Son Güncelleme: Pazar 11.11.2018
Bakıslara fakirlik sinen mahalle
Müslüm Gürses’in hayatını anlatan Müslüm Baba filmi onu dinleyen dinlemeyen her kesimi rüzgarına kattı. Film vizyona girdiğinden beri Müslüm herkesin dilinde. Çekimlerin yapıldığı mekanların gerçek olup olmadığı, hikayenin ne kadarının aslına uygun olduğu merak konusu. Pazar SABAH Adana’da Müslüm’ün büyüdüğü, filmin çekildiği mekanlarda tüm bu sorulara yanıt aradı
ONLAR YAS TUTUYORLAR!
- Filmde Müslüm Gürses adeta bir derviş gibi... Çok mu iyi bir adamdı?
- Hakan Günday: Şunu belirtelim ki, Müslüm Gürses'in hayatına dair bir arşiv yok. Sadece o değil, arkanıza dönüp baktığınızda toplumda yer edinmiş isimlere dair yararlanabileceğiniz biyografi çalışmaları yok denecek kadar az. Biyografiler çoğaldıkça insanların zaaflarıyla bir bütün olduklarını, zaaflardan ne kadar bahsedilirse ortaya çıkmış ürünlerin o kadar değerlenmesi söz konusu olur. Çünkü o zaaflara rağmen gerçekleşmiştir tüm o hayranlık uyandıran başarılar. Bu örnekte, kendi yolunu kendi açan bir anlatım biçimiydi bu.
- Biyografik bir ürün niye kitleleri bu kadar cezbediyor?
- H.G: İstisnai ürünler ortaya koymuş her bireyin, bunu çok büyük zorluklara rağmen yaptığı bir coğrafyada yaşadığımızı düşünürsek, her biri bir ders ve tecrübe bütünü. Ne kadar hoş olur, tüm bu isimleri tanıyabilsek ve çektikleri sıkıntıları bilebilsek. Neye rağmen o resimler yapıldı, neye rağmen o şarkılar yazıldı, nelerden vazgeçildi de o yoldan yüründü. Bunun toplumun farklı kesimlerinin birbirini tanıması açısından da önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bu tür şeyleri izlediğinde kendi hayatlarını yeniden yorumluyorlar.
- Müslüm Gürses'le özdeşleşen, kendilerini jiletle kesen fanlar çok kısa gösterildi filmde. Neden?
- Ketche: Çekimlere Müslüm Baba'ın gerçek fanları, 'Jiletçiler' geldi. Ama bir şarkı açtığımızda, bu insanlar kafalarını duvarlara vuruyorlar, kendilerini kesmeye çalışıyorlar, "Ne yapıyorsunuz?" dediğimizde, "Müslüm çalıyor, sen anlamıyorsun" diyorlar. Çok acayip görüntüler aldık ama sinemada yaş sınırı sıkıntısı var. Yaş sınırına takılmayı istemedik.
- H.G: Müslüm fanlarının zarar verme davranışının kreşendosu zaten onun bir hayranı tarafından bıçaklanması. O adam orada diyor ki; "Biz seninle biriz, ha kendime zarar vermişim, ha sana zarar vermişim, hepimiz aynı evrendeyiz, bir olduk, içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı yapabileceğimiz hiçbir şey yok, insan olarak değerimizin bilinmediği, bizi anlatan bir dünyada yaşamıyoruz, bu bizim protestomuz aslında". Bunu anlatmak için o anların hepsini göstermeye gerek yok ki. O yüzden hastaneden çıkarken Müslüm Gürses'in diyaloğunu, "Onlar yas tutuyorlar" diye yazdım. Müslüm Gürses'in müziği de, bu yasın melodisi.
- Peki ya Muhterem Nur'a yönelik şiddet sahneleri, neredeyse yok gibiydi...
- H.G: O azlıkla bile derdini anlattığını düşünüyorum. Annenin ve bebeğin öldürülmesi şiddetin doruğu. Bu davranışa maruz kalmış birinin, o an için konuyu atlatmış görünse de içinde travma kalmamış olması mümkün değil. Şiddet nesilden nesile aktarılan bir zincir. Bu zincir bir noktada kırılınca hikaye oluyor. O da iki kişinin bunu sorun olarak görüp, çözülmesi gerektiğini düşünmesi. Muhterem Hanım'la bunu çözüyorlar. Filmdeki o sahne şiddet sarmalının durduğu nokta. Muhterem Hanım durumu "Biz birbirimizi tamir ettik" diye tanımlıyor.
KOMŞULARI ANLATTI
Salçalı ekmeği çok severdi
Sinanpaşa Mahallesi Gürses'in çocukluğunun geçtiği, en ağır travmasını yaşadığı, aile oldukları son yer. Orada aileyi, acıyı, tek başına kalmayı yaşamış. Herkes tarafından sevgiyle hatırlanması da bu yüzden... Pervin Avcılar: "Müslüm bizim mahallenin çocuğu. Abimle cezaevine girdi, çıktı. Sazı eline alırdı, hem içerdi hem söylerdi. Ekmeğe salçayı sürüp sürüp yerdi. Koyun kulağını alırdık, ızgaraya dizip kebap yapardık. Müslüm bir yığın kağıdı toplayıp, üstünde kebap yapardı. Karşı evde âşık olduğu bir kadın vardı. Beste yapardı ona, "Seni alacağım" derdi. Ama vermediler. Babasının annesini öldürdüğünü hatırlıyorum... Tarsus'ta kaza geçirince "Öldü" dediler, kalktık gittik. Sahipsiz diye çok ağladık. Semra Avcılar: "Bu iki odada kalırdı Müslüm. Eski zamanda örtme derlerdi böyle yerlere. Ali Limoncu, Sadık İçlises, Devran Baba, Müslüm'le birlikte babamın yanına gelirdi, hep beraber saz yarışına girerlerdi. Millet dolardı eve. Rahmetli annem de onlara dolma yapardı. Müslüm bir gün Mustafa Bebili'den Sevda Yüklü Kervanlar'ı duymuş. Onu geldi babama söyledi, birlikte çaldılar, söylediler. Sonra o şarkı Müslüm'ün ilk şarkısı oldu. O şarkıyı söyleyişi, konuşmaları hep kasette vardı ama çocuklar kaybettiler o kaseti.
BURUN LONDRA'DAN PERUK NEW YORK'TAN
Müslüm filminin çekimleri dört ay sürdü. Tüm bu süre zarfında yönetmen Ketche başta olmak üzere ekip çok geniş bir ön çalışma yaptı. Filme dair detayları yönetmeni Ketche anlatıyor:
BABAM MÜSLÜM'E, BEN ŞAHİN'E DERS VERDİM
Müslüm Gürses'in müzik kariyerindeki en önemli isimlerden Limoncu Ali'nin oğlu Halim anlattı: "Adana'da müzisyen olup, Müslüm'e yardımı dokunmamış insan yoktur. Kimi Müslüm'ü evinde yatırmıştır, kimi sahnede eşlik etmiştir, babam da akıl hocalığı yapmış. Ona sazı öğreten kişi. Irmak kenarında babamla birlikte saz çalmalarını, eğlenmelerini hatırlıyorum. Müslüm'ün bizim evden çıkmadığını hatırlıyorum. Dizide Şahin'in Müslüm'ün o yaşlarını canladıracağı belli olunce derse geldi bana. Saz çalmayı bilmiyordu ve zamanımız çok dardı. Fakat bir saat içinde Şahin yeteneğini gösterdi. Kısa zamanda çok yol kat etti. Erkan Can'a da çekimler sırasında saz dersleri verdim."
EN SON HABERLER
- 1 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”
- 2 Dünya çatışıyor ABD kazanıyor
- 3 Türklerin Lahey’deki hayatı: Gurbet, gözyaşı ve umut
- 4 Bu turun farkı kadınlar
- 5 Sessiz lüksün sembolü
- 6 Düşünceleriniz hayatınızı yönlendiriyor
- 7 Atalarının mirasını fotoğrafta yaşatıyor... Adıyamanlı kadınların kültürel mirası: Kofi
- 8 Osmanlı alimlerinin 150 yıllık kayıp hikayesi
- 9 Başkasına yardım derken kendini unutma
- 10 Moda, kadın sporcuların peşinde