Pazar 11.11.2018
Son Güncelleme: Cumartesi 10.11.2018

17.06.2008

Daha önce hiç A takımı çalıştırmamış Pep Guardiola, Barcelona'nın başına geçtiğinde takvimler 2008'in 17 Haziranı'nı gösteriyordu. 37 yaşında, La Liga tarihinin en genç teknik direktörü oldu. O günlerde Avrupa'nın en popüler teknik adamı Mourinho, önce kendisiyle görüşen ama 'çaylak' bir Katalan gencini tercih eden Barcelona yöneticilerini aradı. "Hata yapıyorsunuz, pişman olacaksınız" dedi. Muhtemel ki Guardiola'nın takımı ilk iki hafta sadece bir gol atıp bir puan alınca da yüzünde alaycı bir gülümsemeyle "Ben demiştim" diye mırıldandı. Ama sonraki 16 maçın 15'ini kazandı Barcelona. Bir daha da onları durdurabilen çıkmadı. Mourinho yanılmıştı.
MOURINHO İNTİKAM PEŞİNDE
O Barcelona kimilerine göre tüm zamanların en iyisiydi. Sadece elit takımlar değil, alt sıralarda yaşam savaşı verenler de Pep'in izinden gitti. Ne de olsa topa sahip olmak en iyi defanstı. Ve geçen 10 yılda, futbol genel olarak Guardiola futboluyla onu alt etmeye çalışanların rekabetine dönüştü. Klopp 'gegenpress' kartını oynadı. Simeone ise rakibi alansız bırakarak boğmaya çalıştı. Guardiola önce Bayern Münih'te sonra da Manchester City'de kendini ve felsefesini güncelledi. Yeni inovasyonlarla, mikro taktiklerle el yükseltti. Ve tüm zamanların en dominant Premier Lig takımını yarattı. 17 Haziran 2008, tüm futbol için olduğu kadar Mourinho için de dönüm noktasıydı. Tüm kariyerini Guardiola'yı ve top mülkiyeti futbolunu alt etmeye adadı. Guardiola'nın uzmanlığı alan açmaksa Portekizli alan kapama uzmanıydı. Psikolojik harp tekniklerine başvurdu. "Sonuç yöntemleri meşrulaştırır" ekolünden geliyordu. Tek amacı vardı: 17 Haziran 2008'in intikamını almak. Metotları, Inter, Porto ve Chelsea gibi 'başaltı' takımlarda çok sükseli başarıları getirdi. Ama Real Madrid, Manchester United gibi 'doğal favoriler'de tekledi.
ŞÖVALYE KARANLIK TARAFA KARŞI
17. 06.2008 futbolu değiştiren tarihlerden biri oldu. Tıpkı Cruyff'un Barcelona'nın başına geçmesi, Sacchi'nin Milan'ı ya da Michels'in Ajax'ı devralması gibi. Görev tanımları, makbul futbolcu tasviri dahi değişti. Guardiola'yı yenmek de onun izinden gitmek de bugünkü pek çok büyük hocanın ilham kaynağı oldu. O gün, modern zamanların en büyük teknik adam rekabetini de yarattı. Bu öyle bir rekabetti ki insanlar, seçtikleri tarafa göre sadece futbola bakışları değil adeta hayat görüşleriyle etiketlenir oldu. Pep şövalyeydi. Mourinho ise karanlık taraf... O rekabetin tarafları bir kez daha bu akşam paylaşacak kozlarını. Juventus deplasmanındaki imkansız geri dönüşü ile hasar almış karizmasına rağmen hâlâ ölmediğini kanıtlayan Mourinho, kesin favori Guardiola'ya, onun evinde meydan okuyacak. Ve sonuç ne olursa olsun tarih kitapları, bu rekabeti ve bugünün futbolunu anlatırken "Her şey 17.06.2008'de başladı" diye yazacak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.