise hayatının yönü bir anda değişmiş. Onun teşvikiyle dört elle sarılmış tutkusuna. Sonrasında ise iki kişisel sergi açmış, etkinlikler düzenlemiş hatta bir yayınevi sadece onun çizimlerinden oluşan bir boyama kitabı bile çıkarmış. Kısacası bir anda boyadığı her şeyden para kazanmaya başlamış.
"Hiçbir şey için geç değil. Her şey hayal kurmakla ve o hayalinizi görmekle başlıyor. Çok küçükken tüm hayallerimle dalga geçerlerdi, çok ağlardım, yemek boğazıma dizilirdi. Herkesin başına gelebilecek birkaç olay yaşadım; eşimden ayrıldım, tekrar hayat kurdum. Türkiye'de bir kadının önüne konan en büyük zorluk en baştan 'elinin hamuruyla erkek işine karışma', 'kız gibi ağlama' gibi atasözleri ve deyimlerin içine doğmak" diyor.
BÜŞRA ÖZDEN
Ben güçlü bir kadınım ve başardım

Özden henüz 18 yaşında olmasına rağmen dolu dolu bir yaşama ve çokça başarıya sahip biri. "Instagram'da kırmızıbisikletim'e denk geldim. "Benim hikayem de insanlara örnek olabilir dedim ve yazmak istedim" diyerek paylaşmış öyküsünü sayfada. 10 yıl tekvandoyla uğraşmış. Onunki bir adanmışlık öyküsü gerçekten. Yılmadan, pes etmeden günlerce antrenmanlar, çalışmalar yapıldığında başarının geleceğinin bir göstergesi. Bir Dünya ikinciliği bir de Avrupa şampiyonluğu bulunuyor Özden'in. "Türkiye'de böyle sporlar genelde kadınlar için ayıplanıyor ama biz Türk kadın sporcular teker teker madalyaları diğer ülkelerin elinden çekip koparıyoruz" diyor Büşra Özden. En büyük arzusu ise hem kadınların böylesi spor branşlarında önünün açılması hem de her konuda kadın erkek eşitliğinin sağlanması.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.