Siyah beyaz tuşların yetenekli prensi

Huffington Post gazetesi "Soğuk Savaş yıllarında Glenn Gould'un ya da Çaykovski Yarışması'nda Van Cliburn'un elde ettiği zaferden bu yana hiçbir piyanist böylesi bir heyecan ve coşku yaşatmamıştı" diyerek bahsediyor onun hakkında. Fransız piyanist Lucas Debargue, henüz 28 yaşında. Fakat genç yaşına rağmen şimdiden klasik müzik dünyasında adından sıkça bahsettiren, önemli sahnelerde yer almış ve kendisinden büyük beklentilerin olduğu bir müzisyen. 20 Kasım'da İş Sanat Konser Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak olan Debargue'u dilerseniz kısaca bir anlatalım.
Debargue, geçmişte dünyanın birçok saygın salon ve orkestralarından davet almış bir isim. Nereler yok ki, New York'taki Carnegie Hall, Londra'daki Wigmore Hall, Amsterdam'daki Concertgebouw, Almanya'daki Berlin ve Munich Philharmonic Hall ve daha birçok yer... Aynı zamanda Valery Gergiev, Yutako Sado, Mikhail Pletnev, Andrey Boreyko gibi ünlü şeflerle de çalışan 1990 doğumlu genç sanatçı, Gidon Kremer, Janine Jansen, Martin Fröst gibi isimlerle de müzikal işbirlikleri gerçekleştirdi. 2015 yılında Moskova'da gerçekleşen 15. Uluslararası Çaykovski Yarışması'ndaki performansı ise Debargue'nin dünya çapında dikkat çekmesini sağladı.
MÜZİĞİN YANINDA EDEBİYAT TUTKUSU
Başarılı piyanistin müzik yaşamı aslında epey erken bir yaşta başlıyor. 11 yaşında geçiyor piyanonun başına ve o günden bu zamana üzerine koyarak ilerlemeye devam ediyor. Piyano ve müzik kariyerini yükselen bir ivmeyle sürdüren Lucas Debargue aynı zamanda sanatın birçok yönüyle de ilgili. Öyle ki eğitimini edebiyat alanında tamamlamış. Caz müzik, sinema, resim de ilgisinin olduğu diğer sanat disiplinleri arasında.
Geçmiş röportajlarında Kafka, Balzac, Dostoyevski gibi yazarların hayata bakışını ve karakterini etkilediğini söyleyen Debargue, sıkı bir edebiyat tutkunu. Fakat tabii müzik onun için her zaman bir adım önde. Kendi müzikal hayatı ve yaşamı üzerine çekilen Lucas Debargue: To Music belgeselinde "Dünya müziği benim için bir ev gibi" yorumunda bulunan sanatçı bir bakıma bu durumu tasdikliyor.
Mozart, Schubert, Poulenc gibi bilinen sanatçıların eserlerinin yer aldığı temel piyano repertuvarının yanı sıra Nikolai Medtner, Nikolai Roslavets, Milosz Magin gibi daha az bilinen bestecilerin eserlerini de seslendiren Fransız piyanist bu yönüyle de öne çıkıyor. 2014 yılında Fransa'da Gaillard Uluslararası Piyano Yarışması'nda birincilik ödülüne layık görülen Lucas Debargue başta da belirttiğimiz üzere 20 Kasım Salı akşamı saat 20.30'da İş Sanat Konser Salonu'nda sahne alacak.
Üstelik Debargue'a dünyanın en iyi oda toplulukları arasında gösterilen ve ilham verici yorumlarıyla tanınan Basel Oda Orkestrası eşlik edecek. Ne diyelim, özellikle klasik müzik tutkunlarının kaçırırsa pişman olacağı türden bir konser İstanbul'u bekliyor...
KLASİK MÜZİK ZİYAFETİ SEZON BOYUNCA DEVAM EDİYOR
İş Sanat'ın yeni sezonundaki klasik müzik şöleni sadece Lucas Debargue ile sınırlı değil. Dünyaca ünlü solistler ve orkestralar sezon boyunca İş Sanat sahnesinde yer alacaklar. İşte onlardan birkaçı...
İngiltere'deki The Guardian gazetesinin "Karşı konulmaz ritmik bir berraklık" olarak tanımladığı Gabriela Montero ve orkestrası 30 Kasım'da sahnede. Montero'nun üst düzey yorumlarıyla doğaçlama yeteneğini birleştireceği gecede ona İngiltere'nin tanınmış yaylı orkestrası Scottish Ensemble eşlik edecek.
Birçok eleştirmen onun için günümüzün en seçkin kemancılarından biri diyor, şu anda da kariyerinin zirvesinde olduğu aşikar. Renaud Capuçon'dan bahsediyoruz. 14 Aralık'taki konserde Capuçon, 30. yılını kutlayan oda orkestrası Wiener Concert-Verein ile sahnede.
Grammy ödüllerine aday gösterilen ilk mandolin sanatçısı olan Avi Avital, 9 Ocak'ta klasik ve erken dönem eserlerini harmanlayan Cappella Gabetta ile birlikte müzikseverlerle buluşacak.
'GERÇEK BİR DİVA' İSTANBUL'DA
İş Sanat'ın klasik müzik ziyafeti 2019 yılında son hızda sürecek. Öne çıkan konserler arasında Magdelena Kozena da yer alıyor. Günümüzün önemli opera salonları ve şeflerinin vazgeçemediği solistler arasında yer alan, Washington Post'un 'gerçek bir diva' olarak söz ettiği mezzosoprano Kozena, 9 Şubat'ta İstanbul'da.
Sanatçıya yaratıcı yaklaşımıyla müzik dünyasında farklı bir yere sahip olan Orchestra of the Age of Enlightment eşlik edecek. Orkestrayı ise İtalyan Giovanni Antonini yönetecek.
Klasik müzik çevrelerinin övgüyle söz ettiği piyanist Garrik Ohlsson da sahnede olacak. Ohlsson, dünyanın en saygın oda müziği topluluklarından biri olan Boston Symphony Chamber Players ile 9 Mayıs akşamı konser verecek.