Pazar 04.11.2018
Son Güncelleme: Pazar 04.11.2018

Türkiye’yi keşfeden Çin’de iki hafta

Geçen yıl 250 binden fazla Çinli turist Türkiye’yi ziyaret etti. Önümüzdeki yıl bu rakamın 1 milyonu bulması bekleniyor. Son yıllarda Çin’in İpek Yolu ülkeleri arasındaki eski ticari, kültürel ve siyasi bağlantıları güçlendirmek için geliştirdikleri “Kuşak ve Yol” inisiyatifi açısından Türkiye çok önemli. Çünkü tarihi İpek Yolu’nun başlangıç noktası bizim ülkemiz. Biz de Türkiye’ye ilgisi bugüne kadar olmadığı kadar artan Çin’i; başkent Pekin’den başlayıp Kazakistan sınırına kadar gezdik

14 gün sürecek Çin yolculuğumuzun ilk durağı, başkent Pekin... Sıkı bir "İpek Yolu-Kuşak ve Yol Projesi" yolculuğu bizi bekliyor. Bu koskoca ülkede, birkaç eyalet, dört-beş şehir ve pek çok ilçeyi gezeceğiz. Program epey sıkı... Açıkçası bir dakika boşluğumuz yok... Pekin'de otele yerleşir yerleşmez, şehrin sokaklarına doğru yollanacağız. Kapı önünde, bir belediye temizlik işçisi pür dikkat, asla sağına soluna bakmadan işine konsantre olmuş şekilde yere düşen sonbahar yapraklarını süpürüyor. Resepsiyondan bir görevliye, İngilizce bilip bilmediğini soruyorum. "Az çok" diyor... Kendisinin yardımıyla temizlik görevlisiyle konuşmak niyetindeyim. "Nasılsınız?" diyorum, ismini soruyorum. İsmini söylemiyor ve yüzüme bakmaktan imtina edip, işinden gözünü ve elini bir saniye bile ayırmadan "Temizlik yapıyorum" diyor. "Peki, Çin'de hayat nasıl geçiyor sizin için?" diye soruyorum. Cevap yine aynı: "Temizlik yapıyorum." Muhabbetimiz tıkandı diye düşünüp, biraz daha zorluyorum. "Mesleğiniz sizin için ne ifade ediyor?" Cevap küçük bir farkla yine aynı: "Ben şu an temizlik yapıyorum?" Sonra yanımızdan hızla uzaklaşıp gidiyor. Otel görevlisine, "Acaba kendisi bizden çok hoşlanmadı mı?" diye soruyorum "Yok" diyor, "Yanlış anlamayın sakın. Aslında size Çin'deki yaşam felsefesini, bir Çinlinin hayata bakışını özetliyor". "Nasıl yani?" diye ısrar ediyorum... "Çin'de herkes o ana odaklanır. Ne yapıyorlarsa odur o anda... İşe odaklanmak, vakti doğru kullanmak bu memleketin şiarıdır..."

Sonradan öğreniyoruz ki gerçekten de Çin'de tıkır tıkır işleyen bir düzen var. İş vaktinde herkes sadece işiyle ilgileniyor. Öyle bir düzen ki bu, sanki çark bir an bozulsa, bütün sistem yerle bir olacak gibi hissediyorlar. Bizim kültürümüzdeki gibi işi biraz zamana ve kaderin akışına bırakmak yok bu diyarda. Yani "dakka bir gol bir kabilinden" daha sonraları bol bol sağlamasını yapma imkanı bulabileceğimiz Çin'deki günlük hayat felsefesine, bu Çinli temizlik görevlisi sayesinde ışık hızıyla vakıf oluyoruz.

Gelelim sebebi ziyaretimize. Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi'nin desteklediği; Çin Uluslararası Radyosu (CRI) ile Şincan Özerk Bölgesi Yönetimi Basın Ofisi ve Çin'in ilgili ülkelerdeki büyükelçilikleri ve konsoloslukları tarafından ortaklaşa düzenlenen, İpek Yolu'nda Çin Etkinliği kapsamında 2015 yılından beri yapılan "Kuşak ve Yol" güzergahındaki ülkelerden gelen katılımcılarla bir Çin yolculuğundayız.

Geçen yıl Çin'den Türkiye'ye 250 bini aşkın turist geldi. Önümüzdeki yaz bu sayının 1 milyonu bulması bekleniyor. Çin'in İpek Yolu ülkeleri arasındaki ticari, kültürel ve siyasi dostluğu pekiştirmek amacıyla oluşturduğu "Kuşak ve Yol" inisiyatifi için en önemli ülkelerden biri Türkiye. Çünkü İpek Yolu Türkiye'den başlıyor. O yüzden iki haftalık ziyaretimiz boyunca Çin'de Türkiye'ye olan ilginin arttığına tanık oluyoruz. Biz de Türkiye'de son yıllarda, siyasi, kültürel, ekonomik ve turizm anlamında büyük önem veren Çin'i yerinde gözlemlemeye gittik. Türkiye'den katılan tek Türk gazeteci ekibi, Pazar Sabah'tan ben ve fotoğrafçı arkadaşım Saffet Azak... Pekin'den başlayıp, Kazakistan sınırına kadar süren iki haftalık Çin yolculuğumuzun tüm detaylarını yazsak özel bir Çin kitabı hazırlamamız gerekecekti. O yüzden bu haberde okuyacaklarınızı tanık olduklarımızın bir özeti olarak alabilirsiniz...

Türkiye'yle işbirliğine hazırız
Sincan Sosyal Bilimler Akademisi farklı etnik kültürlerden, çoğu profesör düzeyinde; sosyoloji, ekonomi, felsefe ve din araştırmacısı uzmanlarından oluşuyor. Sincan Sosyal Bilimler Akademisi Başkanı Gao Jianlong akademiyi ve çalışmalarını şöyle anlatıyor: "Çin 56 etnik kültüre evsahipliği yapıyor. Her birinin kültürünü araştırıp, birbirlerine tanıtmak ve burada bu zenginliği herkese idrak ettirmek görevimiz. Bu açıdan önemli kültürel, ekonomik, dini ve felsefi araştırmalar yapıyoruz. Amacımız buradaki kültürleri birbirlerene anlatıp kaynaştırmak ve dünyaya bu zenginliği açmak. Türkiye'nin de bu konunda desteklerini bekliyoruz."

Porselen hayat demek
Tongchuan kentinin Yintai bölgesinde bulunan Chenlu antik kasabasının tarihi 1400 yıl öncesine dayanıyor. Kasabada yaşayanların çoğu porselen sektöründe çalışıyor. Bu nedenle Chenlu, Çin'in kuzeybatı bölgesindeki en büyük porselen üretim merkezi olarak tanınıyor. Günümüze kadar korunan eski, doğal, otantik ve özgün manzaralarıyla kasaba "Doğu'nun antik porselen kasabasının canlı fosili" olarak adlandırılıyor. Toungchuan porselenlerine tarihi Çin motiflerinden, günlük hayatın doğal karelerine, yemek ve sofra kültürüne, ev düzenine kadar pek çok şey resmediliyor. Çin'in en önem verdiği sanatlardan biri porselen... Porselen burada hayatı resmetmek demek!

Metro üretim merkezi
CRCC, Sincan Bölgesi'nin ve dünyanın en önemli metro, tünel, tramvay alt yapı üretim fabrikası. Devasa tünel açma makineleri, ray sistemleri burada üretiliyor. Her coğrafyaya, kaya ve toprak yapısına uygun tünel açma makineleri için harıl harıl çalışan bir ekip var devasa fabrikada... Aynı zamanda petrol çıkarma cihazları, en detaylı iş makineleriyle de Çin'in en önemli ulaşım materyalleri üretim merkezi...

Türk öğrenci Çin'i Çince yazdı
Sincan bölgesinde bulunan Çin Kuzeybatı Üniversitesi, ülkenin en önemli üniversitelerinden. Türk, Filistinli ve Avrupalı öğrencilere kapıları açık. Üniversitenin Sinema ve Televizyon programı öğrencisi Ekrem Demirkale 24 yaşında. Beş yıldır Çin'de yaşıyor. Etiler Lisesi mezunu. İstanbul'dan gelmiş. "Bütün arkadaşlarım üniversite için ABD'ye, Avrupa'ya falan gidiyordu. Benim her zaman Uzakdoğu'ya ilgim oldu" diyor.

Demirkale 51 Günde Çin diye Çince bir seyahat kitabı yazmış. Kitap Çin'de yayınlanmış. "Türkiye'den bir yayınevi olursa, yayınlamak istiyorum" diyor. 200 saatlik tren yolculuğu yapıp neredeyse Çin'in tamamını dolaşmış, sırt çantasını yüklenip.

Okulun öğrencilerinden biri de 25 yaşındaki, Filistinli İbrahim Işık Ahmet. Anne Alman, baba Filistinli. Burslu okuyor. Konu Filistin'den açılınca, "Ne söylenebilir ki, her şey ortada. Türkiye dışında bu zulme dur diyen yok. İnşallah her şey düzelir. Ben okulum biter bitmez ülkeme, çalışmaya, katkıda bulunmaya gitmek istiyorum" diyor...

Turpan'ın karezleri
Tarihin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapan Sincan'ın Turfan bölgesinde 2 bin yıl önce yaşayanlar kıtlıktan ölmemenin yollarını ararlar. Bakarlar ki bölgeyi çevreleyen Tian Şen Dağları'nın karları havalar ısınınca eriyor, suları önce bir alanda toplarlar. Ardından da toprağın eğimli olmasından faydalanarak kanallar kazmaya başlarlar. Kimi yerde kanalların derinliği 80 metreyi bulur. Dikey akan suların, açtıkları yatay kanallarla yerleşim yerlerine doğru akmasını sağlarlar. Sonunda sular düz alana kadar gelir ve ektikleri besinler de yeşermeye başlar. Böylelikle çölün ortasında yaşam başlar.

2 bin yıl önce mühendislik biliminin belki de ilk temellerini atan yöre halkı, hiçbir teknolojik alet olmadan 172 bin 367 dikey kuyu, toplamda 5 bin 272 kilometre uzunluğunda yer altı kanalı açar. "Karez" olarak adlandırılan bu kanallar, Çin'in tarihten bugüne kalan üç önemli projesinden biri olarak kabul ediliyor. Bölgede halen halk tarafından yoğunlukla kullanılan karezlerde başta üzüm olmak üzere çeşit çeşit meyve sebzeler yetişiyor. Ürünler sadece Turfan'ı değil, çevre kentleri de besliyor.

Urumçi'nin Uygurlu öğrencileri
Sincan Uygur Özer Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de yer alan 66. Ortaokulu'ndayız. BUygurlu, Kaşgarlı, Tacik, Kırgız ve Kazak ailelerin çocukları yatılı eğitim alıyor. Çince ve İngilizce öğreniyorlar. Yetkililerin söylediğine göre kendi ana dillerinde de dersleri var. Bir grup öğrenciyle sohbet ediyoruz. 14 yaşındaki Eeli Tay Kaşgarlı. "Babam derdi ki, Çin çok büyük, ama dünya daha da büyük. Ben dünyayı gezmek istiyorum" diyor Tay.
Ortak bir kültürden geldiğimiz için bize büyük ilgileri var. Hatta yanımızdan ayrılmıyorlar okulu gezerken. Nazakat da 14 yaşında sevimli mi sevimli bir kız çocuğu. Bize Çince şarkı söylüyor. "Çok iyi İngilizce öğrenmek, dünyayı anlamak istiyorum" diyor.

Urumçi İlahiyat Fakültesi
Sincan İslam İlahiyat Fakültesi'nin Dekanı Prof. Dr. Şeyh Abdullrekip Tumniaz, "Biz burada İslam'ın barışçıl ve ırk ayırmayan yapısını bütün Çin'e tanıtmaya çalışıyoruz" diyor. Aynı zamanda Çin'deki farklı milliyetlere mensup Müslümanlara Çince öğretmek, ülkeyle uyumlarını sağlamak konusunda da çalışmalar yürüttüklerini söylüyor. Ayrıca Türkiye'nin İslam ülkelerini birleştiren bir ülke olduğunu düşündüklerini belirtiyor fakültenin diğer yetkilileri.

Atın ustaları burada
Çin'de yer alan At Müzesi'nde at ve at kültürüne ait her şey var. Çok önemli ressamların at resimleri, at heykelleri, at araç ve gereçleri. Ayrıca Çinli ve Uygurlu biniciler at binme konusunda oldukça ustalar...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.